The role of cognitive styles and hemisphericity in second language learning among adults

Abstract

vi ÖZET Bu çalışma yetişkinlerde bilişsel stil (alana bağımlılık/alandan bağımsızlık), beyin yarı küre egemenliği ve ikinci dil bilgisi arasındaki ilişkiyi araştırmaktadır. Yetişkinler, Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu 'ndan iki ayrı grup (`orta` ve `başlangıç` düzeyinden) tarafından temsil edilmiştir. Bilişsel stil, Saklı Şekiller Grup Testi, (GEFT) ve beyin yarı küre egemenliği, Yatay Göz Hareketi Testi, (CLEM) ile ölçülmüştür. İkinci dil bilgisini ölçmek için ise, biri Yabancı Diller Yüksek Okulu' nun sınav hazırlama birimi tarafından hazırlanıp uygulanan yıl sonu sınavı, diğeri de araştırmacının hazırlayıp uyguladığı `boşluk doldurma` (cloze) testi olmak üzere iki test kullanılmıştır. Veriler, elde ya da bilgisayarda, Pearson korelasyon katsayısı, F-testleri ve t- testleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Alandan bağımsızlık düzeyi ile ikinci dil bilgisi arasında doğru orantılı bir ilişki olduğu varsayımı ile, bir yabancı dil öğrenmede alan dan bağımsız olanların alana bağımlı olanlara oranla daha başarılı olacağı varsayımı, bu araştırmanın bulgularıyla kanıtlanmıştır. Diğer taraftan, bilişsel stil ile beyin yarı küre egemenliği, sol yarı küre egemenliği ile ikinci dil bilgisi, ve de bir yanda alandan bağımsızlık ve sol yarı küre egemenliği ile diğer yanda ikinci dil bilgisi arasında bir ilişki gözlemlenmemiştir; bu sonucun, kullanılan ölçeklerin kısıtlamalarından kaynaklanmış olabileceği büyük bir olasılıktır. Sonuçlar, alandan bağımsızlığın başarılı bir dil öğrencisi için alana bağımlılıktan daha önemli bir özellik olduğunu; yüksek düzeydevii alandan bağımsızlığın dil öğrenimindeki başarı üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu; eğitim görmüş, yetişkin topluluklarında alandan bağımsız olanların sayıca daha fazla olduğunu; alandan bağımsızlığın yaşla doğru orantılı olarak arttığını; diğer yanda da beyin yarı küre egemenliğinin ikinci dil bilgisini yordayamadığını ve bilişsel stil ile ilişkisi olmadığını göstermiştir. Ayrıca elde edilen bu bulgular ışığında ilerdeki araştırmalar için bazı öneriler getirilmiştir.

iv ABSTRACT The present study investigated the relationships between cognitive style (FI/FD), hemisphericity and L2 proficiency among adults, who were represented by two groups of students (from intermediate and beginner levels) from Boğaziçi University School of Foreign Languages. Cognitive style was measured by the Group Embedded Figures Test, (GEFT) ; while hemisphericity was assessed by the Conjugate Lateral Eye Movement Test, (CLEM). English proficiency was determined by two different tests, the final proficiency test of the School of Foreign Languages administered by the testing office, and a cloze test prepared and administered by the researcher. Computations were done either by hand or on the computer, and Pearson - product moment coefficients, F-tests and t-tests were calculated and tested. The hypothesis which predicted a significant positive relationship between degrees of FI and L2 proficiency, and the one which stated that FI learners would be more successful in learning another language than would FD learners were supported by the findings. No support was found for the other three hypotheses which suggested a significant relationship between cognitive style and hemisphericity, LH dominance and L2 proficiency, and FI and LH dominance on the one hand, and L2 proficiency on the other, presumably due to the limitations of the assessing instruments.It can be concluded from the findings of this study that FI is a more positive attribute for a successful language learner than FD, that a high level of FI has a positive effect on success in L2 learning, that there are more FI people in the educated adult population, and tliat FI increases with age. On the other hand, hemisphericity was not found to be a predictor of success in L2 proficiency, nor was it found to be related to cognitive style. Finally, in the light of the findings, some suggestions were made for future research.