dc.description.abstract | ÖZET DOKTORA TEZİ YUKARI GÖKSU HAVZASI'NIN COĞRAFYASI Nadir ÇOMAK Danışman: Doç. Dr. Ramazan ÖZEY 1998; Sahife: 430 Jüri: Doç. Dr. Ramazan ÖZEY Araştırma sahamız, Orta Toros'lar ile İç Anadolu güney kıvrımları arasında kuzeybatı- güneydoğu yönünde uzanmakta olan Yukarı Göksu Havzası'ndan oluşmaktadır. Yüzölçümü 4692 km2 olan araştırma sahası kuzeybatıda Bozkır, kuzeyde Akören, Güneysınır (Konya), Kâzımkarabekir (Karaman) ve Karaman merkez ilçe, güneybatıda Göktepe, Basyayla, Sanveliler, Ermenek (Karaman), güneydoğuda Silifke ve Gülnar (İçel) ilçesi ile sınırlandırılmıştır. Araştırma sahasının bulunduğu Orta Toroslar farklı stratigrafik, litolojik, tektonik ve metamorfik özellikler ile dikkati çekmekte; nitekim, bölgede Paleozoik, Mesozoik. Tersier ve Kuaterner'e ait formasyonlar farklı yerlerde aflöre olmaktadır. Yukarı Göksu Havzası ana hatlarıyla 3 jeomorfolojik üniteye ayrılmaktadır: Bunlar sırasıyla; dağlık ve plato sahaları ile Yukarı Göksu Vadisidir. Planeter ve coğrafî faktörlere bağlı olarak bölge iklimi, İç Anadolu karasal iklimi ile Akdeniz iklimi arasında geçiş tipi özelliğindedir; nitekim, Göksu Nehri Vadisi 'nin yukarı ve yüksek kesimlerine doğru karasallığın artması geçiş özelliğinin göstergesidir. Yıllık ortalama sıcaklık değerleri Hadim meteoroloji istasyonunun 26 yıllık verilerine göre Hadim'de 9,5 °C, Mut'ta 17,8 °C ; Ortalama yıllık don olaylı gün sayısı Mut'ta 21,7, Hadim'de 99,6'dır. Akdeniz ikliminin etkisi altında olan araştırma bölgesinin alçak kesimlerinde tipik yaz kuraklıkları ve kış yağışları hakimdir. Ortalama yağış miktarı Hadim'de (26 yıllık) 655, Mut'ta (27 yullık) 414 mm olup yağış azamisi kışa, asgarisi ise yaza rastlamakta; böylece, Yukarı Göksu Havzasının yağış rejimi, yazlan kurak, kışlan yağışlı geçen Akdeniz yağış rejimi tipine uymaktadır. Araştırma sahamızın sulan hidroğrafık bakımdan Akdeniz akaçlama havzasına bağlı olan Göksu Nehri ve kolları tarafından drene edilmektedir. Araştırma sahasının bitki örtüsü Göksu Nehri Vadi'si boyunca yukarı kesimlere doğru değişmekte olan yükselti ve iklimözelliklerine bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Vadi yamaçlarında genellikle çalı ve maki formasyonları hakim iken bunu yükselti artışına bağlı olarak sırasıyla kızılcam, karaçam, ardıç, köknar, meşe ve 1800 m'nin üzerinde tabii step sahaları takip etmektedir. Araştırma sahasının nüfusu 1935 yılında 54 068 kişi iken, 1990 yılında 140 796 kişiye ulaşmıştır. 1935-1990 sayım devreleri arasında kalan 55 yıllık süre içerisinde havza nüfusunda % 156,7 oranında bir artış görülmüştür. Araştırma sahası nüfusunun % 63,9'u 15-64 yaş dilimindeki yetişkin nüfustan oluşmaktadır. Bölgedeki yaşlı nüfus ise % 7,1'lik oranı ile, % 5 civarında olan Türkiye ortalamasından fazladır. Bugün araştırma sahamızda (1998) 3 meslek yüksek okulu, 11 lise, 167 ilköğretim okulu olmak üzere toplam 174 eğitim-öğretim kurumu bulunmaktadır. 1998 yılı itibariyle araştırma sahamızda bulunan 135 köy yerleşmesinde ilkokulların 19'u kapalıdır. Araştırma sahasında okur yazar olan nüfusun içerisinde ilkokul mezunu olanların oranı % 69,1 iken yüksekokul mezunlarının oranı yalnızca % 1,2'dir. Okur yazar olmayan nüfusun % 66,6'sını kadınlar oluşturmaktadır. Araştırma sahasında ortalama aile büyüklüğü 4,2 kişidir. Özellikle ilçe merkezlerinde. çekirdek aile yapısına uygun aileler çoğunlukta iken.kırsal kesimde ataerkil aile yapısı yaygındır. Bununla birlikte göçlerin etkisiyle ataerkil aile yapısından çekirdek aile yapısına doğru geçiş söz konusudur. Araştırma sahamızda yaşayan insanların büyük bir çoğunluğunun geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Ticaret ve memuriyetle uğraşan bölge insanı bile, aile bütçelerine destek olması amacıyla yer yer tarımsal faaliyetlerle uğraşmaktadır. Araştırma sahasının sağlık hizmetleri çoğunlukla sağlık ocakları tarafından yürütülmektedir. Bölgede birisi Hadim, diğeri Mut İlçe merkezinde olmak üzere iki devlet hastanesi bulunmaktadır. İnceleme sahamızda çevre sağlığını ilgilendiren önemli sorunlar bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri: