Show simple item record

dc.contributor.advisorÇoker, Adnan
dc.contributor.authorÇeliker, Halim
dc.date.accessioned2020-12-10T07:42:57Z
dc.date.available2020-12-10T07:42:57Z
dc.date.submitted1992
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/218484
dc.description.abstractm KONUNUN ÖZET: Espas, Fransızca kökenli olup, bizde derinlik, aralık, boşluk, mekan, alan, uzay, perspektif, atmosfer vb. gibi kelimeleri karşılamaktadır. Bütün sanatlar belli bir espas içerir. Resim sanatı da yapısı gereği espassız düşünülemez. Resim sanatında espas binlerce yıl biçimsel olarak, iki boyutlu yüzeyde derinliksiz olarak gelişmiştir. Paleolotik çağ resimlerinde, Mısır, Yunan, Roma sanatında, Çin resimlerinde, Türk, îran Minyatürlerinde anlatımlar, amaçlar farklı olmasına karşın, hep iki boyutlu uygulamalar olarak görülmektedir. Kimi zaman bu iki boyutlu yüzeyi delme, illizyonistik bir derinlik elde etme girişimlerinde de bulunulmuştur. Yunan sanatında çizgi bindirimleriyle rakkursi, Hellenistik sanatta volümleme girişimleri, Roma, Bizans ve tüm doğu sanatlarında eğik - paralel perspektif ve birbirini örten formlarda derinlik elde edilmeye çalışılmıştır. Ancak Rönesans'da Giotto'nun volümlemeye dair bulguları, Brunelleschi'nin perspektif yasasını buluşu ve bunu Masaccio'nun resim sanatında uygulayışıyla tarihte ilk olarak iki boyutlu yüzey delinerek, sonsuza giden bir derinlik elde edilmiştir. Fakat bu gerçeklik yanılsaması, çizgisel yapıda olup katı ve kuru görünümlüdürler. Ancak XVII. yüzyılın Barok sanatçıları, Rönesansın bu katı tutumunu aşıp, daha çok algısal, optik, vizüel gerçekliği bulguladılar. Resim sanatı böylece, doğal mekandan hareketle kendi illizyonistik gerçek mekanını elde etmiştir. Resim sanatında espas uygulamaları birtakım pictural elemanlarla gerçekleşebilmektedir. Bunlar çizgi, nokta, renk, doku, perspektif, ışık - gölge, yön ve hareket, teknik ve malzeme, konu ve anlam farklarıdır. Bu elemanlar bir yapıtın sözlük zenginliğini oluşturur ve ancak bir yapıt, bu elemanlarla varlık kazanır.IV Heykel sanatında ise, espas - form ilişkisine ancak XX. yüzyılda ciddi bir biçimde değinildiği görülür. Heykel yapısı gereği üç boyutludur ve gerçek espas içerisinde yer alır. Kapalı form olarak gelişim gösteren heykel sanatına boşluk ancak XX. yüzyılda kütlenin parçalanması, delinmesi ile girmiştir. Form olarak doluluk gibi boşluk da heykelin hizmetine sunulmuştur. IX. yüzyılda bilimde, felsefedeki gelişimler farklı kültürlerin ilgi alanına girmesi, sanattada yankısını bulacaktır. Yüzyıllar boyunca görünür dünyanın taklidine dayanan resim mekanı, bu yüzyılda edebiyatla bağını koparıp, salt kendi sorunlarına soyut'a yönelme vardır. Soyut sanat ise görünür olanı değil, onun ötesindeki evrensel yasaları bulgulamayı amaçlar. Soyut sanat doğa karşıtı bir sanattır. Bu nedenle soyut sanatın espası derinliksiz olarak resim yüzeyinde iki boyutlu olarak gelişim gösterir. Resim sanatında empresyonizmle başlayan hareket yeni espas şekillemelerini de beraberinde getirmiştir. Örneğin, Cezanne geleneksel öklidiyen espası tersine uygulayıp, kavramsal bir espas elde etmiştir. Gauguin ise sonsuza giden derinliği, yassı formlar ve parlak renklerle resim yüzeyine yaklaştırmıştır. Degas ise konularını yüksek bir bakış açısından resmedip, resminin mekanını sınırlandırmıştır. Matisse ise espası resim yüzeyine çekmiş, böylece biçimler yüzeyin önünde ve arkasında kalmıştır. Picasso'nun kolajlannda ise espas resim yüzeyinin önündedir ve dokunulur espastır. Soyut sanatın önde gelen sanatçısı Mondrianda ise espas resim yüzeyindedir. Fontana ise yüzeyde delikler açarak gerçek espası resim yüzeyine sokmuştur. Ellsworth Kelly'nin, Frank Stella'nm, Jasper Johns'un şekilli tualleri gerçek espası biçimlendirmektedir. Rauschenberg'de ise farklı espas kombinasyonu görülmektedir. Modern sanatta bunca espas şekiUemesinin nedenini toplumların yaşam çeşitliliğinde ve tüm alanlardaki hızlı değişimde aranmalıdır.
