HCV`li ve kronik böbrek yetmezlikli hemodiyaliz hastalarında occult HBV infeksiyonu prevalansı ve klinik etkileri

Abstract

ÖZET Amaç: Occult HBV infeksiyonu, HBsAg'nin tespit edilemediği HBV infeksiyonun varlığı ile tanımlanır. HBsAg negatifken HBV infeksiyonun göstergesi, serum veya karaciğerde HBV- DNA'nın tespit edilebilmesidir. Kronik hepatitis C, HCC ve hemodiyaliz hastalarında, kriptojenik karaciğer hastalığı olanlarda, ilaç injeksiyon kullanıcıları ve HTV'lilerde ayrıca sık kan transfüzyonu yapılanlar (hemofili hastalan) ve kan donörlerinde occult HBV infeksiyonunun prevalansımn yüksek olduğu belirtilmektedir. Hemodiyaliz hastalarında kesin prevalans bilinmemesine rağmen, occult HBV infeksiyonu kronik hepatitis C'li hastalarda sıktır. Biz bu çalışmada, kronik HCV'li hemodiyaliz hastalanndaki occult HBV infeksiyonun prevalansını ve klinik etkilerini araştırmayı hedefledik. Metod: HBsAg'si negatif, anti-HCV'si pozitif olan 50 kronik hemodiyaliz hastası çalışmaya alındı. Bu hastalar HCV-RNA PCR sonuçlarına göre HCV-RNA pozitif ve HCV-RNA negatif olarak iki gruba ayrıldı. Her iki hasta grubunda HBV-DNA duyarlı PCR yöntemi ile araştırıldı. Sonuçlar: HCV-RNA pozitif 22 hasta ve HCV-RNA negatif 28 hasta gruplarının hiç birinde serumda PCR yöntemi ile HBV-DNA tespit edilemedi. Hastaların ortalama yaşlan HCV-RNA pozitif grupta 47.2±17 ve HCV-RNA negatif grupta 39.6±15.6 idi. Sonuç olarak Diyarbakır bölgesinde kronik HCV'li hemodiyaliz hastalannda occult HBV infeksiyonu prevalansı yüksek değildir. Çalışmamızdaki bu sonucu, bölgemizdeki HBsAg pozitiflik oram (% 8-10) ile HBV mutantlarmm görülme sıklığı (% ?)'nın etkileşimini dikkatte alarak değerlendirmek gerekir. Aynca halen standardize edilmemiş HBV-DNA PCR yöntemlerinin sensitivite ve spesifitelerini de gözden geçirmenin ve buna göre ortak bir tam yöntemi tammlamamn gerekliliği ortaya çıkmaktadır. 55

SUMMARY Background: Occult HBV infection is defined by the existence of HBV infection in which HbsAg cannot be determined. The indication of HBV infection while HbsAg is negative is possible through the determination of HBV-DNA in serum or liver. It is reported that the prevalence of occult HBV infection is high in chronic hepatitis C, HCC and hemodialysis patients, in patients having kriptogenic liver disease, in drug-injection users and those with HTV, as well as in those patients with hemophilia subjected to blood transfusion and blood donors. Although the exact prevalence is not known in hemodialysis patients, occult HBV infection is frequent in patients with chronic hepatitis C. In this study, we aimed to investigate the prevalence of occult HBV infection in hemodialysis patients with chronic HCV and establish its clinical effects. Method: » A total of 50 chronic hemodialysis patients, whose HbsAg was negative and anti-HCV was positive, were included into the study. According to the results of HCV-RNA PCR, these patients were divided into two groups: HCV-RNA positive and HCV-RNA negative. In both groups, HBV-DNA was investigated by sensitive PCR method. Results: HBV-DNA could not be determined by PCR method in none of 22 patients in HCV-RNA positive group and 28 patients in HCV-RNA negative group. The mean age of patients was 47,2+17 in HCV-RNA positive group and 39.6+15.6 in HCV-RNA negative group. Conclusion: In conclusion, the prevalence of occult HBV infection in hemodialysis patients with chronic HCV was determined not to be high in Diyarbakır area. This result in our study should be further evaluated by taking into account the interaction of HbsAg positivity rate (8-10%) with the prevalence (?%) of HBV mutants in the region. In addition, it is necessary to revise the sensitivity and specifity of still non-standartized HBV-DNA PCR methods and determine a common diagnosis method accordingly. 56