dc.contributor.advisor | Ülkü, Vural | |
dc.contributor.author | Özdemir, Orhan | |
dc.date.accessioned | 2020-12-10T08:20:38Z | |
dc.date.available | 2020-12-10T08:20:38Z | |
dc.date.submitted | 2003 | |
dc.date.issued | 2018-08-06 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/221255 | |
dc.description.abstract | 208 ÖZET `Türkiye'de Germanistik Çalışmalarının Dünü ve Bugünü`, tarihsel bir çalışmadır. Bu nedenle, bu çalışmada Almancamn yabancı dil olarak Türkiye'de öğretilmeye başlaması, Türkiye-Almanya ilişkilerinin gelişim süreci içinde incelenmiştir. Yabancı dil olarak Almanca öğretiminin ardından, Alman dili ve edebiyatı, Alman dili eğitimi ve çeviri bölümlerinin lisans programları üzerinde durulmuştur. Çalışma beş bölümden oluşmaktadır. I. bölümünde Almanya'da Germanistik çalışmalarının 19. yüzyıldan günümüze kısa bir tarihi verilmiştir. II. bölümde, Türkiye- Almanya ilişkileri ve yabancı dil olarak Almancamn başlangıçtan günümüze gelişimi konuları üzerinde durulmuştur. Türkiye-Almanya ilişkileri ve ardından yabancı dil olarak Almanca öğretimi, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerileme döneminde başlamıştır. III. Mustafa'nın (1757- 1774), II. Friedrich'ten orduda yenilikler yapmak amacıyla üç müneccim istemesi, iki ülke ilişkilerinin başlangıcı sayılabilir. Bunun üzerine II. Friedrich, III. Mustafa'ya savunma işbirliği önerisinde bulunmuştur. Daha sonra III. Selim, 1798 yılında orduda yenilikler yapmak üzere Prusyalı subaylardan yararlanmıştır. Ancak, bu subaylarla iletişim Fransızca üzerinden sağlanmıştır. Türkiye'de o zamanlar benimsenen yabancı dil Fransızcadır. Türkiye'deki Alman subaylar, ülkeleriyle Osmanlı Devleti arasında askeri malzeme alımına dayalı ticari ilişkilerin gelişmesine önemli katkılarda bulunmuşlardır. Artık Türkiye, bu aşamadan sonra Almanya'nın sürekli müşterisi olmuştur.209 II. Abduhamit döneminde de askeri ilişkiler sürmüştür. İletişimde zorluklar yaşandığı için, Abdülhamit bu kez Almanya'dan Türkiye'ye gönderilecek subaylar arsında bir de Almanca öğretmeni istemiştir. İste bu Almanca öğretmeni, Türkiye'de yabancı dil olarak Almanca öğretimi/öğrenimiyle ilgili ilk buluşma olmuştur. Türkiye-Almanya arasındaki ilişkiler I. Dünya Savaşı'na kadar gelişerek sürmüştür. Bu arada, bazı askeri okullara yabancı dil olarak Almanca dersleri konulmuştur. Bu dönemde Fransızca ders kitaplarının yanmda Almanca ders kitapları basımı da artmıştır. Almanca öğretiminin yaygınlaşmasına İstanbul'daki Alman okulu ve Sankt Georg Avusturya lisesinin önemli katkıları olmuştur. 1820'den sonra `Bab-ı Ali Tercüme Odası`nda da Almanca dersleri verilmeye başlanmıştır. 1877'de `Mekteb-i Elsine` (Yabancı Dil Okulu) açılmıştır. Bu okula 1877'den sonra Almanca dersleri konulmuştur. Ancak, Almancanm düzenle olarak öğretildiği kurum `Mekteb-i Harbiye` (Harp Okulu) olmuştur. Almanca, Meşrutiyet döneminde artan sultanilerde de yabancı dil olarak öğretilmiştir. 1910 müfredat programına Fransızcanm yanında 2 saat Almanca ve 2 saat İngilizce dersleri konulmuştur. Ayrıca I. Dünya Savaşı, Alman diline olan ilginin artmasına neden olmuştur. Cephedeki ilişkiler, çok sayıda subay ve askeri Almanca öğrenmeye özendirmiştir. Savaş yıllarındaki bu gelişmeleri, 1915 yılında aralarmda Alman dili ve edebiyatı Doçenti Richard Richter'in de bulunduğu 20 öğretim üyesinin Darülfünun'da Görev alması izlemiştir. Bu öğretim üyelerinin bir kısmı, Türkiye'deki üniversite reformundan sonra da İstanbul Üniversitesi'nde görev almıştır. Yabarıcı dil olarak Almanca öğretimi dışında, Alman dili ve edebiyatının Osmanlı okullarında ders olarak verildiğine ilişkin en eski sayılabilecek belge, Nüzhet Paşa210 tarafından eski