A research on mobile architecture through 20th century utopian megastructure approaches: Yona Friedman`s `the spatial city` as a case study
dc.contributor.advisor | Ceylan Baba, Ece | |
dc.contributor.author | Çetin, Cem | |
dc.date.accessioned | 2020-12-29T06:42:15Z | |
dc.date.available | 2020-12-29T06:42:15Z | |
dc.date.submitted | 2020 | |
dc.date.issued | 2020-03-27 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/337938 | |
dc.description.abstract | Bu tez, 20. yüzyılın tekno-ütopik mega yapı öncülerinin mobil mimarlık anlayışlarını incelemektedir. Bu araştırmada öncelikle mobil ve mobilite kavramları incelenmiş, ardından esneklik, taşınabilirlik, adaptasyon ve modülerlik gibi kavramlar mobil mimarlık bağlamında incelenmiştir. Bu bağlamda mobil mimarlık kavramının türleri, formları, ölçekleri, ortaya çıkış nedenleri ve etkileri incelenerek süreç boyunca mimarın rolü sorgulanmıştır.Mobil olma hali, evrimsel açıdan, insanın yaşamını sürdürebilmesi için her zaman mecburi olmuştur. Giderek artmakta olan nüfus, göçler ve gelişmekte olan teknoloji, insanların mobilitesini de arttırmıştır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası kentlerde artan yoğunluk ve giderek azalan yaşam standartları, mimarları yeni bir kent anlayışı arayışına itmiştir. Modern akımın getirmiş olduğu sabit ve katı kurallar, kentlerdeki problemlere çözüm olamamıştır. 1950-1970 dönemi mimarları, giderek yoğunlaşan kenti, bir araya toplama çabası içine girmişlerdir. Bu dönemde teknolojiye olan iyimserlik, mimarları, mega yapı projeleri tasarlamaya yönlendirmiştir. Bu bağlamda tasarlanmış olan mega yapı projeleri oldukça radikal ve provakatif olduklarından birer ütopya olarak kalmıştır. Modern akımın kurallarından çıkılmış ve mobil mimarlık anlayışları mega yapı projelerinde görülmeye başlanmıştır. Tezde bu dönemde ortaya çıkmış mega yapı öncülerinin projeleri üzerinden mobil mimarlık anlayışlarına odaklanılmış ve bu süreçte mimarın rolü de sorgulanmıştır. İncelenen mega yapı projelerindeki kullanıcı özgürlüklerini temel felsefe olarak benimsemiş Yona Friedman, diğer öncülerden ayrılmış ve Spatial City projesi vaka çalışması olarak ele alınmıştır. Özet olarak, mobil mimarlığın sadece hareket odaklı bir anlayış olmadığı, birçok şekilde anlaşılıp, tanımlanabileceği anlatılmıştır. Ancak tezde, mobil mimarlık bağlamında kullanıcı özgürlükleri felsefesi üzerine odaklanılmıştır. | |
dc.description.abstract | This thesis investigates the understanding of mobile architecture of 20th-century techno-utopian megastructure pioneers. In this research, firstly, the concepts of mobile and mobility are examined and then concepts such as flexibility, portability, adaptation, and modularity are examined in the context of mobile architecture. In this context, the types, forms, scales, reasons for the emergence and effects of the concept of mobile architecture have been examined and the role of the architect has been questioned throughout the process. The state of being mobile has always been an obligation in evolutionary terms for human survival. The increasing population, migration and developing technology have also increased the mobility of people. The increasing density and decreasing living standards, especially in the cities after the Second World War, led the architects to search for a new understanding of the city. The fixed and rigid rules of the modern movement couldn't be the solution to the problems in the cities. The architects of the period 1950-1970 attempted to bring the city together in spatial sense, which is increasingly dense. In this period, the optimism towards technology has led the architects to design megastructure projects. The megastructure projects designed in this context have remained utopian since they are very radical and provocative. The concept of mobile architecture has been focused on the projects of megastructure pioneers that emerged in this period, and the role of the architect has been questioned in the process. Yona Friedman has adopted the philosophy of user freedoms as the main principle in the context of mobile architecture. Therefore, his approach was different among other megastructure pioneers, Yona Friedman and his megastructure project Spatial City is examined as a case study. To sum up, it can be said that mobile architecture is not just a movement-oriented approach; it can be understood and defined in many ways. However, in the thesis, the focus was on the philosophy of freedom of the users in the context of mobile architecture. | en_US |
dc.language | English | |
dc.language.iso | en | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Mimarlık | tr_TR |
dc.subject | Architecture | en_US |
dc.title | A research on mobile architecture through 20th century utopian megastructure approaches: Yona Friedman`s `the spatial city` as a case study | |
dc.title.alternative | 20. yüzyildaki ütopik mega yapi yaklaşimlari üzerinden mobil mimarliğin incelenmesi: Yona Friedman'in spatial city projesi | |
dc.type | masterThesis | |
dc.date.updated | 2020-03-27 | |
dc.contributor.department | Mimarlık Anabilim Dalı | |
dc.identifier.yokid | 10311246 | |
dc.publisher.institute | Fen Bilimleri Enstitüsü | |
dc.publisher.university | YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ | |
dc.identifier.thesisid | 617239 | |
dc.description.pages | 155 | |
dc.publisher.discipline | Mimarlık Bilim Dalı |