dc.contributor.advisor | Ertekin, Ersen | |
dc.contributor.author | Öztürk, Veli Süha | |
dc.date.accessioned | 2020-12-10T10:58:29Z | |
dc.date.available | 2020-12-10T10:58:29Z | |
dc.date.submitted | 2019 | |
dc.date.issued | 2020-07-09 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/253816 | |
dc.description.abstract | Giriş ve AmaçBoyun bölgesindeki lenfadenopatiler reaktif veya neoplastik olabilir ve bazen metastatik hastalığın ilk belirtisidirler. Gri-skala ultrasonografi (US) tanıda ilk adım ve en yaygın kullanılan görüntüleme yöntemi olmasına rağmen, tanısal performansı her zaman yeterli değildir. Bu çalışmanın amacı, servikal lenfadenopatili hastalarda point shearwave elastografi (pSWE)'nin potansiyel tanısal değerini ve eş zamanlı Difüzyon Ağırlıklı MRG tetkikinin tanısal performansa katkısını prospektif olarak araştırmak ve karşılaştırmaktı.Gereç ve YöntemBu prospektif çalışma kurumumuz etik kurulu ve sağlık bakanlığı tarafından onaylanmış ve her muayeneden önce tüm hastalardan yazılı bilgilendirilmiş gönüllü onamları alınmıştır. Yüz kırk dört hastanın 188 servikal lenf nodu çalışmaya dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen, primer malignitesi olan veya olmayan tüm lenf nodları tedavi veya histopatolojik örnekleme öncesi pSWE ile değerlendirildi. Yüz dört hastanın 139 lenf noduna difüzyon MRG uygulandı. Lenf nodlarının morfolojik özellikleri, vaskülarizasyonları, sertlikleri ve difüzyon katsayıları ölçülerek kayıt edildi. Lenf nodları histopatolojik bulgulara, klinik ve sonografik takiplere göre benign veya malign olarak iki gruba ayrıldı. Tüm lenf bezlerinin %64'ünde patolojik değerlendirme mevcuttu. Sürekli değişkenler için Mann-Whitney U ve t-testi, kategorik değişkenler için ki-kare testi kullanıldı. Tanısal performans ROC analizi ile değerlendirildi ve kesme değerleri belirlendi. Anlamlı parametreler için lojistik regresyon (LR) testleri yapıldı; tahmini rölatif riskleri ve p değerleri hesaplandı. BulgularLR testlerinde benign (n = 90) ve malign lenfadenopatilerde (n = 98) kısa eksen, hilus morfolojisi, vaskülarizasyon paternleri, pSWE ve ADC değerleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p <0.05). Malign nodların ortanca sertliği (48,4 kPa) ile benign nodların ortanca sertliği (15,15 kPa) arasında anlamlı fark bulundu (p<0,001). ADC ölçümlerinde malign lenf nodlarının ortalama ADC değerleri benign olanlara göre anlamlı derecede düşüktü (p <0,001). pSWE ve difüzyon MRG için eğri altında kalan alan değerleri sırasıyla 0,846 (% 95 CI, 0,789-0,903), 0.796 (% 95 CI, 0,725-0,868) idi. Objektif parametreler içinde kPa en yüksek tanısal doğruluğa sahipti (% 80,3). pSWE ölçümleri, gri-skala US ile birleştirildiğinde doğruluk oranı %83,5'den %87,2'ye yükselmiştir, bunlara DAGbulgularıeklendiğinde (% 86,3) fark bulunmadı. En düşük ADC değerleri lenfoproliferatif hastalıklarda ölçülmüştür (p <0.001).SonuçGri skala US ile kombine pSWE'nin kullanımı, lenf nodu patolojisinin karakterizasyonu için oldukça yararlı olup, gereksiz biyopsi sayısını azaltabilir. Ultrasonografi yapılan olgularda DAG'nin asıl rolünün lenf nodu karakterizasyonundan çok, lenf nodlarının tespitinde ve/veya lenfoproliferatif hastalıklar özelinde olabileceğini düşünmekteyiz.Anahtar Kelimeler: Ultrasonografi, Elastografi, Diffüzyon MRG, Lenf nodu | |
