dc.description.abstract | XVI ÖZET: Bu tez milliyetçi hareketin siyasallaşarak, toplumsal boyut kazanmasının ardından takip ettiği iki izleği araştırmaktadır. 1944 Milliyetçilik Olaylan'yla kitlelere açılan milliyetçiler, partileştikten sonra CKMP ve MHP'de (12 Eylül öncesi) katı- fikir partisi görünümü verdiler. Başlı başına aksiyoner hareket olmaktan ziyade sosyalizmin `panzehiri`, karşı kutbu özelliği taşıyan milliyetçi akım, reaksiyoner bîr çizgiyle sınırlı kaldı. Devlete bağımlı siyaset ve siyasal koşulardan kaynaklanan bu zorunlu tercih, 12 Eylül askeri ihtilaline dek sürdü. Mamak Askeri Cezaevi' nde kimliklerini, geçmişlerini sorgulayan ülkücüler, hapishane yıllarının ardından devletten nispeten bağımsız aksiyoner çizgiye yönelmişler yani `teoriden pratiğe` bir işleyiş mekanizması kazanmışlardır. Türkeş'in son yıllarında yaşanan çizgi değişikliği, Bahçeli döneminde artarak devam etmiş, Türk milliyetçiliği Avrupa tarzı `yeni-sağ` misyonuna oturma eğilimlerini açıkça ortaya koymuşlardır. Çalışmanın ilk bölümünde Batılı kaynaklar referans alınarak; devlet, ulus, ulus-devlet, kimlik, etnik kimlik, millet, milliyetçilik, etnisite, hegemonya, kültür.medeniyet, `ben ve öteki* gibi kavramlar teorik açıdan tartışılmıştır. Yabancı kaynaklardan alınan değişik açıklamalar, Türkiye özgülünde ve Türk sosyal bilimcilerinin tezleriyle birleştirilerek, kuramsal çerçevenin çalışma geneliyle bağlantısı kurulmuştur. Milli karakter, milli karakterin özellikleri, soy-ırk, faşizm ve Nasyonel Sosyalizm gibi akım ve kavramlara da değinilmiştir. Bu hususlar Emil Durkheim'den Max Weber'e, Karl Marx'tan Ernest Gellner'e, Benedict Anderson'dan Çağlar Keyder'e, Prens Sebahattin'den Ziya Gökalp'e çok geniş bir perspektifte ele alınmıştır. İkinci bölüm ise kısaca metod ve kaynakçaya ayrılmıştır. Üçüncü bölüm Türk Milliyetçiliği' nin siyasallaştığı tarihi yani 3 Mayıs 1944 ve sonrasını aktarmaktadır. Ön-Türkçü kuramcıların reaksiyoner tavırları, asker Türkeş'in o dönemdeki fikirleri ve Turancılık Davası bölümün ana hatlarını oluşturmaktadır. Genç Türkçüler' in üniversite ve orduda başlayıp çeşitli dergilerde süren ve dernekleşme çabalarında kendisini iyiden iyiye hissettiren `siyasallaşma ihtiyacı`, 1960'dan sonra somutlanacaktır.XVII 1947 DTCF tasfiyesinin milliyetçi harekete katkıları tartışılamaz. Prens Sebahattin'in Ziya Gökalp ile `hesaplaşma fırsatına` eriştiği bu dönemde, Gökalp çizgisinden sapmayan milliyetçi kuramcılar 1950'lerde Sebahattin'in etkisi altında kalmaktan kurtulamaz. MHP-BBP ayrışmasının ideolojik temellerini temsil eden zihniyet değişikliğinin temelleri bir bakıma 1947'nin ardından atılmıştır. 4. Bölüm' de 1947 tasfiyesinin yankılarının yanısıra, milliyetçilerin liberalizm, sınıf- orta sınıfa ilişkin tutumları ve milliyetçi aydınların devletle yeniden uzlaşmaları konu edilmektedir. Sol kadroların Ankara' daki tasfiyelerinin kendilerine dönmesine istemeyen sağ aydınlar genelde devletle uzlaşmak zorunluluğu duymuşlardır. Devletin tezlerini temellendiren, onlara meşruluk zemini kazandıran Fındıkoğlu, Ülken ve Turhan incelenen belli başlı düşünürlerdir... 5. Bölümde partileşen milliyetçi hareket karşımıza çıkmaktadır. Kısaca DP iktidarları ve milliyetçilerin politikaya atılmalarına değinilen bölümde, Türkeş'in CKMP'ye girişi, partiyi kısa sürede ele geçirişi, adını MHP olarak değiştirmesi anlatılmaktadır. 