Yerleşmelerin bir çoğunda tuvaletlerin dışarıda olması ve etrafı rahatsız edici kokular yayılması, kanalizasyon sistemlerinin olmamasından dolayı atık suların sokak aralarına akması ve bazı yerleşmelerde de akarsulara karışmasıdır. Bu şartlar bulaşıcı hastalıkların yayılması için uygun şartlar sağlamaktadır. Araştırma bölgesinde çalışma hayatı bakımından kadınlar en az erkekler kadar çalışarak aile bütçelerine katkıda bulunmaktadır. Özellikle bölgede erkek nüfusunun çalışmak amacıyla bölgeyi geçici olarak terk ettiği yerlerde kadınlara daha fazla yük düşmekte ve buVII insanlar tarımdan hayvancılığa kadar çok çeşitli işlerde çalışmak zorunda kalmakta: böylece, bebeğini sırtına bağlayarak, odun yüklediği yük hayvanın önünde yürüyerek gelen kadınlar bölge için alışılmış manzaraları oluşturmaktadır. Bölgede 1990 Genel Nüfus Sayımına göre km2 ye 29,6 kişi düşmektedir. Bu değer'in Türkiye geneli (73 kişi/ km2) ile Akdeniz Bölgesi (64 kişi/km2) ve İç Anadolu bölgesinin (57 kişi/km2) ortalamasından oldukça düşük olduğu görülmektedir. Araştırma sahasındaki köy yerleşmelerinin nüfusları göçlere bağlı olarak sürekli azalmakta; zîrâ, bu yerleşmelerden 2'sinin (Işıklar, Kurucabel) nüfusu 50 kişinin altındadır. Bu yerleşmeler bölge içerisinde en fazla göç veren ve adeta terk edilmekle yüz yüze olan köylerdir. Araştırma sahamızda yükselti basamaklarına göre ortalama nüfus büyüklükleri ele alındığında 251-500 m'ler arasındaki yerleşmelerin 1942,3 kişi ile en fazla nüfus büyüklüğüne sahip olduğu görülecektir. Bölge nüfusunun % 90'ı 1500 m'nin altındaki yükseltilerde, % 60'dan fazlası ise 750-1500 m'ler arasında yaşamaktadır. Temel ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanan bölgede, nüfus dağılışını ve nüfus yoğunluklarını tayin eden en önemli faktörler coğrafî çevre dediğimiz doğal çevre şartlandır. Bunlardan en önemlileri, topoğrafık özelliklerden eğim, iklim ve toprakların dağılışıdır. Araştırma sahasındaki 135 köy yerleşmesinden 49'u (% 36,3) kuruluş yeri olarak vadileri seçmiştir. Ancak yamaçlarda kurulan köylerle (50 adet) birlikte bölgedeki köy yerleşmelerinden % 70 'inden fazlasının vadi tabanı ve yamaçlarında yer aldığı ortaya çıkmaktadır. Araştırma sahasında bulunan 135 köy yerleşmesinden 90 'inin yaylası bulunmaktadır. Ancak son yıllarda köy yaşantısında meydana gelen değişiklikler sonucu bazı yerleşmelerin bu faaliyeti terketmesiyle, yaylacılık faaliyetlerini devam ettiren yerleşme ve nüfus miktarında sürekli bir azalma olmaktadır. Köy envanter etüdü sonuçlarına göre; araştırma bölgesinde yer alan 135 köy yerleşmesinde 1 1 677 konut mevcut olup, bunların 1 1 443 'ü (% 98) taş, 108' i (% 0,9) tuğla, 87'si (% 0,7) biriket, 39'u (% 0,3) kerpiçten inşa edilmiştir Yukarı Göksu Havzası'nda yaşayan nüfusun temel ekonomik faaliyetlerini tarım ve hayvancılık oluşturur; fakat, bu faaliyetler bölge içerisinde doğal çevre şartlan ile nüfusun sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yapısına göre değişik özellikler kazanmıştır.vıu Yüzölçümü 469 200 ha olan araştırma sahasının % 23 'ü (107 559) tarım arazilerinden, % 77'si (361 665 ha) tarım dışı sahalardan oluşmaktadır. Bölgedeki tarım arazilerinin ortalaması Türkiye ortalamasından (% 33,9) bir hayli düşüktür. Araştırma sahasındaki tarım arazileri çok küçük parsellere ayrılmıştır; bu durum, - arazilerin gerektiği gibi kullanımını engellemektedir. Verim düşüklüğü ve tarım makinalarının kullanımında karşılaşılan güçlükler verim artışını engelleyen en önemli faktörlerdir; zaten, havzada tarım arazilerinin ortalama parsel büyüklüğü 1,1 ha civanndadır Tarım sahalarının az olması ve bunların da küçük alanlı ve çok sayıda parsellerden oluşması havzadaki yerleşim birimlerinde yaşayan nüfusun göç etmesinin en önemli nedenidir. Göç eden ailelerin göç etme nedenlerinin başında, tarım arazilerinin yetersizliği nedeniyle ortaya çıkan geçim sıkıntısı gelmektedir. Araştırma sahasında 1981 yılında uygulanan olan anket sonuçlarına göre havzadan göç eden 1040 ailenin % 8 Tinin sahip oldukları tarım arazileri 0-25 ha arasındaki büyüklüklerden oluşmakta idi. Bölgeden yaklaşık olarak 128 046 