Basında Ergenekon davası

Abstract

Gelişen medya teknolojisi hayatın çeşitli alanlarını her geçen gün daha fazla etkiliyor. Medyanın ülkemizde hukuk alanını da geçmişe göre daha fazla etkilediğini görüyoruz. Bu etki Ergenekon ve Balyoz davalarında görüldüğü gibi adaleti sarsabiliyor, davaların seyrini değiştirebiliyor ve yargılanan kişilerin zarar görmesine yol açabiliyor. Basının Ergenekon davası sürecinde oynadığı rol en az davanın kendisi kadar önemlidir. Çünkü basın bu süreçte yaptığı yayınlarla hem adil yargılanma ortamını yok etmiş, hem yargılanan kişilerin hayatını olumsuz etkilemiş hem de kamuoyunun doğruyu öğrenme hakkını ihlal etmiştir. Bu çalışma genellikle medyanın hukuka olumsuz etkilerini sergilemek amacı taşımaktadır. Medyanın habercilik hevesi ve habercilikte öne geçme hırsı, asli görevlerini yerine getirmesini her dönemde engellemiştir. Geçmiş yıllarda da siyasi olsun adi olsun çeşitli davalarda gizli soruşturma belgeleri henüz iddianame kabul edilmeden basına yansımış, davaların seyri bu şekilde etkilenmiştir. Fakat hiçbir dönemde basın Ergenekon Davası sürecinde olduğu kadar yürütülen soruşturmaya dâhil olmamış, bizzat operasyonu yürüten savcının rolüne soyunmamıştır. Gazetecilik etiğinin ve meslek ahlakının sonuna kadar tahrip edildiği, tarafsızlığın ve bağımsızlığın kaybedildiği, benimsenen güdümlü yayıncılık anlaşışı ile habere konu olanların kişilik haklarının bu derece ihlal edildiği başka bir dönem daha olmamıştır. Türk basının Ergenekon davasındaki yayınları basın tarihine kara bir leke olarak geçecek ve gelecek kuşaklarca oldukça tartışılacaktır.

Developments in media technology has an increasing effect on all spheres of life. Media?s influence on law has increased in recent times. This influence as we have seen in Balyoz and Ergenekon cases, can have an unsettling effect on justice, can change course of the ongoing lawsuits and harm those prosecuted. Press? role during the Ergenekon case is as important as the case itself. Publications during the course of the case have both damaged the fair trial process, and effected the lives of the accused negatively and destroyed the public?s right to learn the truth of the matter. The aim of this study is to expose the negative effect of the media on law. Media?s news making enthusiasm and its ambition to be the one to break the news first has always been an obstruction in performing what should be their original task. In the past political or legal cases have been reflected in the press before the official written accusation has been officially accepted and the course of the proceedings has been duly affected. But at no time media?s has taken as much part in the inquiry process as it did in Ergenekon case or has taken the role of prosecutor. There has been no other period in which journalism ethics or professional morals has been so much ravaged, objectivity and independence lost. Media with its guided publications, has trampled the personal rights of the respective parties. The publications of Turkish press during Ergenekon case will remain a disgrace in perss history and will be the subject of many heated discussions for generations to come.