1960 - 1971 arası Adalet Partisi askeri yönetim arasındaki ilişki

Abstract

Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1946 yılına kadar tek parti rejiminin hâkim olduğu bir süreç yaşamıştır. Değişen konjonktür ile beraber çok partili hayata geçilmiş ve Demokrat Parti ile birlikte devlet birçok alanda gelişme kaydetmiştir. Ancak 27 Mayıs 1960'ta yaşanan ihtilal ile Türkiye Cumhuriyeti devletinin ilerlemesi kesintiye uğramıştır. İhtilal sonrası yönetimi ele alan Milli Birlik Komitesi kendi aralarında da çeşitli fikir ayrılıkları yaşamış ve siyasi partiler üzerinde baskı kurarak varlıklarını devam ettirmeye çalışmışlardır. 1965 yılında koalisyon olmadan iktidarı tek başına eline alan Adalet Partisi orduya olan bağlılığını her seferinde dile getirse de ordu tarafından sürekli baskı altında tutulmuştur. Bunun en önemli nedeni Adalet Partisi'nin kendisini DP'nin devamı olarak görmesinden kaynaklanıyordu. Buna 1961 Anayasası'nın getirmiş olduğu özgürlükçü ortam sonucu Türk siyasal ve sosyal hayatta aşırı fikirlerin ortaya çıkması da eklenince toplumsal çatışma kaçınılmaz bir hal almıştır. Sonunda toplumda yaşanan bu durumun müdahale ile çözüleceğine inanan bir grup asker tarafından 12 Mart 1971 Muhtırası gerçekleştirilmiş ancak bu durum toplumsal kargaşayı daha da artırarak 1980 darbesinin önünü açmıştır.

The Republic of Turkey has undergone a period dominated by the single-party regime until 1946. Together with the changing conjuncture multiparty system was introduced to life. The state has made progress in many areas with the Democratic Party. However, the progress of the Republic of Turkey was interrupted by the revolution took place May 27, 1960.The National Unity Committee, which deals with post-revolution management, has also experienced differences of opinion among themselves and they tried to maintain their existence by putting pressure on political parties. The Justice Party came to power as a result of the 1965 general elections. Although the Justice Party has always expressed its commitment to the army, it has been kept under constant pressure. The most important reason for this is that the Justice Party is seen as a continuation of the Democratic Party. The libertarian environment of the 1961 Constitution has led to the emergence of extreme ideas in Turkish political and social life, which has made the social conflict inevitable. Finally, 12 March 1971 Memorandum was held by a group of soldiers who believed that this situation would be solved by intervention. However, this situation increased the social chaos and opened the way for the 1980 revolution.