Show simple item record

dc.contributor.advisorBaşarı, Ender
dc.contributor.advisorTuran, Mustafa Erkan
dc.contributor.authorTekeoğlu, Sercan
dc.date.accessioned2020-12-10T11:27:39Z
dc.date.available2020-12-10T11:27:39Z
dc.date.submitted2019
dc.date.issued2019-10-04
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/260344
dc.description.abstractBaşta barınma olmak üzere birçok farklı amaç için yapılar inşa edilmektedir. Yapılar birçok dış kuvvete maruz kalmakta ve bu kuvvetlere dayanım göstermek durumundadırlar. Yapılara etkiyen dış kuvvetlerin en önemlilerinden biri de depremdir. Dolayısıyla bir yapı tasarlanırken deprem kuvvetlerinin mutlaka göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Yapıya etkiyecek muhtemel en büyük yatay ivme değeri ne kadar doğru ve güvenilir tahmin edilebilirse ekonomik kaynaklar da o derece faydalı kullanılabilir. Öte yandan depremlerden dolayı yapıya etkiyecek maksimum yatay ivmelerin doğru bir şekilde belirlenememesi ve güvenilir olmaması diğer bir deyişle belirsizliklerin fazla olması durumunda, yapıların imalatı için ya daha fazla ekonomik kaynağın ayrılması gerekecek ya da hedeflenen standart ve dayanımda yapılar imal edilemeyecektir. Depremden kaynaklı muhtemel maksimum yatay ivme kuvvetleri, geçmiş yıllarda kaydedilen deprem verilerinin istatistiksel olarak değerlendirilmesi ile tahmin edilmektedir. İstatistiksel olarak kurulan bir ilişkide hesap ve tahminlerin doğruluğu, hesaba katılan verilerin miktarı ve saha uyumluluğu ile yüksek derecede ilişkilidir. Bir bölgede oluşacak maksimum ivmeleri, ivme azalım ilişkileri ile tahmin edilmektedir. Zaman içinde meydana gelen yeni depremler ile birlikte deprem verileri arttıkça ve değiştikçe, ivme azalım ilişkilerinin de belirli periyotlar ile yeni deprem verileri de göz önüne alınarak güncellenmesi gerekmektedir. Ayrıca azalım ilişkileri kurulurken tektonizma özellikleri, yerel zemin özellikleri, mesafe özellikleri, magnitüd özellikleri vs. açısından sahayı temsil eden uyumlu verilerin bir arada kullanılması da kurulan ilişkilerin doğruluğunu arttırmaktadır. Belirli bir saha için ivme azalım ilişkilerinin oluşturulmasında, deprem verilerinin mümkün olduğunca ilgili sahaya ait olması istenir. Bu çalışmada Türkiye'de meydana gelmiş olan deprem verileri kullanılarak farklı sismik bölgeler için ivme azalım ilişkileri kurulmuştur. İvme azalım ilişkilerinin oluşturulmasında maksimum likelihood ve en küçük kareler metotları kullanılmıştır. Her iki metot ile kurulan ilişkiler, yakın sonuçlar vermek ile beraber bazı farklılıklar da içermektedir. Bu tez çalışmasında her iki metot ile elde edilen azalım ilişkileri karşılaştırmalı olarak verilmiştir.
dc.description.abstractPeople built buildings for many different purposes, particularly housing. Structures are exposed to many external forces and they have to resist these forces. One of the most important external forces acting on buildings is the earthquake. Therefore, when designing a structure, earthquake forces must be considered. how accurately estimated the possible maximum horizontal acceleration values that influence the structure is highly effects on using economic resources. On the other hand, maximum horizontal accelerations that will affect to the the structure because of the earthquakes, it causes the structures not to be built as required standards and strength or high costs. Estimation of the maximum horizontal acceleration forces due to an earthquake for the structures are done by statistical evaluation of the earthquake data observed in previous years. Accuracy of a relationship established with a statistical study, highly depends on the amount of appropriate data and site compatibility of the earthquake data. The peak ground acceleration due to an earthquake for a region is estimated by the attenuation relationships. As the earthquake data increases and changes with the new earthquakes in time, the attenuation relationships should be updated in certain periods by taking into account the new earthquake data. In addition, the accuracy of established relations is increasing with the data which represent the region properties like tectonic characteristics, local soil properties, distance properties, magnitude properties, etc. In order to establish highly accurate and representative attenuation relationship for a certain region, it needs the earthquake data belong to the same region as many as possible. In this study, attenuation relationships for different seismic regions are established with using past data on earthquakes have occurred in Turkey. Maximum likelihood and least squares methods were used to establish the attenuation relationships. Established attenuation relationships with both methods have close results but they have some differences too. In this study, attenuation relationship established by both methods are given comparatively.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectİnşaat Mühendisliğitr_TR
dc.subjectCivil Engineeringen_US
dc.titleSismik açıdan aktif bir bölge için azalım ilişkilerinin oluşturulması
dc.title.alternativeSismik açıdan aktif bir bölge için azalım ilişkilerinin oluşturulması
dc.typemasterThesis
dc.date.updated2019-10-04
dc.contributor.departmentİnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
dc.identifier.yokid10252457
dc.publisher.instituteFen Bilimleri Enstitüsü
dc.publisher.universityMANİSA CELÂL BAYAR ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid564751
dc.description.pages155
dc.publisher.disciplineGeoteknik Bilim Dalı


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess