Yedikule Lettuce as urban legend: Environmental imaginary of istanbul in the early twentieth century

Abstract

Bu tez, İstanbul'un endemik bir bitkisi olan Yedikule marulunun efsanevi karakterine ne zaman ve nasıl ulaştığını anlamaya çalışıyor. Erken Cumhuriyet dönemi gazeteleri, kurgu metinleri ve fotoğraflardan yararlanarak marul etrafında toplanmış olan şehirlinin heyecanını ve ona yüklenen anlamları tarihselleştirirken, diğer yandan İstanbul'a sıkça atfedilen kozmopolit karakterin içinde nasıl bir rol oynamış olabileceğini sorguluyor. Yedikule marulunun üretim sürecine de odaklanan bu çalışma, şehrin değişen eğlence mekanları içinde şehirlileri ağırlayan bostanların yirminci yüzyılın başında İstanbul'un çevre tahayyüllerine nasıl bir etki etmiş olabileceğini araştırıyor. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında ivme kazanan tıp teknolojilerinin şehre ve çevre tahayyüllerine yaptığı etkiyi de göz önünde bulundurarak İstanbulluların şehirlerini görme biçimlerinin nasıl değiştiğini tespit etmeye çalışıyor.

This thesis explores the emergence of Yedikule lettuce, an endemic plant of Istanbul, as a legendary figure of the city. Drawing on literary sources from print media and fiction of the early Republican era, as well as photographic works, it tries to gage the lore around this produce, its origins and the role it had in the making of the cosmopolitan character that is much attributed to Istanbul. Through the perspective of lettuce cultivation, and leisurely activities in the market gardens of the city, this thesis also undertakes the task of tracing the changes in the environmental imaginary of Istanbul in the early twentieth century. An in-depth survey of the developing medical technologies in the latter half of the nineteenth century further contribute to the transformation that the city was undergoing at the time.