Die Unbewubte magische natur der symbole: Eine untersuchung zu Hermann Hesse`s werk `Der Steppenwolf)

Abstract

TÜRKÇE ABSTRACT (en fazla 250 sözcük): (TÜBITAK/TURDOK' un Abstrakt Hazırlama Kılavuzunu kullanınız.) Bu çalışmada Hermann Hesse' nin 'Der Steppenwolf (Bozkırkurdu) adlı eseri baz alınmıştır. Bu eser, insanın temelde dünyasını oluşturan arketipik semboller açısından ele alınmıştır ve bu bağlamda C. G. Jung'un bilinçdışı öğretisinden yararlanılmıştır. 'Der Steppenwolf` adlı eserle ortaya konmak istenen konu, bilinçaltında yatan gizemli sembollerin majiyle, insanoğlunun doğa ve tin ile olan bütünsel ilişkisidir. Yoğun anlamda romantik öğeler taşıyan eserin konusu modern cağın buhranı içindeki `bölünmüş` insanın, psikanalitik açıdan Jung ve felsefi açıdan Nietzsche bağlamında yaşadığı bireyseUeşme sürecidir (IndividuationsprozeB). Doğa ile tin arasındaki döngünün içerisinde gerçekleşen ve geçen yaşamın ya da majik arketiplerinin paradoksluğunu ortaya koyan roman, bu sürecin ifadesi olarak regresif-progresif bir gelişimi ve zıtlıkların git gide kaybedilen uyum ve bütünlüğünün arayışını anlatmaktadır. Söz konusu olan, insanın doğasını red etmeden tanrısal olan tinselliğe doğru olan ütopik yönelişidir. Tezin giriş bölümünde sembolün tanımı yapılarak barındırdığı paradoksluk ortaya konmuştur. Vurgulanan sembolik bilinçaltı ve sembolik düşünce sistemi ile modern fiziğin 'paradoksal gerçeklik' açıklaması ve en ilkel inanç sistemlerinden olan majinin arasındaki akıl almaz bağlantılar ortaya konmuştur. Ortaya çıkan ana kriter ise, yaşamın ve tüm misterlerin ardında ve altında muazzam bir sembolik - paradoks - sistemin yattığı olgusudur. Ana bölümde roman kahramanının bulunduğu bireyselleşme sürecinin içerisinde, Jungcu kriterlere göre karşılaştığı arketipsel kademeler incelenmiştir. Bu arketipler sembolik ve gerçek olan çeşitti roman figürleri ile yaşanan olaylarda yansımalarını bulurlar. Sonuç olarak, sembollerin majik gücü ile insanın aslında kendisinden ve yansımalarından başka bir şey yaşamadığı vurgulanmaktadır. İnsan doğa ile tin arasında kendi tanrısal özbenliğine doğru yol alırken, yazarın tutunup önerdiği dengeleyici olan tanrısal bir mizah unsuru ve yeteneğidir.

İNGİLİZCE ABSTRACT (en fazla 250 sözcük) : This thesis has been based upon Herman Hesse's major opus, `Der SteppenwolP. This particular study has been discussed with reference to archetypal symbols that basically constitute the human nature; that is to say, with reference to Jung's conceptualization and doctrine of the unconscious. The matter aimed to be traced in `Der SteppenwolP' is the integral relationship of the mystical symbols remaining in the subconscious with magi, and of the human beings with nature and spirit. Hesse's work bears romantic elements intensively and its theme basically revolves around the individuation process of the `divided self of the modern era. The individuation process under consideration has been realized psychoanalytically and philosophically with reference to Jung and Nietzsche respectively. In that context, this novel, which takes place within the cycle of nature and spirit and which brings up the magical archetypes and the paradoxes of life, relates a regressive-progressive development and a way of seeking the gradually vanished harmony and integrity of the dualities. For the introductory part of the thesis, the symbol has been defined and so the paradox it bears has been revealed. In regard to the relations between the symbolic subconscious emphasized, the `paradoxical reality` that has been explained by symbolic systems of thought and modern physics, and magi that has been one of the most ancient and primitive belief systems, the connections put forth has been so inconceivable. The main criteria that has come to light out of these relations, on the other hand, has been the fact that a magnificent symbolic - paradoxical - system of thought lies beneath the life and all the mysteries. For the main part in which the protagonist of the novel has been subject to the individuation process, the archetypal categories that the protagonist faces with have been analyzed in accordance with the Jungian criterions. These archetypes have been reflected to the sequence of events experienced through the characters of the novel who are either symbolic or real. With regard to the conclusive part, the magical power of the symbols have been underlined with an emphasize that human beings experience nothing more than their selves and self reflections. During all these experiences, human beings proceed through their Divine `True Selves`. While this process takes place in between the nature and spirit, what is held and recommended by the author is a divine sense of humor as an element of equilibrium. «^sss**