Kliniğimizde tedavi edilen serviks kanserli hastaların klinik ve patolojik sonuçları

Abstract

Bu çalışmada serviks kanseri hastalarında histopatolojik sonuçların serviks kanseri prognozunu nasıl etkilediği ve optimal tedavi seçeneklerinin belirlenmesi amaçlandı.2007-2012 yılları arasında serviks kanseri tanısı alıp tedavi edilen ve düzenli takipleri olup dosyalarına ulaşılabilen 45 hastaya ait tıbbi veriler retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların demografik özellikleri, patolojik sonuçları ve tedavi yöntemleri irdelenerek gruplar kendi içinde değerlendirildi ve yaşam süreleri ve sağkalım üzerine etkili prognostik faktörler irdelenerek gruplar karşılaştırıldı.12 hastaya primer radikal cerrahi yapıldı,5 hastaya primer kemoradyoterapi verildi, 28 hastaya radikal cerrahi tedavi sonrası adjuvan radyoterapi ve/veya kemoterapi verildi. Hastaların ortanca takip süresi 42,2±21,6 ay, tanı aldıklarındaki yaş ortalaması 49,3±12 (17-82) olarak bulundu. Hastaların histopatolojik sonuçları incelendiğinde en sık gözlenilen serviks kanseri tipinin skuamöz hücreli kanser tipi olduğu(29/43 %67) görüldü. Cerrahi-patolojik risk faktörlerinin pelvik lenf nodu tutulumuna etkisine ve sağkalım üzerine etkilerine bakıldı. Hastaların evrelerine göre, tedavi yöntemlerine göre, pelvik lenf nodu tutulumu varlığına göre, endometrial tutulum, parametrial tutulum, cerrahi sınır pozitifliği, lenfovaskuler alan invazyonu, tümör boyutu gibi histoplatolojik risk faktörleri ile gruplar arasında hastalıksız sağkalım ve toplam sağkalım açısından istatistiksel fark saptanmadı.Histopatojik verilerden endometrial tutulum, parametrial tutulum, cerrahi sınır pozitifliği, lenfovaskuler alan invazyonu, tümör boyutu, sigara ile pelvik lenf nodu tutulumu etkisine bakıldı. Lenfovasküler alan invazyonu varlığı ve sigara öyküsü pelvik lenf nodu tutulumunu artırdığı gözledi. Fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu. (p=0,012, p=0,033)Bu çalışmada tedavi seçeneklerinin birbirine üstünlüğü belirgin değildi. Serviks kanserinin optimal tedavisinde multimodal yaklaşımların karşılaştırıldığı çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

In this study, histopathologic results in patients with cervical cancer and how it affects the prognosis was to determine the optimal treatment options .Between the years of 2007 to 2012 cervical cancer diagnosed, treated and followed up regularly and can be accessed files, medical data of 45 patients were evaluated retrospectively. Patient demographic characteristics, pathological results and methods of treatment were examined and evaluated in groups for their survival and prognostic factors on survival examines the groups were compared.Primary radical surgery was performed in 12 patients, 5 patients were given primary chemoradiotherapy, 28 patients underwent radical surgery followed by adjuvant radiotherapy and / or chemotherapy. The median follow-up period of 42.2 ± 21.6 months, diagnosed at mean age 49.3 ± 12 ( 17-82 ). Patients histopathological examination results most often the observed the type of cervical cancer, squamous cell carcinoma type that ( 29/43 % 67 ) was observed. We examined surgical -pathological risk factors for pelvic lymph node involvement effect and impact on survival. Stage of cervical cancer patients, according to treatment, according to the pelvic lymph node involvement with risk faktors that presence of endometrial involvement, parametrial involvement, positive surgical margins, lymphovascular space invasion, tumor size; no statistically significant differences was between the progression-free survival and overall-survival terms.Histopathological data from the endometrial involvement, parametrial involvement, positive surgical margins, lymphovascular space invasion, tumor size, lymph node involvement and smoking effects were examined.The presence of lymphovascular space invasion and history of smoking increases the pelvic lymph node involvement. It was found statistically significant. ( p = 0,012, p = 0,033 )In this study, it was not obvious superiority of treatment options together. The optimal treatment of cervical cancer compared to the studies of multimodal approach is needed.