dc.description.abstract | ÖZET AMAÇ : Obsteriğin 100 yıldan uzun bir süredir üzerinde uğraştığı halde etyopatogenezinin hala aydınlatılmadığı bir hastalık grubu olan gebeliğin hipertansif hastalıkları içinde geniş bir yer tutan preeklampsiyi hafif ve ağır olarak ayırmak, demografik, klinik, biyokimyasal, matemal-fetal parametrelerini karşılaştırmak, aynı dönemde klinikte takip edilen ve kontrol grubu olarak alınan 100 normotansif gebe ile karşılaştırdıktan sonra kliniğimizde bu konu ile ilgili önceki yıllarda yapılan çalışmalarla karşılaştırarak, preeklampsi konusunda ne kadar yol aldığımızı ve neler yapmamız gerektiğini öğrenmeyi amaçladık. MATERYAL ve METOD : Ocak 2000 ile ocak 2003 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinde yatırılarak tedavi edilen ve/veya doğurtulan 511 hipertansif gebeden 253'ü preeklampsi tanısıyla prospektif olarak incelendi. Aynı dönemde klinikte tedavi edilen ve/veya doğurtulan 100 normotansif gebe kontrol grubu olarak alındı. Günlük idrarla 500mg/dl'den fazla protein kaybı olanlar, arteryel kan basıncı 160/110mmHg ve üzerinde olanlar, baş ağrısı, epigastrium ağrısı, skotom, bilinç bulanıklığı gibi serebral ve vizüel şikayetleri olanlar ve HELLP tablosu gelişenler ağır preeklampsi diğerleri hafif preeklampsi olarak değerlendirildi. Sonuçların tablo haline getirilmesinde, istatistik analizlerin yapılmasında ve grafiklerin hazırlanmasında SPSS 10, Microsft Word xp ve Microsoft Excel xp bilgisayar programları kullanılmıştır. İstatistiklerde Pearson korelasyon analizi, X2 ve student-t testleri kullanılmıştır. BULGULAR : Hafif preeklampsi 149 (%58.9), ağır Preeklampsi 104 (%41.1) olguda saptandı. Ağır preeklampsi olgularından %4.8 eklampsi, %27.8 HELLP, hafif preeklampsi olgularının %2.1 eklampsi, %6.7 HELLP gelişti. Dekolman plasenta % 1.18 olguda gözlendi. Olgularımızın yaş dağılımı 16-52 arasında ve ortalama yaş 30.4 olarak bulundu. Ağır preeklamptik grupta yaş arttıkça İUGR görülme sıklığı, gebelik haftası, ilk sistolik TA, pik sistolik TA ve total protein değerinin de anlamlı derecede arttığı, ancak ilk diastolik TA, pik diastolik TA, üre ve proteinürinin anlamlı derecede azaldığı istatistiksel olarak saptanmıştır (p<0.05). Olgularımızı parite yönünden incelediğimizde ağır preeklamptiklerin % 52.9' unun grangmultipar olduğunu saptadık. Ağır preeklamptik grupta paritenin hafif preeklamptik gruba göre ileri derecede anlamlı bir şekilde yüksekliği istatistiksel olarak 49saptanmıştır (p<0.001 ). Hafif preeklamptik grupta ortalama gebelik haftasını 34.68, ağır preeklamptiklerde 33.33 olarak saptadık. Ağır preeklamptik olgularda gebelik haftası küçüldükçe hematokrit, hemoglobin, AST, ürik asit ve proteinürinin anlamlı derecede arttığı (p<0.05), ALT, LDH ve ürenin ileri derecede anlamlı şekilde arttığı istatistiksel olarak saptanmıştır (p<0.01). Hafif preeklamptiklerde ortalama STA değerini 126.7 mmHg, DTA değerini 97.4 mmHg, ağır preeklamptiklerde STA değerini 184.5 mmHg, DTA 113.3 mmHg olarak saptadık. Hafif preeklamptik grupta ortalama STA'in ileri yaş gebeliklerde, parite sayısı yüksek olgularda anlamlı derecede arttığı (p<0.05). Hafif preeklamptik olgularımızın % 13.4'ünde, ağır preeklamptiklerin % 25.9'unda trombositopeni saptadık. Ağır preeklampside daha belirgin olmak üzere her iki grupta da ALT, AST, LDH, ürik asit, total bilirubin, indirek bilirubin, üre, kreatinin, idrarda protein kaybı değerlerinin arttığını, total protein, albumin değerlerinin azaldığını saptadık. Ağır preeklamptiklerde ALT ve AST değerleri hafif preeklamptiklere göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunurken (p<0.05), ALT, AST arttıkça trombositlerin azalması, LDH ve total bilirubinin artması arasında istatistiksel olarak ileri derecede anlamlı bir ilişki saptanmıştır (p<0.01). Ağır preeklamptik gebelerde proteinüri miktarının hafif preeklamptik gebelere oranla istatistiksel açıdan daha fazla olduğu saptanmıştır (p<0.01). Hafif preeklamptiklerin %38.2'si, ağır preeklamptiklerin %51.9'u sezaryen ile doğurtuldu. 5. dakika apgar skorları hafif preeklamptiklerde 7.47, ağırda 7.02 saptandı. Ortalama bebek ağırlıkları hafif preeklamtiklerde 2840gram, ağır preeklamptiklerde 2441 gram idi. Hafif preeklamptiklerde İUGR oranı %6.1, ağır preeklamptiklerde %16.3 saptandı. Ağır preeklamptiklerde hafif preeklamptiklerden daha sık İUGR oluştuğu istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki ile saptanmıştır (p<0.02). Hafif preeklamptiklerde perinatal mortalite oranı %11.4, ağır preeklamptiklerde %17.3 saptandı. Maternal mortalite hafif preeklamptiklerde saptanamazken, ağır preeklamptiklerde % 1.9 olarak belirlendi. SONUÇ : Ağır preeklampsinin hafif preeklampsiye oranla 32 haftanın altındaki gebelik haftalarında, anne yaşı ileri olanlarda, doğum sayısı yüksek 50olanlarda daha sık görüldüğünü, klinik prognozun daha ağır, hematolojik ve/veya biyokimyasal bir parametrenin bozulmaya başlamasıyla diğer parametrelerinde hızla patolojik yöne kayıp multiorgan disfonksiyonuna yol açtığını, İUGR, perinatal ve maternal morbidite ve mortalitenin daha sık, eklampsi ve HELLP'e gidişin daha hızlı ve yoğun olduğunu gördük. 51 | |