kişinin iç göçlere, 26 000 kişinin de dış göçlere katıldığı göz önüne alındığında 1998 yılı itibariyle toplam 141 625 kişinin göçler yoluyla havza dışına çıkmıştır. Araştırma sahamızın 1990 yılı nüfusunun 140 796 civarında olduğu göz önüne alındığında bölgenin bugünkü nüfusu kadar bir nüfusun göçler yoluyla bölgeyi terk ettiği anlaşılmaktadır. Araştırma sahasında 1998 yılı itibariyle 51 902 büyükbaş, 481 108 küçükbaş 25 098 baş yük ve çeki hayvanı olmak üzere toplam 558 108 baş hayvan bulunmaktadır. Havza içerisinde yer yer farklılıklar göstermekle birlikte hayvancılık faaliyetlerinin en önemli kısmını başta kıl keçisi olmak üzere küçükbaş hayvancılık oluşturmaktadır. Araştırma bölgesinde zengin bir turizm potansiyeli bulunmaktadır. Bu potansiyelin harekete geçirilebilmesi için bir program çerçevesinde başta ulaşım, konaklama ve tanıtım olmak üzere alt ve üst yapı hizmetlerinin öncelikle tamamlanması gerekmektedir. Sonuç olarak; Yukarı Göksu Havzası, temel ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanan, geçim kaynaklarının çok sınırlı olması nedeniyle sürekli olarak göç veren, sosyo ekonomik sorunlarına çözüm bekleyen ve kalkındırılması için palanlı bir şekilde yapılacak yatırımlara ihtiyaç duyulan, ülkemizin geri kalmış bölgelerinden birini oluşturmaktadır. | |
dc.description.abstract | IX ABSTRACT DOCTORA THESIS GEOGRAPHI of UPPER GÖKSU RIVER BASEN Nadir ÇOMAK Supervizor: Doç. Dr. Ramazan ÖZEY 1998; Pages: 430 Jury: Doç. Dr. Ramazan ÖZEY Upper Göksu River Basen, which is our area of investigation is situated in the Meditteran Sea Region. The area which includes Mut and Hadim and Taşkent districts is about 4692 square kilometers. Morphologically it is composed of three departments: Mountain areas, Plateau areas, and Upper Göksu River valley. The Upper Göksu River valley is divided by Göksu River and its branches, which flows at southeast direction. Hacibaba and Demirli mountains in the north, and Oyuklu, Boz and Kızıl mountains in the south limit this area and are prolonged in the same direction. In Mut, where the avarage rain per year is 414 mm and avarage heat is 17,8 °C per year, there is a half -dry climatic condition. In Hadim, where the avarage rain per year is 655 mm and avarage heat is 9,5 °C per year, there is a humid climatic condition. The Upper Göksu River Basen is surrounded by forests. In the northeast of the Upper Göksu River Basen, there is Pinus Sylvestris while in the south it, there is a dominant forest called Pinus Nigra. Also, in the southwest and northwest of the Upper Göksu River Basen have been dominated by steppe formation due to antropogene destruction. In the area of investigation there are 208, continuous settlements including 2 town, 135 villages, and 70 neighbourhoods. The number of the temporary settlements have reached to about more than 1000. In the 1990 census, the population in the Upper Göksu River Basen was 140 796, of which 12 % lives in city, 1 1 % tovns and 77 % in rural areas. The basic economy of the region is based on agriculture and livestock. But, because of the diffculty of making a living, there is a constant imigration, and the population is getting smaller day by day. Because of this situation, the avarage population per square kilometer at of the Upper Göksu River Basen is approximately 29,6.When viewed as a whole, the Upper Göksu River Basen is seen to occopy a transition place between Mediteran Sea and Central Anatolia. This transition is observed in climate and plant cover, socio- economical and socio-cultural structure as well as esettlement style. Despite the difference in east- west direction, there appears to be a comperative conninuity in north-south direction. But it is possible to observe the change in small distances, too, in the district, the social and economical conditios change according to natural changes. As a result, the Upper Göksu River Basen is one of the economically underdeveloped district, where there is a constant imigration and a population decreace and where there is an urgent solution to socio-economical and socio-cultural problems. | en_US |