dc.description.abstract | 59 ÖZET Anemi, ülkemizde sık karşılaşılan önemli bir sorundur. Kimi zaman, titiz muayene ve kapsamlı incelemelere rağmen, aneminin nedeni bulunamayabilir. Son yıllarda, pek çok çalışmayla aneminin açık nedeninin gösterilemediği olguların önemli bir bölümünde, H. pilori'nin rolünün olabileceği ileri sürülmüştür. Ayrıca atrofik gastrit sonucu megaloblastik anemi gelişebileceği ve Çöliak hastalığının anemiye yol açabileceği eskiden beri bilinmektedir. Bu yüzden, üst gastrointestinal endoskopi, anemi etyolojisinde kanama kaynağını saptamanın ötesinde anlam taşımaktadır. Biz bu çalışmayla, polikliniğe herhangi bir nedenle başvuran hastalar arasından anemi saptananlarda etyolojiyi belirlemeyi; etyolojisini belirleyemediklerimizde, üst gastrointestinal endoskopi yaparak ve biopsi alarak, daha çok histopatolojik incelemeyle ortaya konabilecek H. pilori, atrofik gastrit ve Çöliak hastalığı gibi gastrointestinal patolojilerin etyolojideki paylarını belirlemeyi amaçladık. Sağlık Bakanlığı Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İç Hastalıkları polikliniğine başvuran hastalardan, anemi tanısı alan 188 hasta çalışmaya alındı. Bunların 161'i (% 86) kadın, 27'si (% 14) erkekti ve 42.7±16.9 yaş ortalamaları vardı. Yapılan incelemelerle, bunlardan 124'ünde aneminin tipi ve nedeni belirlendi. Nedeni açıklanamayan 64 olgu asıl çalışma grubumuzu oluşturdu. Bunlara üst gastrointestinal endoskopi uygulandı; antrum, korpus ve duodenumdan biopsiler alındı ve histopatolojik olarak değerlendirildi. Anemi nedeni açıklanamayan 64 olgunun, 59'u (% 92.2) kadın, 5'i erkek (% 7.8) idi ve yaş ortalamaları 38.1±14.1 idi. MCV, Ferritin, SD, TDBK, DS, vitamin B12, folik asit düzeylerinden yararlanılarak yapılan sınıflandırmayla, 46'sı (% 71.9) demir eksikliği, 3'ü makrositer (% 4.7) ve 15'i (% 23.4) kombine anemi olarak kabul edildi. Histopatolojik incelemeyle, 25'i kadın, 2'si erkek toplam 27'sinin (%42.2) H. pilori pozitif, 34'ü kadın 3'ü erkek toplam 37'sinin (%57.8) H. pilori negatif olduğu tespit edildi. Çalışma grubunda görülen bu değerlerin istatistiksel60 anlamlılığını değerlendirebilmek amacıyla hastanemizde 2001 yılında bölümümüz öncülüğünde yapılan bir çalışma referans olarak alındı. Referans çalışma grubundaki pozitiflik oranlarıyla (%82.7), mevcut çalışma grubumuzun pozitiflik oranlan (%42,2) karşılaştırıldığında, anemili hasta grubunda H. pilori pozitifliği, istatistiksel anlamlı olarak düşük bulundu (p<0.01). Gruplara göre yapılan değerlendirmede ise, demir eksikliği ve kombine anemi gruplarında oran, istatistiksel olarak anlamlı düşükken (p<0.01), MA grubunda ise istatistiksel anlamlı fark yoktu. H. pilori pozitif ve negatif hasta grupları arasında, yaş ve cins, mide korpus ve antrumu ile duodenumda histopatolojik bulgular ve anemi tipi yönünden anlamlı farklar bulunamadı. Farklı anemi tipleri arasında, atrofik gastrit, intestinal metaplazi ve otoimmün gastrit gibi histopatolojik yorumlamalar açısından anlamlı fark bulunamadı. Duodenum biopsilerinde toplam 7 olguda (%10,9) parsiyel villöz atrofi saptandı. Bu 7 olgunun 3'ü demir eksikliği, 3'ü kombine anemi, biri de makrositer anemi grubundandı. Bugüne kadarki yapılan çoğu çalışmanın tersine, anemili hasta grubunda H. pilori oranını anlamlı olarak daha az bulmamız, bizim de baştan beklemediğimiz bir bulguydu. Ancak biz, büyüyüp gelişebilmesi ve çoğalabilmesi için demire gereksinimi olan bu mikroorganizmanın, demir eksikliği anemisi gelişimindeki rolünü tamamladıktan sonra kendi kendini doğal süreci içinde eradike ediyor olabileceğini düşündük. Gerek literatürdeki farklı bulgular, gerekse bizim görece farklı çalışmamız, konuyla ilgili çalışmaların devam etmesi gerektiğini düşündürmektedir. Parsiyel villöz atrofili olguların, %10.9 gibi yüksek oranda görülmesi, bir başka altı çizilmesi gereken bulgudur. H. pilori'nin anemideki rolü tartışılmaya devam edilse de, anemili hastalarda, üst gastrointestinal endoskopi, kanama için kaynak bulmanın ötesinde, dikkatli morfolojik inceleme ve histopatolojiyle ortaya konabilecek patolojiler açısından önemlidir. | |