Show simple item record

dc.contributor.advisorToprak, Süleyman
dc.contributor.authorCansiz, Hasan
dc.date.accessioned2020-12-29T07:41:22Z
dc.date.available2020-12-29T07:41:22Z
dc.date.submitted2014
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/347825
dc.description.abstractBu çalışmada, Kelam ilminin en önemli konularından biri olan hikmet ve ilâhî fiillerle ilişkisi ele alınmıştır. Kur'an'da hikmet kelimesinin birçok defa kullanılması ve Allah'a nispet edilen fiillerden sonra hakîm lafzının kullanılarak Allah'a bu fiiller nedeniyle hikmet izafe edilmesi, ilâhî fiillerin hikmetliliğinin kabul edilmesini gerektirmektedir. Ancak, var olduğu ele aldığımız mezheplerin (Mu'tezile, Eş'ariyye ve Mâtürîdiyye) tamamı tarafından kabul edilen bu hikmetin ne olduğu ve teorik düzlemde açıklanma biçimi, farklı yaklaşımlara sahne olmuştur. Çalışmanın ilk bölümünde hikmetin insan ile ilgili boyutu ele alınmıştır. Bu bağlamda hikmetin etimolojik yapısı ve Kelam ilminde kazandığı anlam incelenmekte, çalışma fillerdeki hikmetle sınırlandığı için mezheplere göre ilâhî fiillerin kapsamı ele alınmaktadır. Hikmetin insan bilgisine konu olması bölümde ele alınan son konudur. İkinci bölüm, hikmetin Allah ve fiilleri ile ilgili boyutuna ayrılmıştır. Bu bağlamda öncelikle mezheplerin ilâhî fiillerdeki hikmeti açıklama biçimleri ve hikmet kavramının sistemlerindeki işlevselliği, sonra, kötülük probleminin hikmet düşüncesi ile aşılma çabaları incelenmiş, son olarak da mezheplerin ilâhî fiillerin hikmetsiz olmasının imkansızlığı konusunu açıklama yöntemleri değerlendirilmiştir.Mu'tezile'nin hikmeti fayda ile özdeşleştirdiği ve salah-aslah teorisi çerçevesinde açıkladığı görülmektedir. Eş'ariyye, bu yaklaşıma bir tepki olarak Allah'ın fiillerinin akılla açıklanamaması sebebiyle sınırlanamayacağını savunmuş ve ilâhî hikmeti failin kastına uygunluk/irade olarak yorumlamayı tercih etmiştir. Mâtürîdiyye ise, Allah'ın insana verdiği aklın, onun fiillerini kavrama imkanına sahip olduğu düşüncesini benimseyerek Mu'tezile'ye yakın bir kabulden hareket etse de, ilâhî fiillerin ortak noktası olarak `fayda`yı değil `sonucun aklın kabul edeceği bir iyi olması`nı tespit ederek ve aklın sınırlılığını vurgulayarak, Mu'tezile'nin teorisinin problemli yönlerini bir dereceye kadar çözmüş ve varoluşu ilâhî hikmet ve kemal ile daha dengeli bir kurgu çerçevesinde ilişkilendirebilmiştir.
dc.description.abstractIn this dissertation, wisdom (hikmah) which is one of the most important issues of Kalam and its relation to divine act has been studied.Because of the multiple appearance of the word hikmah in the Qur'an and attributing wisdom to Allah after acts attributed to him by using the name hakîm, it is necessary to accept the wisdom in divine acts. However, the nature of hikmah which it's presence is accepted by all Islamic schools of theology we examined (Mu'tazilah, Ashariyyah and Maturidiyyah) and its explanation in the theoretical plane has been the scene of different approaches.In the first part of the study, wisdom within the context of its relation to man is discussed. In this context, etymological structure of wisdom and the meaning it gained in the Kalam field are analyzed. Due to limiting the scope of the study by wisdom in the acts, boundaries of gods acts are discussed according to the sects. The last issue discussed in the chapter is wisdom as a subject to human knowledge. The second part is devoted to wisdom in relation to Allah and His acts. Firstly, sects' ways of explanation of wisdom in divine act and the functionality of wisdom in their systems are evaluated, then, efforts of overcoming the problem of evil by the idea of wisdom is examined, and finally, sects' interpretation of the impossibility of divine act being wisdomless is examined.It is understood that Mu'tazilah identified the wisdom with benefit and explained it within the framework of the theory of salah-aslah. Ashariyyah, as a response to this approach, argued that acts of God cannot be limited even if it is unexplainable with reason and they preferred to interpret divine wisdom as the compliance with the subject's (Allah) intention (iradah). Maturidiyyah, on the other hand, even though started with an idea similar to Mu'tazilah which advocates that the reason given by Allah to mankind is able to grasp divine act, solved problematic aspects of Mu'tazilah's system to some extent and was able to associate the being with divine wisdom and perfection within the framework of a more balanced thought by identifying `result of acts being good` as the common nature of divine act and not `benefit` itself and emphasizing the limited nature of human reason.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectDintr_TR
dc.subjectReligionen_US
dc.titleİlahi fiillerde hikmet
dc.title.alternativeThe wisdom in the actions of god
dc.typemasterThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentTemel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
dc.subject.ytmWisdom
dc.subject.ytmIslam
dc.subject.ytmIslamic theology
dc.subject.ytmKoran
dc.identifier.yokid10026061
dc.publisher.instituteSosyal Bilimler Enstitüsü
dc.publisher.universityNECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid356168
dc.description.pages110
dc.publisher.disciplineKelam Bilim Dalı


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess