Show simple item record

dc.contributor.advisorBayık, Murat Mahmut
dc.contributor.authorKaygusuz, Işik
dc.date.accessioned2020-12-09T12:25:06Z
dc.date.available2020-12-09T12:25:06Z
dc.date.submitted2000
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/211735
dc.description.abstractÖZET Kan transfüzyonu, tıbbi tedavinin önemli bir parçası olmasına karşın bir çok komplikasyonu beraberinde getirmektedir. Volüm yüklenmesi, masif transfüzyona bağlı metabolik etkiler, hipotermi, dilüsyonel etkiler, mikroagregatlara bağlı pulmoner mikroembolizm, demir yüklenmesi, çeşitli infeksiyöz ajanların bulaşması gibi nonimmunolojik komplikasyonlar ve alloimmunizasyon, hemolitik reaksiyonlar, allerjik ve anafilaktik reaksiyonlar, febril ve pulmoner reaksiyonlar gibi immun reaksiyonlar transfüzyonun iyi tanımlanmış çeşitli komplikasyonları arasındadır. Hemoglobinopatiler, miyelodisplazi, kemik iliği aplazisi, çeşitli hematolojik maligniteler, kemik iliğinin infiltrasyonu gibi hastalık gruplarında, düzenli olarak belirli aralıklarla transfüzyon ihtiyacı olmaktadır. Tekrarlanan transfüzyonlara bağlı olarak bu hastalar özellikle alloimmunizasyon riskiyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Allosensitizasyon hastalara uygun kan bulunmasını güçleştirebilir. Ayrıca hastanın serumundaki alloantikorun, transfüze edilen eritrosit antijenleriyle etkileşimide hemolize ve eritrosit yaşam süresinde kısalmaya yol açabilmektedir. Kronik kan transfüzyonu alan hastalarda, eritrosit yaşam süresi üzerine alloantikor gelişimi yanında başka parametrelerde etkili olabilmektedir. Bunlar arasında splenomegali, eşlik eden mikroanjiopatik hemoliz, kanama, transfüze edilen eritrositlerin yaşı, cinsiyet yer alabilir. Bu çalışmada sık kan transfüzyonu uygulanan hastalarda alloantikor gelişim sıklığı ve demir yükü, splenomegali gibi diğer parametrelerle birlikte eritrosit yaşam süresi üzerine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya MDS, Talasemi, Aplastik Anemi, KLL, KML nedeniyle düzenli olarak transfüzyon ihtiyacı olan veya akut lösemi nedeniyle kemoterapi uygulanarak kemik iliği aplazisi gelişen ve transfüzyon ihtiyacı olan ve son 6 ay içinde 5 veya daha fazla 54sayıda transfüzyon uygulanan hastalar alındı. Her hastanın serum ferritin seviyesi, ultrasonogram* ölçümle dalak boyutları belirlendi. Hastalar laboratuvar tetkikleri ve sorgulama yoluyla hemoliz, kanama, renal yetmezlik gibi eritrosit yaşam süresini etkileyebilecek faktörler yönünden değerlendirildi. Alloantikor taraması için uygun kan örneğinin alınmasının ardından Cr-51 ile işaretlenmiş eritrositler transfüze edildi ve belirli aralıklarla alınan kan örneklerinde Cr^un radyoaktivite ölçümü yapılarak T50 süresi ( Dolaşımdaki krom konsantrasyonunun başlangıç değerinin %50'sine düşme süresi), her hasta 21 gün takip edilerek belirlendi. 18 hastadan oluşan Grup 1 Akut ve Kronik lösemi, MM, MDS, Aplastik Anemi gibi immunsuprese durumdaki hastaları içermekteyken, Grup 2, Talasemi tanısıyla takip edilen immun sistemleri normal 10 hastadan oluşmaktadır. Tüm hastalarda alloantikor geliştirme oranı %10,71 bulundu. 3 hastada Rh ve Keli grup antijenlerine karşı gelişmiş anti-D, anti-E, anti-Kpa antikorları bulundu. 1. Grupta biri alloantikor geliştirmiş hasta olmak üzere 8 hastanın T50 değeri kısalmış bulundu. 2. Grupta ise tüm hastaların, antikor geliştirenlerde dahil olmak üzere T50 süreleri normal bulundu. Tüm hastalarda alloantikor gelişimi ile T50 süresi arasında istatistiksel anlamlılığa ulaşan bir ilişki gösterilemedi (p:0,652). Yaş, cinsiyet, dalak büyüklüğü ve ferritin düzeyinin T50 süresi üzerine önemli bir etkisi gösterilemedi (p:0,40, p:0,155, p:0,28). Transfüze edilen kanların yaşı 1. Grupta ortalama 10,9 iken 2.Grupta 2,9 gündür. Verilen kanların yaşı ile T50 süresi arasında ters bir korelasyon olduğu görülmüştür (korelasyon katsayısı:- 0,2778). iki grup karşılaştırıldığında T50 süreleri arasında istatistiksel anlamı olan bir fark olduğu saptandı (p:0,0251). T50 süresinin daha düşük olduğu 1. Gruptaki hastalara saklama süresi daha uzun olan kanlar verilmiştir (1 gün ile 28 gün arasında). 10 günden daha uzun süredir saklanan kanları almış hastalar çıkarılıp 2 55gaip karşılaştırıldığında T50 süreleri arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür (p:0,08). Çalışmamızda gösterildiği gibi, uzun süreli saklanan kanlar alıcının dolaşımından taze kana göre daha hızlı temizlenmekte ve hastayı daha sık ve daha fazla miktarda transfüzyon ihtiyacı ile karşı karşıya bırakmaktadır. Bu durum özellikle kan transfüzyonuna bağımlı hastalarda önem taşımaktadır. Sonuçlarımız hayatları kan tedavisine bağlı olan hastalara taze kan verilmesinin önemini özellikle vurgulamaktadır. 56
