Artmış serum rezistin düzeylerinin koroner arter hastalığının varlığı ve ciddiyeti ile ilişkisi

Abstract

Rezistin, RSTN geni tarafından üretilen, peptid yapıda, sisteinden zengin sekrete protein ( RELM ) ailesine ait bir hormondur. İlk kez fare modellerinde obezite ve insülin rezistansı ile ilişkili hormon olarak tanımlanmıştır. Farelerde ve sıçanlarda adiposit olarak adlandırılan yağ hücrelerinden salgılanırken, insanlarda ve tavşanlarda periferik kan ve kemik iliğindeki mononüklear fagositer sistem hücreleri (monosit ve makrofaj) tarafından salgılanır. Yüksek rezistin plazma düzeyleri koroner arter hastalığı ve kardiyovasküler ölüm riski ile ilişkili olarak bildirilmiştir. Çalışmamızda stabil angina pektoris (SAP), unstabil angina pektoris (USAP) ve ST segment yükselmesiz myokard infarktüsü (NSTEMI) tanısıyla koroner anjiyografi endikasyonu almış, çalışmaya uygun olan hastalarda KAH'nın varlığı ve ciddiyeti ile serum rezistin düzeyleri arasındaki ilişki saptanmaya çalışıldı. Koroner arter hastalığının (KAH) ciddiyeti Gensini skoru ile hesap edildi. 214 olgunun dahil edildiği çalışmada koroner anjiyografi işlemi öncesi tüm hastalardan serum rezistin seviyesi ölçümü için venöz kan örneği alındı ve koroner anjiyografi sonuçları Gensini skorlama sistemine uygun şekilde belirlendi. Sonuç olarak yüksek serum rezistin düzeyi ile KAH varlığı arasında istatiksel olarak anlamlı düzeyde ilişki saptandı (p=0.010). Ayrıca serum rezistin düzeyi anjiyografik olarak KAH ciddiyetini gösteren Gensini skoru ile korelasyon gösterdi (p=0.010, ρ(rho)=0,360). Ancak patolojik koroner arter hastalığı ciddiyeti ile serum rezistin düzeyi arasında ilişki saptanmadı. Çalışma örneklemi az olsa da bu çalışma, serum rezistin düzeylerinin KAH öngermek için uygun bir parametre olduğunu gösteren diğer çalışmalara destek olacak niteliktedir.

Resistin which is derived by gene of RSTN, belongs to a family cysteine- rich secretory proteins called resistin- like molecules (RELM). It was first chracterized in murine models as a hormone associated with obesity and insulin resistance. While resistin is secreted from adiposits in murine and rat models, monosits and the machrophages are the sources of resistin in humans and rabits. The increased serum resistin levels are associated with coronary artery disease and the risk of cardiovascular death. Our study population was consisted of the coronary artery disease patients who were chosen for coronary angiography for stable angina pectoris (SAP), unstable angina pectoris (USAP) and myocardial infarction without ST segment elevation (NSTEMI) and were suitable for the study and we aimed to investigate relationship between the severity of coronary artery disease calculated by the Gensini scoring system and serum resistin levels. 214 patients were included in the study and before the coronary angiography procedure, blood samples were taken for the measurement of serum resistin level and the results of coronary angiography was scored according to the Gensini scoring system. In conclusion we established a statistical significant correlation between serum resistin levels and coronary artery disease (p=0.010). Also the serum resistin levels were correlated with Gensini score which shows the severity of coronary artery disease angiographically (p=0.010, ρ(rho)=0,360). Bu we found no correlation between serum resistin level and pathological severity of coronary artery disease.