harflerle kaleme alınmış `Elsine-i Garbiyye Edebiyat ve Üdebası` (Batı Dilleri Edebiyat ve Edebiyatçıları) adlı 1888 yılında basılmış bir kitaptır. Bu kitabın Alman Edebiyatı bölümü, doktora çalışmasının bir bölümü olarak önce eski harflerden yeni harflere çevrilmiş, daha sonra da Osmanlıcadan Türkçeye çevrilmiştir. Kitapta, Klopstock, Lessing, Goethe, Schiller, Heine ve Goltz Paşa gibi Alman yazarları ve yapıtları tanıtılmaya çalışılmıştır. Çalışmada, eski Türkçe başka belgelere de yer verilmiştir. Türkiye'de 1933 üniversite reformunun ardından, Nazilerden kaçan Alman öğretim üyelerinin katkılarıyla önce Yabancı Diller Okulu, daha sonra da bir romanist olan Leo Spitzer tarafından romanoloji bölümüne bağlı olarak Alman filolojisi açılmıştır. Alman filolojisi sonraki yıllarda kendi başına bir bölüm olmuştur. İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün kuruluşunu 1935'te açılan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü izlemiştir. Ankara ve İstanbul'daki Alman dili ve edebiyatı bölümleri, daha sonra Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinde açılan Alman dili ve edebiyatı bölümlerinin kuruluşlarına önemli katkılar sağlamışlardır. III. bölümde, Germanistik bölümlerinin dünden bugüne nasıl bir gelişme gösterdikleri, birbirleriyle benzer ve farklı yönleri, öğretim üyesi sayıları ve bazı Germanistik bölümlerinin kapatılış nedenleri irdelenmeye çalışılmıştır. Ayrıca, Germanistik bölümlerinin sorunları üzerinde de durulmuştur. IV. bölümünde, Almanya'daki Germanistik çalışmalarının Türk düşün yaşamma ve Türkçenin arılaştırılması çabalarına yansımaları yer almıştır. Çalışmanın sonuç bölümü, toplu değerlendirme ve önerilere ayrılmıştır. | |
dc.description.abstract | 211 ZUSAMMENFASSUNG In dieser Dissertation `Geschichte der Germanistik in der Türkei` wird die Entwicklung des Faches Deutsch als Fremdsprache in den tiirkischen Schulen und die Begründung der germanistischen Abteilungen an den tiirkischen Universitâten im Zusammenhang mit türkisch-deutschen Beziehungen behandelt. Diese Arbeit gliedert sich in mehrere Kapiteln. Im ersten Teil der Arbeit wird beabsichtigt die Geschichte der Germanistik kurz zu erlautern, im zweiten Teil werden die türkisch- deutschen Beziehungen thematisiert, wobei versucht wird der Beginn `Deutsch als Fremdsprache` in der Türkei herauszukristallisieren. Die deutsch-türkischen Beziehungen begannen erst im 18. Jahrhundert. Mustafa III. (1757- 1774) versuchte die Osmanische Armee neu zu ordnen, um dies zu verwirklichen, verlangte er von Friedrich II drei Offiziere. So schlug ihm Friedrich II. einen Verteidigungspakt vor, der als Zeichen fur einen Anfang der Beziehungen diente. Auch Selim III. beauftragte im Jahre 1798 preussische Offiziere in der osmanischen Armee. Aber die Verstândigung zwischen den Offızieren kam mit Hilfe des Französischen zustande, da Französisch die gebrâuchliste Fremdsprache war. Durch diesi gegenseitigen Vreinbarungen begann der militârische Handel zwischen zwei Staaten und die Türkei wurde zu einem kontunierlicher Kunde von Deutschland. Auch Abdulhamit II. hielt die militârischen Beziehungen zwischen Deutschland und der Türkei aufrecht. Da man Verstandigungsschwierigkeiten zwischen türkischen und deutschen Soldaten hatte, verlangte Abdulhamit diesmal unter den deutschen Offizieren,212 die in die Türkei eingeladen waren, auch einen Deutschlehrer. Dies war der erste Schritt in der Türkei zum Deutsch lemen. Inzwischen wurde Deutsch in einigen militârischen Schulen als Fremdsprache unterrichtet. Zusammenhângend wurden neben französischen Lehrbüchern auch viele deutsche Lehrbücher gedruckt. Die, ^Deutsche Schule` und Sankt - Georg - Gymnasium