Show simple item record

dc.contributor.advisorÖzkan, Ferda
dc.contributor.authorErdem, Ayşegül
dc.date.accessioned2020-12-29T06:40:02Z
dc.date.available2020-12-29T06:40:02Z
dc.date.submitted2012
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/337627
dc.description.abstractMeme kanseri, kadınlarda en sık görülen ve en çok ölüme neden olan malignitedir. Meme kanserinden ölümün sebebi, genellikle metastazdır. Bu nedenle tümörün metastaz potansiyelinin saptanması, tedaviyi belirleyen en önemli faktördür. Tümör vaskülarizasyonunun değerlendirilmesi, özellikle metastaz riskini tahmin etmede yararlı olabilir.Son yıllarda tümör vaskülaritesi ve prognoz arasındaki ilişki çok sayıdaki solid tümörde olduğu gibi meme kanserinde de yaygın olarak araştırılmaktadır. Ancak anjiyogenez ve lenfanjiyogenez, genellikle birlikte incelenmemektedir. Ayrıca tümörün moleküler yapısı ile tümör vaskülarizasyonunun ilişkisi çok az çalışmanın konusu olmuştur. Bu çalışmada invaziv meme kanserlerindeki kan ve lenf damarı yoğunluklarının hem birbirleriyle, hem moleküler alt tiplerle, hem de klinik ve histopatolojik bulgularla korelasyonunu inceledik. Çalışmamızın amacı, tümör anjiyogenezi ve lenfanjiyogenezinin moleküler sınıflama ile varsa örtüşen noktalarını ortaya çıkarmak ve diğer prognostik faktörlerle ilişkisini incelemekti.Çalışmaya 40'ı neoadjuvan tedavi almamış, 6'sı tedavi almış toplam 46 invaziv meme karsinomu hastası dahil edildi. Malign veya premalign lezyon içermeyen 6 mammoplasti spesmeni kontrol olarak kullanıldı. İmmünhistokimyasal yöntemle (ER, PR, HER2, Ki67, CK 5/6 ve EGFR) her hastada tümörün moleküler alt tiplendirmesi yapıldı ve uygun tümör blokları seçilerek aynı bloklara hem CD31 hem D2-40 çalışıldı. Daha sonra bilgisayarlı yarı otomatik görüntüleme sistemiyle tümör içinde, tümör sınırında ve tümör dışında damar yoğunlukları saptandı. Kontrol grubunda ise adenozis çevresinde ve adenozis dışı alanda damar yoğunluğu ölçüldü. Hastaların klinik ve histopatolojik bulguları ayrıntılı olarak incelendikten sonra, moleküler alt tiplere göre değerlendirme yapıldı. Tüm hastalardaki tümör içi, tümör sınırı ve tümör dışı damar yoğunluğu ölçümleri, hem birbirleriyle hem kontrol grubuyla karşılaştırıldı. Damar yoğunluklarını moleküler, klinik ve histopatolojik bulgularla karşılaştırmak için, sadece neoadjuvan tedavi almayan 40 hasta incelemeye alındı.Moleküler alt tiplere göre sınıflanan olgular arasında sadece lenf düğümü (LN) metastazı, evre ve Ki67 proliferasyon indeksi açısından anlamlı fark saptandı (p<0,05); yaş, ailede kanser öyküsü, histolojik tip, histolojik derece, tümör büyüklüğü ve p53 ekspresyonu bakımından anlamlı fark saptanmadı (p>0,05).Tüm hastalarda ortalama damar yoğunluğu değerleri, birbirleriyle karşılaştırıldığında tümör sınırındaki mikrodamar yoğunluğu (MDY) ve lenfatik damar yoğunluğu (LDY), tümör içi ve tümör dışına göre anlamlı derecede yüksek bulundu (p<0,001). Hastalardaki tümör dışı damar yoğunluğu (MDY ve LDY) ölçümleri, kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, anlamlı fark olmadığı gözlendi (p>0,05). Bu bulgular, tümörde anjiyogenez ve lenfanjiyogenezin varlığını destekler nitelikteydi. MDY ve LDY arasında ise korelasyon bulunmadı. Bu sonuç, anjiyogenez ve lenfanjiyogenezin gelişiminde hipoksi gibi ortak tetikleyici mekanizmaların varlığıyla ilgili mevcut bilgilerle uyumlu değildi. Bu nedenle anjiyogenezle lenfanjiyogenezin gelişim mekanizmaları arasında farklılıklar olabileceği varsayıldı.Damar yoğunlukları moleküler, klinik ve histopatolojik bulgularla karşılaştırıldığında hasta yaşı, tümörün moleküler alt tipi, tümörün ER, PR ve HER2 pozitifliği ve tümör içindeki nekroz oranıyla MDY arasında; tümörün histolojik tipi, tümör büyüklüğü, LN metastazı, evre ve tümörün HER2 pozitifliği ile LDY arasında anlamlı fark saptandı (p<0,05). Tümörün histolojik derecesi, yerleşim yeri, Ki67 proliferasyon indeksi, p53 ekspresyonu, tümördeki yaygın in situ karsinom varlığı, tümöre karşı gelişen iltihabi ve stromal yanıt ile damar yoğunlukları (MDY ve LDY) arasında anlamlı fark saptanmadı (p>0,05). Sonuç olarak ?tümör sınırındaki MDY'nu etkileyen ana etkenlerin ER, PR, HER2 pozitifliği, dolayısıyla tümörün moleküler alt tipi; tümör sınırı LDY'nu etkileyen başlıca etkenlerin ise, meme kanserinin majör prognostik faktörleri (LN metastazı, tümör büyüklüğü, evre) ve HER2 pozitifliği? olabileceği düşünüldü.Bizim çalışmamız, vaka sayısı az olmasına rağmen meme kanseri anjiyogenez ve lenfanjiyogenez mekanizmalarının daha iyi anlaşılmasında bir ipucu niteliği taşıyabilir. Elde edilen veriler ışığında, tümörün moleküler yapısı ve anjiyogenez üzerine yapılacak çalışmaların, özellikle üçlü negatif meme kanseri hastalarına anti-anjiyogenik tedavi seçeneğini sunabileceğini öngörmekteyiz.Anahtar kelimeler: Anjiyogenez, lenfanjiyogenez, invaziv meme kanseri, CD31, D2-40
