Supratentoryum ve posterior fossa yerleşimli ependimomlarda fish ile rela füzyonu bakılması ve immünhistokimyasal l1cam ile karşılaştırılması

Abstract

Amaç: Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) 2016 sınıflaması ile birlikte, santral sinir sistemi tümörlerine (SSST) tanı koyma konusunda genetik incelemeler, morfoloji kadar önem kazanmıştır. Ependimomlar için, 'RELA füzyon pozitif ependimom' adı altında, ilk moleküler varyant sınıflamaya eklenmiştir.Çalışmamızda 2011 - 2019 arası ependimom tanısı almış olgular içerisinde supratentoryal (ST) ve posterior fossa (PF) yerleşimli olanlarda RELA füzyonu pozitif olguların saptanması ve L1CAM immünohistokimya pozitifliği ile korelasyonunun araştırılması amaçlanmıştır. Materyal ve metot: Çalışmaya, 24 ST ve 15 PF yerleşimli, derece I, II ve III ependimom vakası alınmıştır. Bu vakalarda floresan in situ hibridizasyon (FISH) tekniği ile RELA füzyon varlığı değerlendirilmiştir. Yine tüm vakalara immünohistokimyasal olarak L1CAM antikoru uygulanmıştır. Her iki sonucun birbirleriyle korelasyonuna bakılmıştır. RELA füzyon pozitifliğinin diagnostik ve prognostik değerleri araştırılmıştır. Bulgular: Sinyal elde edilen 13 ST yerleşimli vakanın 7'sinde (%54) RELA füzyon pozitifliği saptandı. Ancak, PF yerleşimli vakalarda ve ST yerleşimli derece I subependimom vakalarında RELA füzyon pozitifliği görülmedi. RELA füzyon pozitifliği gösteren 7 vakanın tamamı derece III AE tanılıydı; bunların 6'sı berrak hücre morfolojisine sahipti. RELA füzyon pozitif vakaların tamamında immünohistokimyasal L1CAM pozitifliği gözlendi. RELA füzyon pozitif vakaların sağkalım oranları RELA füzyon negatif vakalardan daha yüksekti. Sonuç: Bir sonraki sınıflamada ependimal tümörlerin, lokalizasyonlarına ve gösterdikleri moleküler ve genetik değişikliklere bağlı olarak gruplandırılması öngörülmektedir.

ABSTRACTObjectives: With the 2016 classification of the World Health Organization (WHO), genetic investigations have become as important as morphology in diagnosing central nervous system tumors (CNST). For ependymomas, the first molecular variant was defined in the last classification: 'RELA fusion positive ependymoma'. We aimed to determine RELA fusion positivity in ependymomas that located in supratentorium (ST), and posterior fossa (PF) which were diagnosed in our department between the years 2011 - 2019, and to investigate its correlation with L1CAM immunoreactivity. Materials and methods: The study included 24 ST-located and 15 PF-located cases of grade I, II and III ependymomas. In these cases, presence of RELA fusion was evaluated by FISH technique. Again, L1CAM antibody was applied immunohistochemically to all cases. The correlation between the two results was examined. The diagnostic and prognostic values of RELA fusion positivity were investigated. Results: RELA fusion positivity was found in 7 (54%) of 13 ST-localized cases from which the signal was obtained, but there was no positivity in PF-localized cases and in ST-localized grade I subependymoma cases. All these 7 cases showing RELA fusion positivity were grade III anaplastic ependymoma and clear cell morphology was observed in 6 of them. Immunohistochemical L1CAM positivity was observed in all RELA fusion positive cases. The survival rates of RELA fusion positive cases were better than RELA fusion negative cases. Conclusion: In the next classification, it is envisaged to group ependymal tumors depending on their localization, and their molecular and genetic changes.