Show simple item record

dc.contributor.advisorYeğen, Berrak
dc.contributor.advisorYeğen, Cumhur
dc.contributor.authorCingi, Asim
dc.date.accessioned2020-12-09T12:31:17Z
dc.date.available2020-12-09T12:31:17Z
dc.date.submitted1998
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/212022
dc.description.abstract41 ÖZET Tıkanma sanlığı, safra yollarını tıkayan ve safra akışını engelleyen çeşitli hastalıklar nedeni ile ya da iyatrojenik olarak oluşabilmektedir. Safra yollarını tıkayan taşlar, safra yollarında veya komşu dokularda gelişen tümörler tıkanma sarılığının en sık karşılaşılan nedenlerindendir. Gastroduodenal ülserler, yaygın mukozal erozyonlar ve üst gastro-intestinal sistem kanamaları tıkanma sanlığına bağlı komplikasyonlar arasında önemli yer tutmaktadır. Azalmış mukozal kan akımı, mukozal iskemi, serum düzeyi artmış safra tuzlarının toksik etkileri, azalmış bikarbonat sekresyonu, gastrik mukozada azalmış PGE2 düzeyi, ülser ve erozyonların oluşumunda etkili faktörler olarak gösterilmişlerdir. Bu çalışmada, sıçanlarda safra kanalı bağlanması ile oluşturulan deneysel tıkanma sanlığı modelinde mide fonksiyonlanndaki değişiklikler ile safra tuzlarının bu değişikliklerdeki rolü ve fizyopatolojİk mekanizmalardaki rolleri araştırıldı. Çalışmada ağırlıklan 175-250 g arasında değişen eşit sayıda dişi ve erkek Wistar-Albino sıçanlar kullanıldı. Deneyler kontrol, sham, SKB, SKB+KD, KVF, kapsaisin + SKB, ve safra tuzu verilen gruplarda yapıldı. Deney gruplarında vücut ağırlık değişimleri, karaciğer fonksiyon testleri, mide boşalma hızı, mide asit salınımı, mide sekresyon hacmi, etanole bağlı mide hasan ve mide luminal protein içeriği (permeabilite) ölçüldü. Tıkanma sanlığı oluşturulan grupta AST, ALT, T.Bil. ve D.Bil. değerleri yükselirken, koledokoduodenostomi sonrası bu değerler belirgin olarak düştü. SKB ve KVF gruplarında mide asit sekresyonu ve sekresyon hacimlerinde belirgin azalma olurken SKB+KD grubunda tekrar artarak kontrol grubu düzeyine ulaştı. Etanol sonrası mide hasan oluşumunda SKB sonrası artan ülser indeksi, sham grupla istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermedi. SKB+KD grubunda ülser indeksi belirgin olarak azalırken, KVF grubunda anlamlı farklılık olmadı. Histolojik değerlendirmeye göre SKB grubunda Ll hasar SKB+KD grubuna göre daha az görülürken L2, L3, ve maksimum hasar oranlarının daha yüksek olduğu görüldü. İntragastrik olarak safra tuzlan verilen kontrol ve SKB gruplarında mide asit sekresyonu ve mide sekresyon hacimlerinde belirgin azalma oldu. Ülser indeksi SKB grubunda önemli oranda azalırken kontrol grubunda anlamlı farklılık tespit edilmedi.42 Safra tuzu verilmesini takiben SKB ve kontrol gruplarında mide boşalması anlamlı olarak azaldı. Sonuç olarak tıkanma sanlığında gelişen gastrik mukozal hasara, saldırgan faktörlerin (asit sekresyonu) artmasından daha çok koruyucu mekanizmaların bozulması, mukozal kan akımının azalması, mukozanın geçirgenliğinin artarak bütünlüğünün bozulması neden olmaktadır. KD sonrası safranın tekrar duodenuma akışının sağlanması mide fonksiyonlarının normale dönmesini sağlamaktadır. Safra tuzlarının sağladığı `adaptif sitoproteksiyon` mekanizması da mide, mukozal hasarının önlenmesinde etkin olmaktadır.
dc.description.abstract43 İNGİLİZCE ÖZET (SUMMARY) Obstructive jaundice may occur due to many different etiologies that obstruct bile ducts and prevent bile flow. The most common etiologies are gallstones that obstruct the bile ducts and tumors of the bile ducts or neighbouring organs. Gastroduodenal ulcers, diffuse mucosal erosions and upper gastrointestinal hemorrhages are major complications of obstructive jaundice. Decreased mucosal blood flow, the toxic effects of bile salts, decreased bicarbonate secretion, decreased PGE2 levels in gastric mucosa are important factors in the development of ulcers and erosions. In this study, in an experimental rat model of obstructive jaundice, the gastric functions and the role of bile salts in the pathophysiologic mechanisms are studied. Equal numbers of male and female Wistar- Albino rats weighing 175-250 g are used. Experiments are done on the control, sham, bile duct ligated, bile duct ligated followed by choledochoduodenostomy, choledochovesical anastomosed, capsaicin applied+ bile duct ligated and bile salt given groups. Body weight changes, liver function tests, gastric emptying rate, gastric asit secretion, gastric secretion volume, ethanol induced gastric damage and gastric luminal protein content (permeability) are studied in the experimental groups. While AST, ALT, total and direct bilirubin values are increased in bile duct ligated groups, these values are reduced significantly after choledochoduodenostomy. Gastric acid secretion and secretion volume are decreased in bile duct ligated and choledochovesical anastomosed groups but reversed to control group values after choledochoduodenostomy. Ethanol caused gastric damage in the bile duct ligated rats in a pattern not differing statistically from the sham rats. Ulcer index decreased significantly in the choledochoduodenostomy group but not changed in the external drainage group. Histologic evaluation demonstrated in bile duct ligated group that there was less level 1 injury compared to choledochoduodenostomy group but the damage was more prominent when level 2 and 3 injuries and maximum mucosal injury depth are concerned in the bile duct ligated group. Gastric acid secretion and gastric secretory volumes decreased significantly in control and bile duct ligated groups that are given bile salts via orogastric route. While the ulcer index decreased in44 bile duct ligated group, it did not change in the control group. Gastric emptying rate decreased significantly after bile salts were given in bile duct ligated and control groups. As a result, it is concluded that failure of defensive factors, decreased mucosal blood flow and increased mucosal permeability- a sign of destroyed mucosal intactness, have a more important role than aggressive factors ( acid secretion ) in the formation of gastric mucosal injury in obstructive jaundice. When bile flow to the duodenum is restored after choledochoduodenostomy, gastric functions are also restored. The adaptive cytoprotection mechanism caused by bile salts is also effective in the prevention of gastric mucosal damage.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectGenel Cerrahitr_TR
dc.subjectGeneral Surgeryen_US
dc.titleDeneysel tıkanma sarılığı modelinde mide fonksiyonları: Safra tuzlarının rolü
dc.title.alternativeGastric functions in experimental obstructive jaundice: Role of bile salts
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentGenel Cerrahi Anabilim Dalı
dc.subject.ytmCholestasis
dc.subject.ytmBile acids and salts
dc.subject.ytmStomach
dc.identifier.yokid70089
dc.publisher.instituteTıp Fakültesi
dc.publisher.universityMARMARA ÜNİVERSİTESİ
dc.type.submedicineThesis
dc.identifier.thesisid70089
dc.description.pages54
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess