dc.description.abstract | Demir eksikliği ve demir eksikliği anemisi, dünyada ve ülkemizde çok sık görülmektedir. En yüksek oranda saptandığı dönemler, süt çocukluğu ve erken çocukluk dönemleridir. Akut enfeksiyonda görülen ve enfeksiyonun düzelmesiyle birlikte hızla düzelen anemi dışında, çocukluk çağında aneminin en sık nedenidir. Anemi olmaksızın demir eksikliği, hemoglobin konsantrasyonunun düştüğü ama anemi tanımını karşılayacak kadar azalmadığı hafif demir eksikliği durumudur. Anemi ortaya çıkmadan önce bu durum meydana gelmektedir. Her iki demir eksikliği formunda da vücut fonksiyonlarında bozulmaya neden olma potansiyeli vardır. Demir eksikliğinin, gastrointestinal sistem, santral sinir sistemi, kardiovasküler sistem, kas-iskelet sistemi, hematolojik ve immünolojik sistemler üzerinde olumsuz etkileri olduğu bildirilmiştir. Yetmişlerin sonlarından günümüze kadar yapılan birçok çalışmada, infant ve çocuklarda demir eksikliği ve demir eksikliği anemisinin, mental ve psikomotor gelişim test skorları üzerinde olumsuz etkileri olduğu öne sürülmektedir. Bu çalışmalardan çıkan sonuçlar arasında bazı farklılıklar ve karşıtlıklar bulunmasına karşın, demir eksikliğinin psikomotor ve mental gelişimi olumsuz yönde etkilediğine inanılmaktadır. Bu kanı, infantil ve erken çocukluk dönemlerinde demir eksikliğinin, demir eklenmiş formülalarla önlenmesi gerektiği yönündeki görüşleri güçlendirmiştir ve bu uygulamalara dayanak olarak öne sürülmektedir. Ülkemizde demir eksikliği ve demir eksikliği anemisi prevalansının yüksek olduğu bildirilmektedir. Ülkemizde demirle güçlendirilmiş formula ve infant tahılları kullanılmamaktadır. Bu nedenlerle ve çeşitli yayınlarda, erken çocukluk dönemindeki demir eksikliğinin, mental ve motor gelişim üzerinde olumsuz etkileri olduğu ve bu etkilerin okul çağında da tedaviye karşın devam ettiğinin öne sürülmesi nedeniyle bir klinik çalışma tasarlandı. Çalışma hipotezleri olarak: 1) 6-25 aylık infant ve çocuklarda demir eksikliği ve demir eksikliği anemisi, psikomotor ve mental gelişim test skorlarının normal kontrollere göre düşük çıkmasına neden olur. 2) Bu etki demir tedavisiyle düzelir. önermeleri kuruldu. Bu hipotezlerin geçerliliklerinin saptanması amacıyla yapılan prospektif, tek-kör, deneysel müdahaleli klinik çalışmada 6-25 aylık çocuklara başlangıçta, birinci ve üçüncü ay sonunda hematolojik ölçümler ve DGTT-2 ve AGTE uygulandı. Çalışma olgularının %90'ı Sağlam Çocuk Polikliniği'ne devam eden sağlam çocuklardan, %10'u da Çocuk Hematoloji Polikliniğimden devralınan demir eksikliği anemisi olgularından oluşuyordu. Çalışma olgularında, fizik ve nörolojik muayenenin ve ağırlık, boy, baş çevresi, üst kol yağ kalınlığı ve triseps kas alanı persantillerinin normal sınırlarda olması, preterm doğum, düşük doğum ağırlığı, doğum komplikasyonu, hastanede yatış, demir tedavisi, kan değişimi, kan transfüzyonu ve konvülsiyon öykülerinin olmaması şartları sağlandı. -74-Çalışma olguları ferritin ve hemoglobin ölçümlerine göre KONTROL, NADE ve DEA gruplarına ayrıldı. KONTROL grubuna tedavi verilmedi. NADE ve DEA gruplarına 3mg/kg/gün oral ferröz sülfat tedavisi verildi. Çalışma sonucunda: 1) Demir tedavisi verilen hasta gruplarının başlangıçta belirgin olarak düşük olduğu saptanan hematolojik ölçümlerinin zamanla KONTROL grubu düzeyine ulaştığı görüldü.Bu, demir tedavisine bağlandı. 2) Gelişim test sonuçlarında, DGTT-2'ye göre, gruplar arasında başlangıçta ve daha sonra farklılık saptanmadı. Bu teste göre, hipotezlerimizin geçerlilikleri saptanamadı. 3) AGTE ile elde edilen AGTETP ortanca değerlerinin gruplar arasında anlamlı düzeyde farklı olduğu saptandı. Bu testte aynı zamanda hipotezlerimizi yanlışlayan birçok sonuç da saptandığından, hipotezlerin geçerliliklerinin kesin olarak gösterilemediği düşünüldü. Sonuç olarak, demir eksikliğiyle gelişim testlerindeki relatif geriliğin neden-sonuç ilişkisiyle birbirine bağlı olduğu hipotezinin geçerliliği kanıtlanamadı. Buna göre, hipotezlerimiz yanlıştandı. Yanlışlama hipotezleri olarak iki önerme kuruldu: 1 ) Demir eksikliği, mental ve psikomotor gelişim test skorları relatif olarak düşük çıkan 6-25 aylık çocuk populasyonunda yüksek sıklıkta saptanan bir özelliktir. 2) Demir eksikliği, mental ve psikomotor gelişim test skorları relatif olarak düşük 6-25 aylık çocuk populasyonunu saptamada belirli bir prediktif değere sahiptir. ¦75 | |