Kıkırdak kökenli tümörlere magnetik rezonans görüntüleme ile yaklaşım

Abstract

malignleşmenin erken dönem bulgularının belirlenmesi olacak gibi görünmektedir. ÖZET Bu retrospektif çalışmada benign yada malign kıkırdak kökenli tümörlerin rutin SE sekanslarda, post kontrast ve dinamik çalışmalarda izienen MRG bulgularını saptayarak, literatür bulguları ile karşılaştırmayı ve direk radyogramlar ile değerlendirmede karşımıza çıkan atipik radyolojik görünümleri olan tümörler ile benign-düşük grade'li malign olgular arasındaki örtüşme sorununu cözebilmek açısından değerlendirme yapmayı amaçladık. Bu amaç ile 33 benign yada malign kıkırdak kökenli tümörü, 0.5 tesla MRG cihazı ile elde olunmuş, rutin SE ve post kontrast dinamik ve subtraksiyon görüntüleri ile değerlendirdik. Bu bulguları tümörün histopatolojik tipi ile karşılaştırdık. Yaptığımız değerlendirmede literatürde kıkırdak kökenli tümörler için belirtilen T2 ağırlıklı kesitierdeki lobuie hiperintens görünümü tümolgularımızda izledik. Yine post kontrast çalışmalarda enkondrom ve düşük grade kondrosarkomlar için tanımlanan 'ring and arc enhanchement pattem'i büyük oranda bizim olgularımızda da saptadık. Ancak bu paterne uymayan enkondrom ve düşük grade'ii kondrosarkomiarımız olduğu gibi bu paterni gösteren yüksek grade'li ve dediferansiye kondrosarkom tanısı alan olgularımızda oldu. Tüm bunların yanında kontrast madde ile hiç bir sinyal değişikliği göstermeyen hem benign hem de malign olgularımız oldu. Bu bulgular eşliğinde bu patemin büyük oranda enkondrom yada düşük grade kondrosarkomiu olgularda görüidüğünü saptamakla birlikte yinede yüksek grade kıkırdak kökenli tümörün tümü ile ekarte edilemeyeceğini ve yine bu patemin tümörün benign yada malign ayrımını yapmakta yararlı bir bulgu olmadığını düşündük. Yaptığımız dinamik çalışmalarda bu konuda kesin bir ayrım sağiıyamadı. Osteokondromaiı ve osteokondrom zemininde sekonder kondrosarkom gelişen olguların değerlendirilmesinde ise benign tanılı 2 olgumuzda 2cm altında kıkırdak kep 7Asaptarken, tüm malign olgularımızda 3cm'in üzerinde kıkırdak kep kalınlıkları saptadık. Bu olgulardaki post kontrast sinyal paternleri benign - malgn ayrımında faydalı olmadı. Sonuç olarak kıkırdak kökenli tümörlerde direk radyolojik değerlendirmelerde karşılaştığımız benign-düşük grade mailgn tümör ayrımındaki örtüşme sorunları post kotrast MRG ile de aşılamamaktadır. Ancak MRG'de T2 ağırlıklı kesitlerde izlenen lobule hiperintens sinyal artışı ve post kontrast kesitlerde saptanan periferik ve septal sinyal artışı kıkırdak kökenli tümör tanısı açısından yarariı buiguiardır. Osteokondromalı olgularda sekonder malignleşmenin en önemli radyolojik bulgusu tümörün kıkırdak kepinin kalınlığıdır. İki cm altındaki kep kalınlıklarında osteokondroma tanısı düşünülmeli iken, 3cm üzerindeki kep kalınlıklarında sekonder malign gelişim akia gelmelidir. Ara değerlerde ise olgu malign yada benign değerlendirme için dikkatle incelenmeli ve gerekirse takip edilmelidir. 77