dc.description.abstractSUMMARY Although blood transfusion is an important component of various therapies, it is also associated with many complications. Volume overload, metabolic consequences of massive transfusions, hypothermia, dilutional effects, pulmonary embolism associated with microaggregates, iron overload, non-immunologic complications like transmission of several infectious agents and immune reactions like alloimmunisation, hemolytic reactions, allergic and anaphylactic reactions and febrile and pulmonary reactions are among well established complications of blood transfusions. In some medical conditions including hemoglobinopathies, myelodysplasia, bone marrow aplasia, a variety of hematological malignities and infiltration of bone marrow, there is a need for repeated transfusions. As a result of that, these patients are especially prone to the risk of alloimmunisation. In addition, the interaction between the alloantibodies in the patient's serum and the transfused antigens on erythrocytes may shorten the life span of erythrocytes. Apart from alloantibodies, some other factors- particularly splenomegaly, coexisting microangiopathic hemolysis, bleeding, the age of transfused erythrocytes, and gender- may also influence the life span of erythrocytes in patients receiving repeated transfusions. Patients who need blood transfusions on a regular basis due to MDS, thalassemia, aplastic anemia, CLL, CML or patients with acute leukemia who needed >5 transfusions in the last 6 months due to bone marrow aplasia were recruited into the study. Serum ferritin levels were determined and the size of spleen was assessed by ultrasonography in each patient. Factors that can influence the life span of erythrocytes (eg. hemolysis, bleeding, renal disfunction) were assessed by laboratory 57tests and history taking. After appropriate blood specimens were collected for alloantibody screening, Cr-51 labelled erythrocytes were transfused and T50 (time needed for the Cr concentration to decrease by 50 percent) was determined by measuring the Cr radioactivity in blood specimens obtained at certain time points during 21 days of follow up. Group 1 consisted of 18 immunosupressed patients with acute and chronic leukemias, MM, MDS, aplastic anemia and Group 2 consisted of 10 thalessemia cases with normal immune function. Overall, alloantibodies were detected in 10,71% of patients. In 3 patients, anti-D, anti-E and anti-Kpa antibodies against Rh and Kell group antigens were determined. Including one patient in Group 1 with alloantibodies, 8 patients had decreased T50 values. On the other hand, in Group 2, all patients including those with antibody development had normal T50 values. No significant relationship between antibody development and T50 was detected in any patient (p:0,652). Age, gender, the size of the spleen and ferritin concentrations had no significant effect on T50 value (p:0,40, p:0,155, p:0,28). The age of transfused blood was 10,9 and 2,9 days in Group 1 and Group 2 respectively. There was an inverse correlation between the age of transfused blood and the T50 value (correlation coefficent:0,2778). When the T50 values in two groups were compared, a significant difference was observed (p:0,0251). In Group 1, bloods that were stored for longer periods of time (range: 1-28) were used. When bloods stored for more than 10 days were excluded, no significant difference was detected with regard to T50 values (p:0,08). As our study shows, bloods that were stored for longer periods of time are cleared more quickly from the circulation compared to bloods that were stored for shorter periods of time and cause an increased need of transfusions. This is particularly 58important for transfusion - dependent patients. Our results underlie the importance of using fresh blood in patients whose lives are dependent on blood therapy. 59en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectHematolojitr_TR
dc.subjectHematologyen_US
dc.subjectOnkolojitr_TR
dc.subjectOncologyen_US
dc.titleÇok kan transfüzyonu alan hastalarda eritrosit yaşam süresini etkileyen faktörler
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentİç Hastalıkları Anabilim Dalı
dc.identifier.yokid102572
dc.publisher.instituteTıp Fakültesi
dc.publisher.universityMARMARA ÜNİVERSİTESİ
dc.type.submedicineThesis
dc.identifier.thesisid91808
dc.description.pages66
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/embargoedAccess