Show simple item record

dc.contributor.advisorTanrıdağ, Tülin
dc.contributor.authorKaragöz, Erkan Taner
dc.date.accessioned2020-12-09T12:23:32Z
dc.date.available2020-12-09T12:23:32Z
dc.date.submitted2001
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/211668
dc.description.abstract50 ÖZET Bu çalışma 30 tip II diyabetes mellitus ve 17 sağlıklı kontrol üzerinde yapılmıştır. Hastalarda, hastalık süresi ile nöropati gelişimi olasılığı arasında doğru orantı olduğu bilindiğinden dolayı ve bu çalışmada erken tanı amaç olduğu için hastalık süresi 0-10 yıl ile sınırlandırılmıştır. Aynı zamanda 70 yaş yaşlılık nöropatisi için alt sınır olarak kabul edildiği için hastalık yaş üst sının 70 olarak saptanmıştır. Çalışmanın amacı tip II DM hastalarında konvansiyonel EMG, makro-EMG ve lif yoğunluğu çalışmalarının sensitivitesini karşılaştırmak, periferik ve otonomik nöropati birlikteliğini saptamak ve yaş, cinsiyet, hastalık süresi ve alınan tedavinin nöropatik süreç üzerinde etkisi olup olmadığını belirlemektir. Hastalarımız klinik ve elektrofizyolojik özelliklerine göre üç ana gruba ayrılmıştır. Bu grupların belirlenmesinde nöropati dizabilite skoru ( NDS ) ve konvansiyonel EMG bulguları esas alınmıştır. Bütün gruplara makro-EMG, lif yoğunluğu ve otonomik testler uygulanmıştır. Aynı testler kontrol gruba da uygulanmış ve elde edilen değerler referans olarak kabul edilmiştir. Yapılan testler sonucunda, NDS skoru yüksek ve konvansiyonel EMG pozitif olan birinci ve ikinci gruplarda lif yoğunluğu ve makro-EMG anormalliğine daha sık rastlanmıştır. İlk grupta otonomik testler de daha sık anormallik sergilemektedir. Makro-EMG bütün gruplarda artmış ancak lif yoğunluğundaki artış daha belirgin olarak grup 1 'de saptanmıştır. Lif yoğunluğundaki artış yüksek olmamıştır ancak bu sonuç, çalışmanın bir ön kol kası olan ekstensor digitorum communis kasında yapılmasına bağlanmıştır. Yaş, cinsiyet, alınan tedavi ve hastalık süresi ile periferik ve otonomik nöropati bulguları arasında bir ilişki saptanamamıştır..sı Yaptığımız bu çalışma sonucunda periferik nöropati tanısı konulmasında konvansiyonel EMG ile birlikte makro-EMG ve LY çalışmalarının birbirlerini tamamlayıcı olduğu, konvansiyonel EMG tetkiki yapmadan makro-EMG ve LY çalışmaları yapmanın uygun olmayacağı görülmüştür. Periferik nöropati araştırması yapılırken aynı zamanda otonomik nöropatinin de araştırılması, hastalığın mortal itesinin belirlenebilmesi için önerilmektedir. Otonomik nöropatinin saptanmasında bizim kullandığımız testlerin yapılması hem zaman kaybını engelleyecek hem de hasta uyumunu artıracaktır. Lif yoğunluğu çalışmasının yapılması sırasında özellikle klinik bulgusu ve nöropatik yakınması olmayan erken evre hastalarda erken tam için alt ekstremite kaslarını ve tercihen tibialis anterior kasını tercih etmek önerilebilir. Bu çalışmamızda hastalarımızın sayısı az olduğu için istatistiksel anlamlılığa ulaşma zorluğumuz nedeni ile ileride yapılacak bu tür çalışmalarda daha büyük gruplarla çalışmak uygun olacaktır. Çalışmamızda erken tam amacı taşımamıza rağmen hastalarımızın büyük kısmı tedavi almakta idi. Bu nedenle, benzer erken tanı amaçlı çalışmalarda yeni tam konulmuş ve tedavi başlanmamış grupla tanısı mevcut ve tedavi alan grup arasında, makro- EMG ve lif yoğunluğu çalışmaları yapılarak erken tanıda makro-EMG ve lif yoğunluğunun sensitivitesi karşılaştın labilir. Aynı zamanda böylece, nöropatinin en erken ne kadar yılda ortaya çıktığını anlamak mümkün olabilir.