in Istanbul trugen zur Verbreitung der deutschen Sprache in der Türkei bei. Ab 1 820 wurde Deutsch als Fremdsprache im Übersetzungsbüro der Regierung,3ab-ı Ali` unterrichtet. Im Jahre 1 877 wurde,,Mekteb-i Elsine` (Fremdsprachenschule) eröffnet. In den folgenden Jahren war auch Deutsch in dieser Schule im Programm. Das Institut, in dem Deutsch als Fremdsprache systematich unterrichtet wurde, war `Mekteb-i Harbiye` (Kadettenstalt). Durch die engen Kontakte an vielen Fronten im I. Weltkrieg wurde das Interesse an der deutschen Sprache erweckt und viele türkische Offiziere und Soldaten lernten dadurch Deutsch. AuBerdem wurden im Jahre 1915 20 Lehrkrâfte, unter denen auch der Germanist Richard Richter war, als Gastlehrer in die Türkei eingeladen. Einige von diesen Lehrkrâften führten ihre Tâtigkeit auch nach der Universitâtsreform an der Universitât Istanbul fort. Neben Deutsch als Fremdsprache wurde auch deutsche Literatür in den osmanischen Schulen gelehrt. Das alteste Werk in der Richtung ist `Elsine-i Garbiyye Edebiyat ve Üdebası` (Die Literatür und Literaten der westlichen Sprachen), herausgegeben von Nüzhet Pascha 1888. Ein Teil dieses Buches `Deutsche Literatür` wurde von mir in dieser Dissertationsarbeit erst von der arabischen Schrift in die jetzige umgewandelt, danach aus dem Osmanischen ins Türkische übersetzt. Das Buch handelt von Klopstock, Lessing, Goethe, Schiller, Heine und anderen und deren Werken. Femer sind auch andere friihere213 türkische Dokumente in dieser Arbeit von mir durchgenommen und als Unterstützung vorgelegt wurden. Die Begründung der Fremdsprachenhochschule war nach der Universitâtsreform in der Türkei (1933) durch Lehrkörper, die vor den Nazis entflohen waren, möglich. in den folgenden Jahren wurde deutsche Philologie von Leo Spitzer, anlehnend an Romanistik der Universitât istanbul gegründet. So etabilierte sich die Abteilung für deutsche Philologie als selbstândiger Fachbereich. Der Gründung der deutschen Philologie in istanbul folgte die im Jahre 1935 gegründete Abteilung an der Dil ve Tarih-Coğrafya Fakultât.Mit diesen beiden Universitâten begann nun eine Ausbreitung der Abteilungen für deutsche Philologie an verschiedenen Universitâten. Demzufolge war es angebracht, im dritten Teil der Arbeit wird die Entwicklung der germanistischen Abteilungen nach den Kriterien zu untersuchen: Zahl der Lehrkörper, Entwicklungslinien der Abteilungen, Unterschiede und Ahnlichkeiten untereinander und die Abschafrungsgriinde. Im vierten Teil werden die Sprachreinigungsbestrebungen sowohl in Deutschland als auch in der Türkei kurz bewertet, indem versucht wird, heraus zu analysieren inwiweit die germanistischen Studien in Deutschland einen Einfluss auf die türkischen Sprachreinigungsbestrebungen hatten. Der letzte Teil der Arbeit enthâlt eine Gesamtbewertung. | en_US |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/embargoedAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Alman Dili ve Edebiyatı | tr_TR |
dc.subject | German Linguistics and Literature | en_US |
dc.title | Türkiye`de Germanistik çalışmalarının dünü ve bugünü | |
dc.title.alternative | Geschichte der Germanistik in der Türkei | |
dc.type | doctoralThesis | |
dc.date.updated | 2018-08-06 | |
dc.contributor.department | Alman Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı | |
dc.subject.ytm | German | |
dc.subject.ytm | Germanistics | |
dc.subject.ytm | Turkish-German relations | |
dc.identifier.yokid | 141071 | |
dc.publisher.institute | Sosyal Bilimler Enstitüsü | |
dc.publisher.university | MERSİN ÜNİVERSİTESİ | |
dc.identifier.thesisid | 137126 | |
dc.description.pages | 224 | |
dc.publisher.discipline | Diğer | |