Nouns-first, verbs-first and computationally-easier first: A preliminary design to test the order of acquisition

Abstract

Erken sözcüksel farklılıklar ile ilgili başlıca çalışmalar; erken isim edinimini savunanlar ve bu tutuma karşı çıkan bulgular üretenler olarak iki farklı kuramsal temele dayandırılabilir. Bu çalışma kelimelerin erken sözcüksel edinimi problemine bilişimsel bir bakış açısı getirmeyi amaçlamaktadır. Çalışma sözcüksel edinim probleminin altında yatan mekanizmanın bilişimsel karmaşıklık ile ilgili olup olmadığını sorgulayan öncü bir araştırmadır. Bu şekilde kısa, sık ve belirsiz olmayan kelimelerin önce edinileceği; uzun, muğlâk ve sık olmayan kelimelerin daha sonra edinileceği öngörülmektedir. Çalışma üç Türk bebeğin 8 aydan 36 aya kadar olan boylamsal verilerine dayanır. Bu kapsamda üç farklı analiz yapılmıştır; (1) frekans analizinde çocukların maruz kaldığı ve ürettikleri dildeki tür-türce oranı ve sayıları karşılaştırılmıştır; (2) belirsizlik analizinde, sosyal ve ilgisel ipuçlarının kelime öğrenimi üzerindeki rollerine bakılmıştır; (3) sesbilimsel karmaşıklık analizinde ise kelime uzunluğunun kelime öğrenme üzerindeki etkisi incelenmiştir. Sonuçlar dilde sık olarak kullanılan kelimelerin herhangi bir isim yoğunluğuna kanıt olamayacağını ve fill oranının isim oranına yakın olduğunu göstermektedir. Ayrıca çocukların maruz kaldıkları dilde isimlere karşı bir eğilimden çok fiillere karşı bir eğilim olduğu saptanmıştır. Belirsizlik analizi sonuçları doğal dil bağlamında bulunan sosyal ve ilgisel ipuçlarının kelime öğreniminde önemli faktörler olduğunu göstermektedir. Bu sebeple, bağlam tarafından açıklığa kavuşturulan kelimelerin çocuklar tarafından sıklıkla kullanıldığı görülmüştür. Sesbilimsel karmaşıklık analizi ise kelime uzunluğunun kelime öğrenmeyi etkilediğini ve kısa kelimelerin uzun kelimelere göre daha kolay edinildiğini göstermiştir.

The primary accounts for early lexical differences can be broken down into two distinct theoretical positions that either defend early noun acquisition or provide evidence that challenges this account. This work is trying to bring a computational perspective to the problem of early lexical acquisition of words. It is a preliminary investigation to see if the underlying mechanism relates to computational complexity by which short, frequent and unambiguous words are supposed to be acquired first; and long, ambiguous or infrequent words (including nouns) are predicted not to be acquired early. Our database consists a longitudinal data of three Turkish children between 8 months and 36 months. We conducted three analyses to test this; (1) in frequency analysis, we compared the type token ratios and the number of types and tokens of nouns and verbs in both child directed speech and child speech; (2) in ambiguity analysis, we examined the role of social and attentional cues on word learning; and (3) in phonological analysis, we measured the effect of word length on learning of words. Results revealed that most frequent words did not prove any noun predominance; in place of this, the usage rates of verbs was close to nouns and sometimes much more than that. Furthermore, caretakers did not have any bias to nouns or object names on the contrary there was a preference to verbs at some parts. The high rate of verbs in child speech also challenged the noun-first view. Ambiguity analysis showed that social and attentional cues in the natural language's context were important factors for word learning.vTherefore, disambiguated words in the context were the most frequent words in child speech. Phonological complexity analysis indicated that word length affected the infant's ability of word learning. Thus, short words were more advantageous when compared to long words.