dc.description.abstract | Özet Bu tez sanatın ayna işlevi üzerine yazılmıştır. 'Ayna' kavramı, burada, bir metafor olarak kullanılmıştır. Her şeyden önce iç ve dış yansıması üzerine durulmuştur. Ayna, bir obje olarak, bizim dış görüntümüzü, yani bedenimizi, kendinde yansıtır. İnsan salt bir dış görünüş değildir. İç dünya, duygular ve düşünceler, bizim ayrılmaz parçamızdır. Tüm bunlar ancak, insanın ürettiği çeşitli kültürel olgularda yansıyabilir. Sanat yapıtı bu olgulardan biridir. İkinci bölümde, öznenin (Aynaya bakan) aynada belirlenmesidir. Burada bakış ve algılayışın önemi vurgulanmıştır. Pskianaliz açısından (Lacan) öznenin imajının aynadaki şekillenmesi ve anlamı üzerine durulmuştur. 'Kayıp' duygusu, bu süreçte işlev görür. Aynada kendini keşfeden çocuk, aynı zamanda, kendisinin anneden ve dünyadan ayrı bir varlık olduğunu farkeder. Böylece çocuk bütünlük duygusunu kaybeder. İdeal-ego imajının, çocuğun bakışında, bir telafi işlevi vardır. Ayrıca, çocuk dil düzlemine de geçtikten sonra, kaybolan bütünlüğü arar. Dil düzlemi de simgesel olduğundan, imajlar ve işaretler sürekli kaymaktadır. Böyle bir durumda, sanat alam, bütünlük uygusu bakımından, ayna işlevini yerine getirir. Üçüncü bölümde, bakışın gizemi üzerine durulmuştur. Batı düşünce ve sanat felsefesinde, bakışın önemi, git gide vurgulanmıştır. Burada gören kişinin bakışı, kendini merkez sayarak, tüm görüntüyü kendi ekseni etrafında örgütlemektedir (Rönesans). Dünyayı ve ötekileri seyreden özne, kendini bu görüntüde göremez. Ayrıca, düşünce, duygular ve kavramlar da görülmezdir. Görsel bir sanat olan resim, tüm bu görünmeyeni, sanat yapıtı aynasında görünür kılma çabasını göstermiştir. Dördüncü bölümde, sanat yapıtının nasıl bir ayna oluşturduğu, anlatılmıştır. Belirlilik ve belirsizlik kavranılan üzerine durulmuştur. Belirsizlik kavramı, bir yandan doğa ve evrendeki gizemi yansıtırken, öte yandan, seyircide, yansıtma olgusunu gereçekleşmesine yol açamaktadır. Kimi zaman da bu belirsizlik, salt bir benzeşimden uzaklaşarak, temsil ya da yeni tarzda olan bir farklılığı yansıtır. Ayrıca benzeşim görece bir kavramdır. Batı sanatında, Rönesans'dan itibaren, benzeşimden uzaklaşarak, temsile geçilmiştir. Sanatın felsefesi açısından, Aristotle'den başlayarak, mimesis, temsil, ifade, form ve hissediş kavramları irdelenmiştir. Tüm bu olguların hepisinde de, sanat yapıtının ayna oluşumu söz konusudur. Ancak bu durumlarda, her hangi bir yorum, seyircinin bakış açısına da bağlıdır. Bu yorumlar, kimi zaman, dil düzleminin gündelik kullanış seviyesine sığmayabilir. Böylece sürekli, zaman süreci içinde, yeni anlamlar ve yorumlar gündeme gelmektedir. Sanat yapıtı, zaman içinde, taşınabilirliğe sahiptir. Yorumun kendisi de, sanat yapıtına, bir ayna oluşturmaktadır. Başka bir bölümde, mistik bakışın, ayna kavramına yaklaşımı irdelenmiştir. Mistik bakış açılan, parçalı algılayıştan ziyade, bütünsel bir yaklaşım içindeler. Bunlara göre ancak egosundan sıyrılan kişi, evrene karşı, tam bir ayna tutabilir. Bu kişinin sanat yaratımı da, evrene karşı bir ayna oluşturur. Bu bakış açısı, sanat yapıtını, evrenin bir aynası ve ayrılmaz uzantısı saymaktadır. ANAHTAR KELİME LER: Ayna, Kayıp duygusu, Benzeşim, Temsil, Bakış, Bütünsellik | |
dc.description.abstract | IV SUMMARY The subject of this thesis is about the function of the art as mirror. Here, mirror concept has been used as a metaphor. At the beginning, I discuss the outer and inner reflection. Mirror reflects our body image at its surface. Feelings and thoughts are inseparable parts of our inner world. All these can be reflected at different surface of cultural products. Surely, Art work is one of these products. At the second part, I discuss the way 'Subject' come into appearance in the mirror. Lacan argued the formation of the 'Ego' in the mirror from a psychoanalytic viewpoint The feeling of 'loss* is important in this process. Looking at the mirror for the first time, the child perceives his/her separation from the mother and the world and looses previous wholeness feeling. The 'Ideal - ego' image is considered here as a compensation to the 'loss' feeling. The child will seek that lost wholeness feeling after entering to the language level. All images and signifiers slip here, as a result of the symbolic character of the language. In this case, the Art work can bring back the wholeness feeling. At the third part I discuss how the 'vision' concept was emphasized in Western art and philosophy history. The subject who sees or looks at the world, can not see himself/herself in this view! Concepts, thoughts and feelings are invisible meanwhile. As a visual art, the painting mirror can change and reflect all these 'invisibles' into visibles. At the fourth section, I discuss the way art works become a mirror. I continue to discuss the meaning of clarity and ambiguity concepts. Then I try to draw perspectively a view from Aristotle to the contemporary art philosophy concerning different concepts such as Mimesis, Representation, Expression, Form and Simulation. We can see the function of art as mirror at all these cases. Any interpretation of art depends relatively on the corrosponding viewpoint-There are always new interpretation being discussed during the time. So, Art work seems to have mobility between different priods in this way. The interpretation itself, can be considered as a mirror reflecting the Art work. At the fifth part, I discuss the mistic viewpoint toward the concept of the mirror. The mistic viewpoints suggest a universal approach (Wholeness) rather than fragmental. According to these views, only the one who has got rid of Ego, can reflect the universe as a mirror. In such a case, Art work can be considered as a prolonging mirror of the universe. Key Concepts: Mirror, Loss Feeling, Resemblance, Representation, Gaze, Wholeness | en_US |