Mesane duvar kalınlığının bening prostat hiperplazili hastaların teşhisinde kullanılması

Abstract

6- ÖZET Bu çalışmada BPH'da obstüriksiyona yanıt olarak mesane duvarında meydana gelen kalınlaşmayı noninvaziv bir tetkik olan transabdominal USG ile ölçmek ve bu değerleri aynı yaş grubundaki kontrol hastalarıyla karşılaştırarak bunun klinik kullanımdaki yararlılığını değerlendirmeyi amaçladık. Ayrıca BPH'lı hastalardan iki grup oluşturup bir gruba medikal tedavi diğer gruba da cerrahi tedavi uygulayarak MDK'da farklı tedavilere bağlı meydana gelen değişiklikleri saptamaktır. Bu amaçla Dicle Ünversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Polikliniğine baş vuran hastalar çalışmaya alınmıştır. Hastalardan 15'er kişilik 3 grup oluşturuldu. Birinci grup BPH teşhisi klinik olarak konmuş cerrahi tedavi uygulanacak grup, ikinci grup BPH teşhisi klinik olarak konmuş medikal tedavi uygulanacak grup, üçüncü grup ise BPH dışı bir neden ile üroloji polikliniğine başvuran 50 yaş üstündeki hastalardan oluşmaktaydı. Tüm hastaların öyküleri alındı, fizik muayeneleri yapıldı, serum elektrolit ve PSA düzeyleri, IPSS.skorları ve MDK'ları ölçüldü. Her iki BPH grubunun IPSS skorları (Cerrahi grubun:21.4, Medikal grubun: 17.6) ile kontrol grubunun IPSS skorları(8.53) arasındaki fark istatiksel olarak anlamlıydı. Tedavi öncesi cerrahi grubun IPSS skoru ortalama 21.4 olarak tespit edilirken; tedaviden 6 ay sonraki ortalama IPSS skoru 7.6 olup bu fark istatistiksel olarak anlamlıydı. Aynı şekilde medikal tedavi verilen grubun -tedavi önceshoftalama4PSS skoru -17-.6- iken tedaviden 6 ay sonraki ortalamaJPSS skoru 8.73 olup bu fark da istatistiksel olarak anlamlıydı. Medikal tedavi verilen grubun MDK'sı (2.3mm) ile, kontrol grubunun MDK'sı (2.4mm) arasında anlamlı fark yok iken bu iki grubun MDK'sı ile cerrahi tedavi verilen grubun MDK'sı(3.6mm) arasında anlamlı fark vardı(p<0.05). Aynı şekilde medikal tedavi verilen grubun tedavi öncesi MDK'sı (2.3mm) ile tedaviden 6 ay sonraki 47MDK'sı (2.32mm) arasında fark yok iken cerrahi gurubun tedavi öncesi MDK'sı (3.6mm) ile tedaviden 6 ay sonraki MDK'sı (3.12mm) arasında da fark yoktu. BPH'ya bağlı cerrahi uygulanan grubun MDK'sı kontrol grubunun ve medikal tedavi verilen grubun MDK'ından anlamlı şekilde büyüktür. Yani obstüriksiyon ile MDK artmakta ve bunun noninvaziv bir tetkik olan USG ile ölçülmesi obstüriksiyon u gösteren bir kriter olarak kullanılabilir. BPH'sı olan hastaların tedavi öncesi ve tedavi sonrası MDK'lannda anlamlı bir değişme olmamaktadır. Ancak daha fazla sayıda hastayla ve daha uzun süreli çalışmalarla farklı sonuçlar elde edilecektir. 48