Glial beyin tümörlerinin evrelendirilmesinde manyetik rezonans perfüzyon görüntülemenin yeri

Abstract

Özet: Gliomalar, santral sinir sisteminin en sık rastlanılan primer tümörlerindendir. Tümör evresine göre tedavi yaklaşımları farklı olduğundan tedavi öncesi tümörün evresini belirlemek tedaviye yaklaşım açısından önem kazanmaktadır (1-4). BT ve MR görüntülemedeki teknolojik gelişmeler ve kontrast madde kullanımındaki yenilikler birçok beyin tümörünün tanısında doğruluk oranının artmasını sağlamıştır. Günümüzde gadolinyum türevli kontrast madde kullanımı sayesinde beyin MR görüntülemenin duyarlılığı ve özgüllüğü artmış olup tümör varlığı şüphesinde kontrast kullanımı rutin uygulamadır (12-17), ancak yine de primer beyin tümörü tanısında konvansiyonel MR görüntüleme tekniklerinin de önemli sınırlamaları mevcuttur. T1, T2, ve proton ağırlıklı sekanslar ve bunların türevleri, düşük ve yüksek evre ayırımında yetersiz kalabilmektedir. Klasik bilgi olarak; yüksek evreli tümörlerde kontrast tutulumunun daha fazla olması beklense de bu özellik spesifik değildir (18,19). Konvansiyonel MRG teknikleri ile ilgili diğer bir problem de gliomaların yapılarının heterojen olmalarından kaynaklanmaktadır. Kontrast sonrası dahi bazen biyopsi amacıyla yapılan görüntülemede tümörün en malign bölgesi belirlenemeyebilmektedir (75,76). Tümörler üzerinde yapılan birçok çalışma sonucunda malignite derecesindaki artışın mikrovaskülarite ile doğru orantılı olduğu tesbit edilmiştir (9-16). Gliomalar özellikle yüksek evreli olduğu zaman kapiller vasküler yapılardan zengindirler. Gliomaların histopatolojik evreleme sisteminde nükleer atipi, mitoz ve nekrozun yanısıra vaskülarite, primer kriterler arasında yer almaktadır (1-6). Eko-planar görüntüleme teknolojisindeki yenilikler beyin tümörlerindeki mikrovaskülatür hakkında ölçümler yapabilmeyi mümkün kılmaktadır. Serebral kan volüm haritaları ile kapiller düzeyde neovaskülarizasyonu kantitatif olarak tesbit etmek mümkün olabilmektedir (85-93). Bu çalışmada; Manyetik Rezonans Eko-planar görüntüleme ile elde edilen serebral kan volüm (SKV) haritalarının gliomaların tanısında veevrelemesinde kullanımı ve sonuçların konvansiyonel MR görüntüleme ve histopatoloji sonuçları ile karşılaştırılması yapılacaktır. Hedeflenen; tümör mikrovaskülaritesi ile ilgili konvansiyonel MR ile belirgin olmayan bulguları, serebral kan volüm haritaları ile elde etmek ve sonuçta ortaya çıkacak serebral kan volüm değer aralığının gliomaların evrelemesinde yardımcı olup olmayacağını ortaya koymaktır.

Summary: Gliomas are the most common neoplasms of the central nervous system in adults. Because therapeutic approaches to gliomas differ considerably according to tumor grade, determination of the grade in vivo is important for planning appropriate treatment strategies (1-4). Technological development in computed tomography and magnetic resonance imaging technology with the new facilities in contrast material usage has increased the accuracy in the detection and characterization of various brain tumors. The use of gadolinium based contrast material has led increased specificity and sensitivity of brain MR imaging (12-17), and at present gadolinium based contrast agents are routinely used in MR imaging of the brain when tumor is supected. Howewer there are important limitations in conventional imaging techniques in diagnosis of primary brain tumors eventhough a classical knowledge of rich contrast enhancement in the high grade tumors, this is not specific and not always helping to distinguish low and high grade tumors (18,19). The other problem in the conventional MR imaging techniques is heterogenity of gliomas. Even after contrast material administration conventional MR images may not show the most malignant tumor locus and may mislead MR directed biopsies (75,76). Most studies demonstrated that increased malignancy of tumors is associated with increased vascularity (9-16). Gliomas especially when high grade are highly vascular. Vascularity is one of the primary criterias in the histopathologic grading system of gliomas beside nuclear atypia, mitosis and necrosis (1-6). Developments in echo-planar MR imaging technology has led measurement of tumor microvasculature. With the use of cerebral blood volume maps it is possible to determine neovascularization quantitatively (85-93). In this study cerebral blood volume maps obtained by MR echo-planar imaging will be used in the diagnosis and grading of gliomas. The correlationwill be determined between results of histopathology and conventional MR imaging. The aim is getting information about tumor microvascularity by using cerebral blood volume maps which is not possible to determine by conventional MR imaging findings and to show the usage of serebral blood volume value interval in determining the grading of gliomas. TC YtiKSEKdGRlXlBfcfflHJLII DOKtaMlTOSYON MEBKIZJ