dc.description.abstract52 SUMMARY This study was performed with 30 type II DM patients and 17 healthy controls. In our patients, because it is known that, there is direct relationship between disease duration and probability of appearance of neuropathy and the aim of this study is early diagnosis of neuropathy, disease duration was restricted between 0-10 years. At the same time, because the lower limit for appearance of neuropathy of elderly is 70 years of age, our upper age limit was set as 70. The aim of this study was to compare the sensitivity of conventional EMG, macro- EMG and fibre density ( FD ) in the early diagnosis of neuropathy, coexistence of peripheric and autonomic neuropathy, obviate the impact of age, sex, disease duration and treatment on neuropathic process. Our patient were divided into three groups according to their clinical and electrophysiological properties. Group formation was based on Neuropathy Disability Scores and conventional EMG findings. Macro-EMG, fibre density and autonomic tests were applied to all groups and control groups. The values obtained from control goups w ere used as reference. As a result of these tests, in the first and second groups in which NDS scores were high and conventional EMG were positive, fibre density and macro-EMG test abnormalities were more frequently seen. Macro-EMG amplitudes were elevated in all groups, but fibre density was elevated in the first gropu.In the first group, autonomic tests were also more frequently abnormal. Fibre density abnormality was not as high as what we expected but this result may be because we worked with forearm extensor muscle extensor digitorum communis.53 There wasn't any relationship between age, sex, treatment, disease duration and peripheric and autonomic neuropathy. As a result of this study, we deduced that, for diagnosis of peripheric neuropathy conventional EMG, macro-EMG and fibre density studies should complement each other. While searching for peripheric neuropathy, it is adviced that, studying autonomic neuropathy is necessary to predict the mortality of the diasease. Using the tests we used for autonomic neuropathy is advisable because these tests are not time consuming and incresase compliance of patients. While doing the fibre density test, in the early stages of the disease in which patients don't have clinical findings and neuropathic symptoms, it is adviced to prefer to use lower extremity muscles especially tibialis anterior muscle. It is better to work with more patients to reach the statistical significance. We faced with difficulty reaching statistical significance in some aspects, because we worked with small sample sizes. Although we aimed to diagnose neuropathy in the early, we worked with the patients taking treatment. Because of that, in the future studies aiming early diagnosis, using macro-EMG and fibre density to compare between patients newly diagnosed as diabetes mellitus and not treated and and the patients taking treatment is advised to be informed about the impact of treatment on disease process. At the same time, we may be able to predict the time when the neuropathy begins.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectEndokrinoloji ve Metabolizma Hastalıklarıtr_TR
dc.subjectEndocrinology and Metabolic Diseasesen_US
dc.subjectNörolojitr_TR
dc.subjectNeurologyen_US
dc.titleTip 2 diabetes mellitus hastalarında periferik ve otonomik nöropatinin erken tanınmasında makro-elektromiyografi, lif yoğunluğu ve otonomik testlerin yeri
dc.title.alternativeUse of macro-electromyography, fibre denstiy and otonomic tests for early diagnosis of peripheric and autonomic neuropathy of type 2 diabetes mellitus
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentNöroloji Anabilim Dalı
dc.identifier.yokid105133
dc.publisher.instituteTıp Fakültesi
dc.publisher.universityMARMARA ÜNİVERSİTESİ
dc.type.submedicineThesis
dc.identifier.thesisid102923
dc.description.pages72
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/embargoedAccess