dc.description.abstract | IntroductionLymphadenopathies in the neck region may be reactive or neoplastic, and sometimes it's the first sign of metastatic disease. Although B-mode US is the first step and most common imaging method, its diagnostic performance is not always sufficient. The aim of this study was to prospectively investigate and compare the potential diagnostic value of point shear wave elastography (pSWE) and the contribution of concurrent Diffusion-Weighted MRI to diagnostic performance in patients with cervical lymphadenopathy.Methods and MaterialsOne hundred eighty-eight cervical lymph nodes of 144 patients were included in the study. All patients with or without an underlying malignancy were included in the study and all lymph nodes were evaluated before the treatment or histopathological sampling. Diffusion MRI was performed on 139 lymph nodes of 104 patients. Gray-scale and Doppler US characteristics were recorded; stiffness and ADC values of lymph nodes were measured. Lymph nodes were divided into two groups as benign or malign based on histopathological findings, clinical and sonographic follow-up. The pathologic analysis was made in 64% of all lymph nodes. Mann-Whitney U and t-test were used for continuous variables, and the Chi-Square test was used for categorical variables in statistical analyses. Diagnostic performance was evaluated by ROC analysis, and cut-off values were determined. Logistic regression (LR) tests were performed for significant parameters; odds ratios and p values were calculated. This prospective study protocol was reviewed and approved by the institutional review board of our hospital. Written informed consent was obtained from all patients before each examination.ResultsThere were statistically significant differences between benign (n=90) and malign lymphadenopathies (n=98) in LR tests in terms of short axis, hilus morphology, vascularisation patterns, pSWE, and ADC values (p<0.05). The median stiffness of malign nodes (48.4 kPa) were statistically higher than benign lymph nodes (15.15 kPa), and the average ADC values of malign nodes were significantly lower than others (p<0.001). Area under the curve values for pSWE and diffusion MRI were 0.846 (95% CI, 0.789-0.903), 0.796 (95% CI, 0.725-0.868), respectively. Among the quantitative criteria, kPa had the highest diagnostic accuracy (80.3%). Accuracy rate increased to 87.2% from 83.5% when the pSWE was combined with the conventional US. No differences were detected when the DWI findings were added (86.3%) to these. The lowest ADC values were measured in lymphoproliferative disorders (p<0.001).ConclusionThe use of pSWE combined with B-mode US may be sufficient for the differentiation of lymph nodes and will reduce the number of biopsies. We think that the main role of DWI in cases which underwent ultrasonography, may be specific to lymphoproliferative disorders rather than lymph node characterization or that it can be used to detect lymph nodes by adding to the routine protocol of neck MRI.Keywords: Ultrasonography, Elastography, Diffusion MRI, Lymph node | en_US |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Radyoloji ve Nükleer Tıp | tr_TR |
dc.subject | Radiology and Nuclear Medicine | en_US |
dc.title | Büyümüş yüzeysel servikal lenf nodlarında shear wave elastografi ile birlikte değerlendirilen difüzyon MRG`nin tanısal performansı | |
dc.title.alternative | A comparative study for diagnostic performance of shear wave elastography and diffusion-weighted MRI in cervical lymph nodes | |
dc.type | doctoralThesis | |
dc.date.updated | 2020-07-09 | |
dc.contributor.department | Radyoloji Anabilim Dalı | |
dc.identifier.yokid | 10311232 | |
dc.publisher.institute | Tıp Fakültesi | |
dc.publisher.university | AYDIN ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ | |
dc.type.sub | medicineThesis | |
dc.identifier.thesisid | 626930 | |
dc.description.pages | 145 | |
dc.publisher.discipline | Diğer | |