dc.description.abstract | Türkiye'de 1980 yılından sonra gittikçe artan ve hızla yaygınlaşmaya başlayan video kullanımı, doğal olarak bu tüketime hizmet edecek üretici kuruluşların da doğması na neden olmuştur. Belli başlı video işletmelerine bağlı olarak çalışan binlerce video kulüp ülkenin her yerinde mantar gibi bitmiş, hatta bakkal, parfümeri gibi dükkanlar da bile video kasetler tüketicilere kiralanmaya başlanmış tır. İncelenen beş büyük video işletmesi Türkiye' de varolan bu video kaset piyasasının büyük bir kısmını elle rinde tutmaktadırlar. İncelemenin yapıldığı tarihe kadar (bundan sonraki kısa bir zaman için değişeceği yönünde hiç bir belirti yoktur) bu işletmelerin yaptığı en önemli iş, yurt dışından gelen filmleri ya da eski Türk filmlerini ço ğaltmadan öteye gidememiştir. İncelenen video şirketlerinin yaptıkları teknoloji yatırımı gözönüne alındığında, gerçekten yoğun bir şekilde video program üretiminin salt kaset kopyaları çıkartma ve çoğaltma olarak algılanması ve işlerin bu yönde kanalize edilmesi, video programcılığı açısından büyük yanlışlar yapıldığını ortaya çıkarmaktadır. Sinema filmlerinin video kasetlerine aktarılması nın ötesinde, kendi programlarını üreten video işletmeleri genellikle yapım masrafları gerektirmeyen, masa başı çalış malarının belki de hiç yapılmadığı `kolay` program üreti mine yönelmektedirler. Bu program yapımlarının temelinde_ 112 ileriye dönük hedeflere ulaşmak için insan yetiştirme poli tikası güdülmemekte, aksine en kısa zamanda, en ucuz yolla, elden geldiğince `kâr` etmeye yönelinmektedir. Böylece o andaki maddi kaygılar giderilmektedir. Bir işletmenin doğa sında en kısa zamanda, en ucuz yolla üretimi gerçekleştir mek ve sonunda kar etmenin bulunması gerçekten çok normal dir. Ancak daha önce de belirtildiği gibi yapılan yatırım ların büyüklüğü ve gün geçtikçe doyan kaset piyasası gözönü- ne alındığında, boşa gitmiş olacaktır. Bu anlamda günümüzde Türkiye'de video program üretimi yapan işletmelerin politi kalarını kasetçilikten çıkararak, özel televizyonculuk yö nüne çevirmeleri gerekmektedir. özel televizyonculuk kavramı Türkiye'de daha yeni yeni duyulmaya ve üzerinde düşünülmeye başlanan bir olgudur. Ancak yatırımlarını gerçekten bu alana dönüştürmeye olanak veren video işletmeleri için, `video kasetçiliğin` kısır döngüsünden kurtaracak bir olgudur. Video işletmeleri incelendiği bölümde de görüldüğü gibi video işletmelerinin hepsi başından sonuna dek yani senaryo yazımı, çekim, kurgu, seslendirme gibi bir video programının bütün evrelerini kapsayacak şekilde çok az sa yıda program ürettikleri söylenebilir. Yatırımlarının tari hi ortalama beş yılı geçmiş olan bu video işletmeleri için böyle bir durum gerçekten üzerinde düşünülmesi ve tartışıl ması gereken bir konu olmaktadır. Bazı video işletmeleri kendi bünyelerinde çalışan elemanları `uzmanlaşamamasını` yani belli bir alanda örneğin, senaryo yazımı, program yö netimi, kurgu ve bunun gibi birbirlerinden çok farklı dal-113 larda çalışmalarını çok normal karşılamaktadırlar. Ancak bilindiği gibi videoculuk ya da televizyonculuk kendi ala nında çalışan uzmanların bir araya gelip ekip olarak çalış malarını gerektiren bir iş koludur. Böylece bu alanda çalı şan `insan` faktörünün önemi ortaya çıkar. Dikkat edilirse video işletmelerinin çoğunda yapılan yatırımlar içinde tek noloji büyük bir ağırlık taşımaktadır. Bu aygıtları çalış tıracak teknik elemanlar yatırımda ikinci sırayı almaktan dırlar. Ancak yatırımların nedeni olan program üretiminde - çalışacak olan insanların bu sıralama içinde yerleri yok denecek kadardır. Yani yaratıcılığıyla programları seyredi lir kılacağı düşünülen insana verilen önem, şu andaki görü nümüyle Türkiye'de çalışan video işletmelerince algılanmış değildir. Türkiye'de video alanında çalışan işletmelerin ö- zel televizyonculuk alanında çalışmalarını etkileyen önemli unsurlardan biri kendi politikaları olmakla beraber, tele vizyon yayınlarını tekelinde bulunduran TRT'nin de bunda önemli bir payı bulunmaktadır. Kanunlar yoluyla `yayını` tekelinde bulunduran TRT, yakın zamana kadar da `yapımı` tekelinde tutmaya çalışmıştır. Ancak teknolojik gelişmeler video işletmelerinin profesyonel yayın kalitesinde araç- gerece sahip olmalarını olanaklı kılmış ve TRT sayıları çok sınırlı da olsa özel video işletmelerine program sipa riş etmeye başlamıştır. Bu olay gerçekten video program üreten işletmeler için çok büyük bir gelişmedir. Bu geliş menin en kısa zamanda gerçekten kaliteli programlarla de ğerlendirilmesi, bu alanda çalışan video işletmelerine114 büyük bir iş olanağı sağlayacaktır. Türkiye'de video program üreten işletmelerin hedef tüketicileri büyük bir oranla iç piyasadır. Yani evinde vi deosu olanlar, tanıtım programı yaptıran kurumlar ve TRT'dir. Ancak günümüz kitle iletişimi artık ülko sınırları ta nımamakta, üretilen programlar her kültürden insana çeşitli yollarla ulaşabilmektedir, tşte bu noktada Türkiye'de video program üreten işletmelerin hedefleri içine Türkiye'nin ya nı sıra, yurt dışı, da girmek zorundadır. Böylece bu işlet - meler gerçek videoculuk ve televizyonculuk alanında çalış maya başlayabileceklerdir. Video işletmelerinde böyle bir hedefin olmaması, işletmelerin bu iş kolunda yapılan çalış malara ne kadar dar bir çerçeveden baktıklarını göstermek tedir. Dünyada bu alanda çalışan çeşitli işletmelerin hedef tüketicileri kültür, ulus, ırk farkı gözetmeksizin `insan`- dır. Bu anlamda Türkiye'de video alanında çalışan ve geliş me yönünde olan bütün işletmelerin hedefi de bu insan olmak zorundadır. | |