Kronik baş ağrılarında paranasal BT`nin değeri

Abstract

Bu çalışmada amacımız kronik başağrısında intranazal mukozal kontakt sıklığının BT'de rastlanma oranı ve diğer taraftan mukozal kontakt olan hastalarda başağrısının varlığının sıklığı sorgulanarak başağrısı nedeni olarak intranazal mukozal kontakt noktalarının etkisinin araştırılmasıdır. Çalışmamızda kronik başağrısı grubunda, kronik başağrısı olan 30 hasta nazal muayene ve paranazal BT ile değerlendi. Mukozal kontakt grubunda ise başağrısı dışı nedenlerle çekilmiş BT'lerde, mukozal kontakt noktası varlığı olan 30 hastada başağrısı sorgulandı. Kronik başağrısı grubundaki ve mukozal kontakt grubundaki hastalar, 2004 yılında, Uluslar arası Başağrısı Derneğinin başağrısı klasifikasyon alt komitesi tarafından yayınlanan kriterlerine göre değerlendirilerek ağrının mukozal kontakt ağrısının diagnostik özelliklerini taşıyıp taşımadığı araştırıldı. Hastaların baş ağrısının süresi, şiddeti VAS ile skorlandı. Hastaların ayrıntılı KBB bakılan ve nazal endoskopik bakılan yapıldı. Kronik baş ağrısı grubunda başağrısı sırasında hastalara ksilometazolin testi yapılarak dekonjesyon sonrası, analjezik almaksızın ağrılarının geçip geçmediği araştırıldı. Mukozal kontakt grubunda genelde burun tıkanıklığı nedeni ile çekilmiş, sinüzit ve polip gibi başağrısına neden olacak belirgin patolojisi olmayan, fakat mukozal kontakt saptanan 30 kişilik hasta grubu incelendi. Kronik baş ağrısı grubunda mukozal temas saptanan hastalara başağrısı sırasında yapılan ksilometazolin testi 4'ünde pozitif olarak saptandı. Bu hastalardan 3'ü öpere edildi, 1 hasta operasyonu kabul etmedi. Öpere edilen 3 hasta ortalama 7.6 ay (6-10 ay) takip edildi. 3 hastanın da ağrı sıklığında ve VAS değerlerinde belirgin azalma meydana geldi. Mukozal kontakt grubunda alt konka düzeyinde temas saptanan hastaların %25'inde (2 hasta), orta konka-septum arasında temas saptanan hastaların %82.4'ünde (14 hastada), orta konka etmoid bül ve maksiller sinüs ostiumu arasında temas saptanan olguların %100'ünde kriterlere uygun başağrısı saptandı. Tüm gruba bakıldığında hastaların %30'unda (9 hasta) kriterlere uygun başağrısı saptanmadı Çalışmamızda görüldüğü gibi mukozal kontakt olan hastaların %30'unda başağrısı yalanması olmamaktadır. Bu yüzden bu başağrısı-mukozal kontakt birlikteliğinin tesadüf olasılıkları da düşünülerek operasyondan önce bu hastaların ayırıcı tam açısından iyice incelenmesi gerekmektedir. Yine lokalizasyon olarak baktığımızda temas noktasının maksiller 36sinüs ostiumuna yaklaştıkça ağrının arttığı, erektil dokularda olduğunda şiddetinin biraz daha azalıp intermitansın arttığı dikkat çekmektedir