dc.description.abstractBreast cancer is the most frequent and fatal cancer in women. The reason of mortality is commonly the metastases. Thus, disclosing the metastasing capacity of the tumor is the most important factor in the identification of treatment. The evaluation of tumor vascularization may particularly be helpful in predicting the metastatic potential.In recent years the connection between tumoral vascularity and prognosis has been extensively investigated in breast cancer as in many other solid tumors. However, angiogenesis and lymphangiogenesis have not been commonly evaluated together. In addition, the association between the molecular subtypes and the vascularization of the tumor has been the subject of very few studies. In this study, we investigated the correlations between blood and lymphatic vessel densities in invasive breast cancer and their individual associations with the molecular subtypes, clinical parameters, and the histopathological findings. Our aims were to disclose the overlapping points, if any, of tumoral angiogenesis and lymphangiogenesis with the molecular subtypes and to investigate their interrelations with the other prognostic factors.In our study, 46 patients with invasive breast carcinoma were included and six of them recevied neoadjuvant treatment while 40 did not. Six specimens, which did not include malign or premalign lesions and obtained after mammoplasty, were used as the control group. The molecular subtyping was performed with immunohistochemical method (ER, PR, HER2, Ki67, CK 5/6 ve EGFR) in each patient and by selecting appropriate tumor paraffin blocks either CD31 or D2-40 were applied to the same blocks. After then, the vascular density was identified at the tumoral border, and inside and outside of the tumor by computerized semiautomatic image system. Vascular density was calculated either at the adenosis zone or in the areas out of the adenosis zone in the control group. After assessment of clinical and histopathological findings of the patients in detail, the analysis was made according to the molecular subtypes. The vascular density calculations at the tumoral border, and inside and outside of the tumor were either compared to each other or to the control group. In the comparison of vascular densities with molecular, clinical and histopathological findings, 40 patients who did not receive neoadjuvant therapy were assessed.Among the cases classified molecular into subtypes, significant differences were only detected for lymph node (LN) metastasis, stage and Ki67 proliferation index (p<0,05); while statistical significance could not be disclosed for age, family cancer history, histological type, histological grade, tumor size, and p53 expression (p>0,05).When the mean vessel density values of all patients, when compared to each other, were evaluated, the microvessel density (MVD) and lymphatic vessel density (LVD) at the tumor border were significantly higher than the intratumoral and peritumoral assessments (p<0.001). When the tumoral outside vessel density (MVD and LVD) scores were compared to the control group, no significant difference was detected (p>0.05). These findings were to support the presences of angiogenesis and lymphangiogenesis. Any correlation between MVD and LVD was not detected. This result was not correlated with the current data related to common triggering mechanisms like hypoxia on the development of angiogenesis and lymphangiogenesis. For this reason, different developmental mechanisms for angiogenesis and lymphangiogenesis were postulated.When the vessel densities were compared to molecular, clinical and histopathological findings, MVD was significantly different for age, molecular subtype of the tumor, ER, PR ve HER2 pozitivity of the tumor and intratumoral necrosis rate while LVD was significantly different for histological type, size, LN metastasis, stage, and HER2 positivity of the tumor (p<0.05). No significance was detected for histological grade, localization, Ki67 proliferation index, p53 expression, the presence of widespread in situ carcinoma, inflammatory and stromal response against the tumor when compared with MVD and LVD (p>0.05). Consequently, ?the major parameters affecting MVD at the tumoral border appear to be ER, PR, HER2 positivity while the predominant factors for LVD were the major prognostic factors of breast carcinoma (LN metastasis, tumoral size, stage) and HER2 positivity?.Although the case number was limited, our study may provide specific clues to better understanding of breast cancer mechanisms for angiogenesis and lymphangiogenesis. According to the data we obtained in this study, we foresee that future studies on molecular tumor type and angiogenesis may provide anti-angiogenic treatment options particularly to triple negative breast cancer patients.Key words: Angiogenesis, Lymphangiogenesis, Invasive Breast Cancer, CD31, D2-40en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectPatolojitr_TR
dc.subjectPathologyen_US
dc.titleİnvaziv meme kanserlerinde intratümöral ve peritümöral lenf ve kan damarı dağılım yoğunluğunun değerlendirilmesi ve bunun meme kanseri moleküler alt tipleriyle ve diğer prognostik faktörlerle ilişkisi
dc.title.alternativeThe assesment of intratumoral and peritumoral lymphatic and blood vessel densities in invasive breast cancer and the correlation with breast cancer molecular subtypes and other prognostic factors
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentPatoloji Anabilim Dalı
dc.subject.ytmAngiogenesis
dc.subject.ytmBreast neoplasms
dc.subject.ytmNeoplasms
dc.subject.ytmLymph
dc.subject.ytmNeoplasm metastasis
dc.subject.ytmPrognosis
dc.identifier.yokid446435
dc.publisher.instituteTıp Fakültesi
dc.publisher.universityYEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ
dc.type.submedicineThesis
dc.identifier.thesisid316713
dc.description.pages112
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess