Saîdü`d-dîn Fergânî`nin vahdet-i vücûd görüşü
dc.contributor.advisor | Küçük, Hülya | |
dc.contributor.author | Doğan, Ali Fahri | |
dc.date.accessioned | 2020-12-29T07:40:26Z | |
dc.date.available | 2020-12-29T07:40:26Z | |
dc.date.submitted | 2015 | |
dc.date.issued | 2018-10-09 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/347540 | |
dc.description.abstract | Tasavvuf tarihinin kırılma noktalarından biri de tasavvuf döneminden tarîkatler dönemine geçiş aşamasıdır. Bu geçişle birlikte, tohumları Ebû Yezid el-Bistâmî (v. 262/875) ve Hallâc lâkâbıyla mâruf Hüseyin bin Mansur (v. 309/921) gibi sûfîler tarafından atılmış felsefî tasavvuf diyebileceğimiz ekol, Gazzâlî (v. 505/1111) ile teşekkül etmeye başlamış ve İbn Arabî'de (v. 638/1240) zirveye ulaşmıştır. İbn Arabî tarafından tesis edilen ve ismi halefleri tarafından konan vahdet-i vücûd, bir taraftan felsefî tasavvufun esasını teşkil ederken öte yandan ulemâ-i zâhir ve bâtın arasındaki en yaygın tartışma konularından biri olmuştur. Ekberiye ekolü de denen bu anlayışı İbn Arabî'den sonra öncelikli olarak talebesi Sadreddin el-Konevî (v. 673/1274) benimseyip bir sonraki nesle nakletme vazifesini üstlenmiştir. Konevî'den sonra ise talebeleri bu anlayışı bireysel bir çabanın ötesine taşıyarak kitlelere ulaştıran bir kadro haline gelmiştir. Bu kadronun en önemli simalarından birisi şüphesiz Saîdü'd-dîn Fergânî'dir (v. 699/1300). Önceleri Sühreverdiyye tarîkatına mensub ve bu tarîkatten hırka-i icazet giymiş olmasına rağmen, muhtemelen Moğol istilâsının tetiklediği batıya/Anadolu'ya olan göç kervanına katılarak Konya'yı mesken edinmiş ve Sadreddin el-Konevî'nin talebesi olmuştur. Bu vakitten sonra da İbn Arabî'nin öğretilerini hocası Konevî'den alarak bir sonraki nesle talim yoluyla, sonrasındaki nesillere de telif yoluyla aktarmıştır. İbn Fârız'ın meşhur kasidesi Taiyyetü'l-Kübrâ'ya yazdığı Arapça ve Farsça şerhler sonraki nesil için vazgeçilmez bir kaynak olmuştur. Fergânî bu kasideye sadece bir şerh yazmakla kalmamış, Vahdet-i Vücûd'a dair meseleleri, sadece bir nakille değil aynı zamanda kendi usûlüyle de sistematize ederek işlemiştir. Bu çalışmada, İbn Arabî ekolündeki tartışmasız yerine binaen Saîdü'd-dîn Fergânî'nin vahdet-i vücûd görüşü, kendisinin takip ettiği varlık mertebeleri sırasına bağlı kalarak incelenmiştir. Yapılan araştırma sonucunda Fergânî'nin vahdet-i vücûd terimini bir ıstılah olarak kullandığı ve ilk defa vahdet-i vücûdu varlık mertebeleri çerçevesinde ifade ettiği tesbit edilmiştir. | |
dc.description.abstract | One of the turning points in the history of Sufism is the passing from the period Tasawwuf to the period of Tarîqahs. The seeds of the school which we can call philosophical tasawwuf had already been spread by the sûfîs like Abû Yazeed al-Bistâmî (d. 262/875) or Huseyn bin Mansoor (d. 309/921), known as Hallâj. This school started to take a shape with Ghazzâlî (d. 505/1111) and reached a peak with Ibn Arabî (d. 638/1240). Wahdat al-wujûd, which was built by Ibn Arabî and the name of which was coined by his successors, consisted the basement of the philosophical tasawwuf on the one hand and became one of the most common issue of dispute between the Ulemâ az-Zâhir/Scholars of the Seen and the Ulemâ al-Bâtin/Scholars of the Un-seen on the other hand. After Ibn Arabî, his disciple al-Qûnawî (d. 673/1274) primarily took the responsibility of delivering this understanding, also called Akbariyya, to the next generation. After Qûnawî, his disciples became a cadre who conveyed this understanding to the societies by carrying it beyond a personal effort. Without any doubt, Saîd al-Dîn al-Farghânî (d. 699/1300) is one of the most important figures within this cadre. Despite being affiliated to the Tarîqah of Suhravardî and even having worn a khirqah al-ijâzah/dervish coat of permission within this tarîqah, he had to move to Konya due to Mongol invasions and became a disciple of al-Qûnawî. As of this time, he acquired the teachings of Ibn Arabî from Qûnawî and conveyed it to the next generation by teaching and to the future generations by authoring. His Arabic and Persian annotations of Tâiyyah al-Qubrâ, famous poem of Ibn Fârid, became an indispensable resource for his successors. Not only did he write an annotation for this poem, but also tackled the issues of wahdat al-wujûd with his own method in addition to the tradition. In this study, in regard to his unarguable position within Ibn Arabî school, al-Farghânî's view of wahdat al-wujûd has been examined by following his order of divine presences. As the result of the study, it has been found that al-Farghânî used the phrase `wahdat al-wujûd` as a term and expressed his views of wahdat al-wujûd within the framework of divine presences. | en_US |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Din | tr_TR |
dc.subject | Religion | en_US |
dc.title | Saîdü`d-dîn Fergânî`nin vahdet-i vücûd görüşü | |
dc.title.alternative | Saîd Al-dîn Al-Farghânî's view of wahdat al-wujûd | |
dc.type | doctoralThesis | |
dc.date.updated | 2018-10-09 | |
dc.contributor.department | Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı | |
dc.subject.ytm | Islam | |
dc.subject.ytm | Unity of existence | |
dc.subject.ytm | Fergani | |
dc.subject.ytm | Unity of existence | |
dc.subject.ytm | Islamic philosophy | |
dc.subject.ytm | Mystic | |
dc.identifier.yokid | 10090073 | |
dc.publisher.institute | Sosyal Bilimler Enstitüsü | |
dc.publisher.university | NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ | |
dc.identifier.thesisid | 407200 | |
dc.description.pages | 306 | |
dc.publisher.discipline | Tasavvuf Bilim Dalı |