Türkiye`de sendikacılığın dünü, bugünü ve geleceği
dc.contributor.advisor | Erdoğan, Selim | |
dc.contributor.author | Arikan, Nusret | |
dc.date.accessioned | 2020-12-10T12:41:04Z | |
dc.date.available | 2020-12-10T12:41:04Z | |
dc.date.submitted | 1998 | |
dc.date.issued | 2018-08-06 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/292340 | |
dc.description.abstract | ÖZET Küresel ulusötesi şirketler ve mali sermaye rejimi, hükümet politikalarının özelleştirme, düzensizleştirme ve enflasyona göz yumma yönünde kurumsallaşması, sanayide çalışan işçi sınıfının zayıf düşürülmesi, kitlesel işsizlik ve (kapitalizmin merkezlerinde) refah devletinin içine düştüğü bunalım; bütün bunlar sendikal hareketi zayıflatan etkenler olmuştur. Bir başka deyişle 70'lerden bu yana sınıf güçlerinin sermaye ve emek arasındaki ilişkilerinde ekonomik sistemde, sınai ilişkiler ve toplu pazarlık sisteminde ve hükümetin ekonomik, para ve sosyal politikalarında önemli değişmeler olmuştur: Makro ekonomik yönetimden şirketler bazında makro düzeye, talep politikalarından arz yanlısı (kemerleri sıkma) politikalara geçilmiştir. Kapitalist yönetim devlet değil, küresel rekabetin yeni ekonomik koşullarına uyum sağlama sürecinde başlıca itici güç olmuştur. Daha somut bir deyişle, özellikle sendikaların öteden beri güçlü, faal ve hatta 70'lerde olduğu gibi saldırgan oldukları yerlerde sendikaların üye kayıpları olmuş, mali güçleri azalmış ve grev etkinlikleri zayıflamıştır. Devlet sınai ilişkiler örgütlenmesinden çekilmiş, işletme bazında düzenlemeler önem kazanmış, ücret sözleşmeleri anti-enflasyonist politikaların baskısı altında gerçekleşir olmuştur. Genellikle günümüz Avrupa'sında sendikalar ulusötesi sendikal gelişmelerdeki temel eğilimleri analiz eden sosyal bilimcilere göre daha az ideolojik ama daha fazla pragmatik bir anlayış içine girmişlerdir. Bu noktadan hareketle sendikalar sosyal bölünmelere karşı (bu bölünmeleri yaratan ekonomik mantığa ve bu bölünmeleri destekleyip süreklilik kazandıran politikalara karşı) savaşmak zorundadırlar. Zaman zaman, refah devleti ciddi bir biçimde sorgulanırken ve bu devlet anlayışına saldırılırken sosyal politikalar siyasal sendika hareketinin çok önemli bir alanı olmuşlardır. Aynı zamanda sendikalar, gerçekten çalışan işçi sınıfının değil, toplumun dışına itilen ve normal iş yaşamına yeniden katılma şansı olmayan `altsınıfın da gözcülüğünü yapmayı öğrenmek zorundadır. Dünya genelinde yüksek işsizlik oranının son derece fazla olduğu büyükII kent alanlarında yoğunlaşan ABD 'de, Avrupa'da ve daha da yoğun olarak kentlerin etrafında ve yakın bölgelerinde yaşayan gençlere özellikle sahip çıkılmalıdır. Her türlü köktendinciliği, suçu, uyuşturucu kullanımını ve ahlaki çöküşü besleyen bu koşullardır. Bunların değiştirilmesi şarttır. Sendikalar çok sayıda sorunla, güçlükle ve tehlikeyle karşılaşmaktadırlar. Ancak günümüz dünyasında dünyayı daha yaşanabilir kılmak için sendikalar, sosyal adalet ve çalışanların hak arama kurumları, aynı zamanda demokrasi ve barış kurumları olarak, her zamankinden daha fazla gereklidirler. Kapitalizmin `tek dünya`sı en azından `uygarlaştırmak` için pek çok karşı güce ihtiyaç duyan uluslararası işçi ve sendika hareketi bu karşı güçlerin en önemlilerinden birisidir. | |
dc.description.abstract | Ill SUMMARY The global regime of transnational Corporations and Financial Capital, the instrumentalization of goverments policies for privatization and deregulation and anti-antiflationary policies, the weakening of the Industrial working class, mass unemployment and the crisis of the welfare state (in the centres of capitalism) -all this has weakened the trade union movement. In other words: since the 70 er there has taken place a rather dramatic shift in the relation of class forces between capital and labour- in the economic system, in the system of industrial relations and collective bargaining and at the level of goverment to the microlevel of the corporations, from demand policies to supply side (austerity) policies. Capitalist managemend -and not the state- has become the central agent in the process of adapting to the new economic conditions of global competition. More concretely-especially in those parts of the world, where traditionally trade unions have been strong and very atcive end even aggressive in the 70 s unionss have lost members, their financial fover has been reduced, their strike acitivities have diminished. The state has retreated from the organization of industrial relations; regulations at enterprise level have gained importance; wage contracts have come under the pressure of anti-inflationary politics. On the wholetrade unions in Europe are today -so the conclusion of social scientists analyses of major trends in transnational trade union development- less ideological and more pragmatic. For trade unions follow from this: They have to figh these divisions, against the economic logics which produce them, against politics that favour and stabilize them. At times when the welfare state is seriously guestioned and attacked, social polices have become a very important field of political trade union action. At the same time trade unions must learn to speak not only for the working class which is still at work, but also for the so-called underclass which is pushed to the margins of society and has no chance to be reingtegrated into so-called normal labour. ThisIV holds true especially for young people with extremely high rates of unemployement concentrated in the big global city areas all over the world-in the USA, in Europe ant-even more-in the periphery and semi-periphery- Fudamentalism of all kinds, crime, drugs and moral decay are bread by these conditions. They must be changed ! Unions face numerous problems, difficulties and risksyet, in the world of today, to turn it more human, unions-as agencies of social Justice and the dignity of working people, as agencies of democracy and peace-are more indispensable then ever. The `one- world` of Capitalism needs many counter-power to-alt least `civilize` it-and one of the most important of these counter-powers is the international labour and trade union movement. | en_US |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/embargoedAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Ekonomi | tr_TR |
dc.subject | Economics | en_US |
dc.title | Türkiye`de sendikacılığın dünü, bugünü ve geleceği | |
dc.title.alternative | The Yesterday, today and the future of the Turkish labor unionism | |
dc.type | masterThesis | |
dc.date.updated | 2018-08-06 | |
dc.contributor.department | Diğer | |
dc.subject.ytm | Unionism | |
dc.subject.ytm | Unions | |
dc.subject.ytm | Turkey | |
dc.identifier.yokid | 73064 | |
dc.publisher.institute | Sosyal Bilimler Enstitüsü | |
dc.publisher.university | DİCLE ÜNİVERSİTESİ | |
dc.identifier.thesisid | 73064 | |
dc.description.pages | 84 | |
dc.publisher.discipline | Diğer |