27 Mayıs'ta ülkeyi 6 ay Başbakanlık yetkileriyle yönetip ardından Hindistan'a sürgüne gönderilen Türkeş'in Talat Aydemir vakası sırasında izlediği yol ve MHP'nin 9 IŞIK teorisi bölümün diğer kısımlarını oluşturmaktadır. Buradan 6. Bölüme yani `tepki veren (reaksiyoner) Türk Milliyetçiliğİ`ne geçilmektedir. Yine dönemsel ve ideolojik eğilimler tartışılmakta, `bilimsel sosyalizme` karşı `panzehir` babında sunulan `TMFS-Teori` başlıklı kitap tanıtılmakta, milliyetçilerin muhafazakar/İslamcı/kapitalist ve sosyalist fikir sistemlerine ilişkin temel görüşleri incelenmektedir. `Kuramsal Altyapısıyla Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi` 7. Bölümde açıklanmaktadır. Bu bölümde önce ön-Türkçü kuramcıların fikirleri özetlenmekte sonra milliyetçi hareketin ikini kuşağına geçilmektedir. Milliyetçi-muhafazakar söylem paralelinde fikir üreten Ayhan Tuğcugil, Nevzat Kösoğlu, Dündar Taşer ilk ele alınan düşünürlerdir. Daha sonra ikinci kuşakla üçüncü kuşak arasında konumlandırılan ama eserleriyle yeni milliyetçiliğin fikir babaları olan Seyid Ahmet Arvasi ve Erol Güngör'ün eserleri detaylı olarak işlenmektedir. Ömer Seyfettin, Mehmet Niyazi özdemir ve Emine Işınsu'ya ise çok kısa yer verilmektedir. 12 Eylül ihtilali ve ayrılan yollar 8. Bölüm'de işlenmektedir. 12 Eylül öncesi siyasi parametreler, ülkede hüküm süren terör ortamı ve sivil-asker çekişmelerinin ardından ihtilal panoraması çizilmekte, bunu takiben de Mamak süreci anlatılmaktadır. 3 ciltlik MHP duruşması, karar ve idamlardan sonra ülkücülerin hapishanede kimliklerini sorgulamaları, hareketin geneli kapsamında önemlidir. Zira geçmişlerine sahip çıkmakla birlikte önderliği pasiflikle suçlayan Yazıcıoğlu ekibinin de, radikal İslami seçen kimi ülkücülerin de MHP' den ayrışmasının tohumları bu evrede atılmıştır.XVIII MHP önderliği aksiyoner hareket haline gelip kitlelere açılma, merkeze konumlanma, verili ideolojilerle mücadele eksenine hareketi hapsetmeme kararını almaları yine Mamak sürecine rastlar. 9. Bölümde siyasal ayrışma ve Muhsin Yazıcıoğlu hareketi irdelenmektedir. İlk `sivil` ülkücü hareketin ayrışma gerekçeleri, tatsız olaylar, milli mutabakat, sivil toplum, sivil inisiyatif programı gibi çalışmalar kapsamlı olarak incelenmekte, BBP'nin kurulması ve siyasal yaşamı masaya yatırılmaktadır. Aynı dönemlerde MHP'de yaşanan değişim, merkeze kayış çabaları, laiklikle özdeşleşme `MHP'de Durum` başlığı altında 10. Bölümde özetlenmektedir. Türkeş'in son ?» yılları, vefatı ve vefatın ülkücülere etkisi kısaca ele alındıktan sonra 11. Bölüm 'de `olaylı kongre` ve MHP'de Bahçeli dönemi araştırılmıştır. Bahçeli dönemi, partinin kitleselleşmesi ve Avrupa eksenli `yeni sağa` evrilme özlemlerinin son noktasını oluşturmaktadır. Kısa bir toparlama bölümünü takiben dizin ve bibliyografya verilmektedir. 12. ve son bölüm, MHP'nin geleceğine ayrılmıştır. Merkez sağdaki boşluğu değerlendiren MHP, kimliksizleşmeden merkeze taşınma yolunda önemli adımlar atmış, diğer içi boşalan partileri taklit yerine Türk siyasetine Avrupalı manada `yeni sağ` açılımı sağlamaya çalışmıştır. Bu fırsatı MHP'den önce yakalayan RP, şansını kullanamamıştır. RP, çağdaş açılımları yakalamak yerine merkez-sağ gibi olmayı denemiş, kendisini halkın zaten ihtiyaç duymadığı, küstüğü merkeze taşımıştır. MHP ise yeni-sağ, yeni muhafazakarlık politikalarını Türkiye'ye taşıyarak daha geniş düşünebilmiştir. Türkeş'in vefatından 5 yıl kadar önce gündeme gelen yenilenme girişimleri. Bahçeli döneminde boyütlanarak sürmüştür. Son bölüm, MHP'li akademisyenlerin geleceğe ilişkin tartışmaların yanısıra. MHP sözcülerinin çeşitli açıklamaları ve partinin kimi konuları ele alış stiliyle süslenmiştir. Tez okunduğunda, gelişmelerin sadece MHP ve ona bağlı kuruluşlarla sınırlı tutulmadığı anlaşılacaktır. Hiçbir siyasal hareket, tek başına ve etrafındaki gelişmelerden bağımsız düşünülemeyeceğine göre, tarihin yapıtaşları, ortamı ve önemli değişikliklerin de hesaba katılması mecburiyet halini almıştır. O yüzden üniversitelerde sola dönük tasfiye hareketinden 27 Mayıs, 12 Eylül 'e tüm ciddi olayları içermekte. Konuların bağımlı ve bağımsız değişkenleri ayrıntılı irdelenerek, MHP bağlantıları kurulmaya çalışılmıştır. Tezin elbette eksiklikleri vardır ama milliyetçi hareket objektif ve samimi bir dille yansıtılmaya da çalışılmıştır. Milliyetçi hareketle ilgilenen araştırmacılar, umarız, bu tezden sıklıkla faydalanacaklardır. OTA5Y0N M | |