dc.description.abstractSUMMARY The word space is rooted from Latin and means that depth, emptiness, abode, square, perspective, atmosphere etc. in Turkish. All the arts contain somewhat space the art of painting can not be thought without space, because of its structure. In the art of painting, space had been developed on two- dimensional surface, without having depth. In the paintings of Poleolithic Era, in the art of Egypt, Greek, Rome and China and in the miniatures of Turcs and Persia; we all see two-dimensional examples, although their narratives, purposes are different. Sometimes, it was efforted to pierce the two-dimensional surface and to acquire illusionistic depth. In the Greek Art, by bumping into the lines raccursi; in the Helenistic Arts attemps of getting volume; in the arts of Rome, Byzantium and in all arts of East, bent-parallel perspective and the depth of form which cover each other had been tried to acquire. Meanwhile, by the attempts of Giotto about volume at Renissance, Brunelleschi's perspective law and by the implementation of this law by Masaccio in the art of painting, it is the first time, two- dimensional surface was pierced and the depth which goes endless was found. But this defect of reality was in line structure and had dry and hard appearance. The Baroc Art of 17th century it is, found perceptional, optic and visual reality by overcoming the hard attitude of Renaissance. By this way, the art of painting, by moving from natural space to illusionistic, found its own real space. The experiences of the space in the art of painting are realized by some pictural components. These are dinstinctions of line, dot, colour, tissue, perspective light,VI shadow, direction, movement, technic, material, subject and meaning. These components make the `words of the richness` of any work of art and any work of art gains its existence by these components. In the art of sculpture, it is seen that the relationship of of form and space was handled first in 20th century. The statue is three-dimensional and takes place in real space. In the art of sculpture, the space took place in 20th century by the breaking up of atom, which developed itself as closed form. As a form, like fullness, emptiness was also entered into the field of the art of sculpture. In the 19th century, the echos of the developments of science and philosophy were also seen in the art. Along for centuries the art of painting which was based on the imitation of the apparent world began to turn into its own problems by cutting its tie with literature. There was an aims towards the abstract. Abstract art aims to find the universal laws of the disapparent insead of apparent. The abstract art is on the opposite side of the nature. Because of this fact, the space of the abstract art developed as two-dimensional surface, without having depth. The movement began with the impressionism in the art of painting brought the new forms of the space. For example, Cezanne reached a conceptual space by implementing the traditional Euclidean space in an opposite form. Gaugin, on the other hand, implemented the depth which goes to the endless by using flat and wide forms and light colours on the surface of the picture. By painting his subjects from the high point of sight, Degas limited his paintings space. Matisse pulled the space to wards the surface of the picture and by this way, forms were remained both in front and behind of the surface. In the works of Picasso, space is being both in front and behind of the surface and can be touchable. In the works of Mandrianda, who is the one of popular artists of the abstract art, space is being at the surface of the picture, Fantana introduced the real space into surface. The shapely canvases of the Ellsworth Kelly, Frank Stella and Jasper Johns formed the real space. In the works of Rauschenberg, we see different combinations of the space.VH I thing the reasons that led to the different forms of space in the modern art should be searched by taking into consideration different life styles of the societies and the rapid change in all fields of life.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectGüzel Sanatlartr_TR
dc.subjectFine Artsen_US
dc.titleEspas-form ilişkisi
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentDiğer
dc.subject.ytmSpace
dc.subject.ytmPictures
dc.subject.ytmForm
dc.subject.ytmPlastic arts
dc.identifier.yokid21456
dc.publisher.instituteSosyal Bilimler Enstitüsü
dc.publisher.universityMİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ
dc.type.subproficiencyinArt
dc.identifier.thesisid21456
dc.description.pages75
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/embargoedAccess