dc.description.abstract | 75 ÖZET VE SONUÇLAR Çalışmamız SSK Göztepe Eğitim Hastanesi Çocuk Kliniği Endokrinoloji Polikliniğince takip edilen, daha önceden BHE tanısı konulmuş 41 hasta ile diğer servislerde yatan, metabolik problemi olmayan yaş ve cinsiyet olarak eşleştirilmiş 20 çocuk üzerinde yapıldı. Çalışma grubundaki 41 hastadan 21 tanesi BH tedavisi alıyordu. 20 hasta BH ise kullanmıyordu. Tedavi almayan gruptan 9 kişilik gruba ortalama 3 ay süreyle BH tedavisi verildi ve prospektif grup olarak adlandırıldı. Hastalar BHE etyolojileri, pubertal muayeneleri, kemik yaşları ve kullandıkları diğer ilaçlar bakımından değerlendirildi. Ağırlık ve boyları ölçüldü ve bu değerlerden faydalanarak vücut kütlesi indeksi (BMİ) ve Boy-SDS' leri hesaplandı. BH tedavisi alan ve almayan hasta grupları kendi içlerinde multipl ve izole BHE olarak, tedavi süreleri bir yıldan az ve çok olarak, tiroksin tedavisi alan ve almayanlar olarak alt gruplara ayrıldı. Bu ayrımların serum lipid ve lipoprotein düzeylerine etkilerinin olup olmadığı araştırıldı. Hastaların ve kontrol grubunun minimum 12 saat aç kalmaları sağlanarak alınan kanlarında, serum kolesterol, trigliserid, HDL, LDL, VLDL kolesterol, Apo A-l, Apo B düzeyleri saptandı. Bu değerlerden faydalanarak Kol./ HDL, LDL/HDL ve Apo A-l / Apo B oranları elde edildi. Sonuç olarak: 1- BH tedavisi alan ve almayan hastaların yapılan analizlerinde; tedavi alanlarda Apo A-l / Apo B oranının daha yüksek bulunması hariç (p-0.007), diğer parametreler arasında anlamlı bir farklılık yoktu.76 2- BHE olup tedavi alan hastalar, almayan hastalar ve kontrol grubu toplu olarak karşılaştırıldığında (tek yönlü varyans analizi ile), tedavi alan ve almayan hastaların ortalama serum kolesterol değerleri kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksekti (p=0.04). 3- BH tedavisi alanların trigliserid, HDL, VLDL, Apo B, Kol./ HDL değerlerinde kontrol grubuna göre anlamlı bir farklılık yoktu. 4- Tedavi alan ve almayan hastaların ortalama serum LDL değeri (sırasıyla p=0. 013/0. 003) ve LDL/HDL oranı (sırasıyla p=0. 04/0. 007) kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksekti. 5- BH tedavisi alan grubun ortalama serum Apo A-l değeri ve Apo A-l / Apo B oranı kontrole göre anlamlı olarak yüksekti (sırasıyla p=0.007 ve 0.03). Apo B değeri tedavi alan grupta yüksek olmakla birlikte kontrol grubundan farkı istatistiki olarak anlamlı değildi (p=0.35). 6- Bir yıldan fazla tedavi görenlerde ortalama serum kolesterol, trigliserid ve Apo-I düzeyleri 1 yıldan az tedavi alanlara göre yüksek olmakla beraber fark istatistiki olarak anlamlı değildi. 7- 9 kişilik prospektif incelenen grupta BH tedavisi sonrası ortalama serum kolesterol, LDL, Apo B değerleri ile LDL/HDL oranı tedavi öncesine göre anlamlı olarak düştü (sırasıyla p=0.04--0.009- 0.03-0.05). Apo A-l / Apo B oranı anlamlı olarak yükseldi (p=0.001). Ortalama serum trigliserid değerinde azalma ve Apo A-l değerinde artma saptanmasına rağmen fark anlamlı değildi. 8- BH tedavisi alan ve almayan hastalarda tiroksin tedavisinin lipid düzeylerine etkisi iki yönlü varyans analizi ile araştırıldığında sadece ortalama Apo B düzeyleri üzerine azaltıcı anlamlı etkisi olduğu saptandı (p=0.02).77 9- BH eksikliğinin etyolojisi ile BH tedavisinin serum lipid parametreleri üzerine iki yönlü etkileşimi yoktu (p>0.05). 10- BH tedavisi alan hastalarda BMI, Apo A-l ile anlamlı derecede pozitif korelasyon göstermekteydi (p=0.013). BMI trigliserid, LDL, VLDL, Kol. / HDL, ve LDL / HDL ile negatif korelasyon, kolesterol, HDL, Apo B, Apo A-l / Apo B ile pozitif korelasyon göstermekle birlikte bu bulgular istatistiki yönden anlamlı değildi (p>0.05). Sonuç olarak; BHE olan çocuklarda serum kolesterol, LDL, Apo B düzeyleri ve LDL/HDL oranının anlamlı olarak yüksek, Apo A-l / Apo B oranının anlamlı olarak düşük olduğu, BH tedavisi alan hastalarda ise serum kolesterol, LDL, Apo B ve LDL/HDL' nin anlamlı olarak düşük, Apo A-l / Apo B' nin anlamlı olarak yüksek olduğu bulundu. Apo A-l / Apo B oranının düşüklüğü, LDL ve LDL/HDL oranının yüksekliği ateroskleroz açısından risk faktörü olduğundan BHE olan çocuklarda BH tedavisinin erken yaşlarda başlanmasının sadece boy uzamasını değil, erişkin yaşlarda aterosklerotik kalp hastalığından korunmalarını da sağlayabileceği kanısına varıldı. | |