Show simple item record

dc.contributor.advisorKutal, Metin
dc.contributor.authorEsen, Adem
dc.date.accessioned2020-12-08T23:21:06Z
dc.date.available2020-12-08T23:21:06Z
dc.date.submitted1986
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/202524
dc.description.abstractÖZET Sosyal güvenlik, bir ülke halkını sosyal tehlikelere karşı korumayı amaç edinmiş, devletin garantisine sahip kanunî bir sistemdir. Toplumların yapıları, örf -adet ge gelenekleri farklı olduğundan sosyal güvenlik sistemleri de farklıdır. Özellikle ikinci dünya savaşından sonra hızla gelişen sosyal güvenlik alanında en önemli görevi devlet üslenmiştir. Yurdumuzda sosyal güvenlik hizmetleri, sosyal sigorta ve sosyal yardım kuruluşları tarafından yürütülmektedir. Sosyal sigortalar Devletin kurduğu üç büyük kurum tarafından yürütülmekte; bunlardan, SSK bağımlı çalışanların, T.C. Emekli Sandığı memurların, Bağ-Kur bağımsız çalışanların sosyal güvenliklerini sağlamaktadır. Bu üç temel kurum dışında 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu geçici 20. maddesi ile Yasanın %ş,p&em. dışında bırakılan Ö2el sigorta sandıkları da faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu sandıklar, devletin bizzat kurmayıp, kurdurduğu asli sosyal güvenlik kuruluşlarıdır. 3008 sayılı îş Kanunu ile, yasa kapsamına giren işçiler işe alınmalarından itibaren sigortalı sayılmaları hükmü getirilmiştir. Ancak, yasa kapsamına fikir işçileri alınmadığından bankalar, sigorta şirketleri, ticaret ve sanayi odaları ve bunların kurdukları birliklerde çalışan personel yasanın getirdiği bu haktan yararlanamamıştır. I960 yılında bankacılık işleri Iş Kanunu kapsamına alındığı halde fi 532 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla, personelinin sosyal güvenliğini en az Kanun seviyesinde saklayan sandıkların faaliyetlerine devam etmelerine ve yenilerinin kurulmasına izin verilmiştir. Türkiye'de sosyal güvenlik hakkı ilk olarak, anayasal planda 1961 anayasası ile düzenlenmiştir. 48. maddede Devlete sosyal güvenlik teşkilatlarını kurma ve kurdurma görevi verilmiştir. Aslında `kurdurma` ifadesi banka ve sigorta şirketlerinin kurdukları sandıkların anayasal dayanağını sağlamak üzere yer almıştır. Böylece özel sigorta sandıkları varlıklarını koruyabilmişler ve personellerinin sosyal güvenliklerini devlet adına, devletle birlikte kendi hesaplarına sağlamayı taahhüt etmişlerdir. 1965 yılında, dağınık olan sigorta yasaları 506 sayılı Sosyal Sigorta. Kanunu ile bir araya toplanmıştır. Anayasanın 48. maddesine uygun olarak, Kanunun 112. ve geçici 20. maddeleriyle bir kısım sandıklar yasa kapsamı dışında bırakılmıştır. Özel sigorta sandıklarının kanunî dayanağını teşkil eden geçici 20. madde, bu madde kapsamına girecek sandıklar için bir takım şart-lar getirmiştir. Bunlar: Sosyal Sigortalar Kanununun yayımına kadar tesis veya dernek olarak; personelinin malûllük, yaşlılık ve Ölümlerinde yardım yapmak ü- zere bankalar, sigorta şirketleri ve reasürans şirketleri, ticaret ve sanayi odaları ile bunların birliklerinde kurulmuş sandık olmak, -Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde; ilgili bulundukları kuruluşların tüm personelini kapsayacak, bunların sosyal güvenliklerini sağlayacak, hizmet devri ile ilgili hükümleri statülerinde bulundurmak, -Bu durumda olan sandıkların tesis (vakıf) haline geldiklerini tevsik eden statülerinin kanunun yayımı tarihinden altı ay içinde Çalışma Bakanlığına vermiş olmak. Kanunun getirdiği geçici maddeyle özel sigorta sandıkları, yeni den düzenlemeye tabi tutulmuşlar böylece faaliyetlerini sürdürmelerine imkan verilmiştir. Özel sigorta sandıkları birer vakıf olduklarından, Medeni Kanunun Hükümlerine de tabidirler. l.Beş Yıllık Kalkınma Planlarından başlayarak Türkiye'de sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanması plânlanmıştır. Buna uygun olarak, 197& yılında çıkarılan 1992 sayılı yasanın ek-i maddesiyle de sandıkların tam muamelesi, borç ve alacaklarının SSK'ya devri öngörülmüştür. Zamanın Cumhurbaşkanı yasanın iptali için Anayasa Mahkeme sine başvurmuş ve yasa hükmü, Anayasanın 2,48, ve 53. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir. Kararda Önemli vurgulanan nokta, `vakıf suretiyle kurulmuş sigorta örgütlerinin kötü. bir biçimde ve men suplarının haklarını sağlayamayacak bir tarzda çalıştığı ve ilgililerin sosyal güvenlik haklarını tehlikeye düşürdüğünü 'ortaya konulamamış ve Devlet bu örgütler üzerindeki denetim görevini yerine getirmemiş` olmasıdır. 1982 Anayasasına sosyal güvenlik `haklar` şeklinde genişçe düzenlenmiştir.Yeni Anayasanın 60. maddesinde, sos al sigorta programları münhasıran devlet tarafından kurulan teşkilatlarla yürütüleceği emredilmiştir. Buna göre, Özel sigorta sandıklarının anayasal dayanakları kalmamıştır. Yasanın çıktığı ilk yıllarda sayıları 39 kadar olan özel sigorta sandıklarının sayısı bugün 25 tanedir. Bunlardan Türkiye Kredi Bankası Emekli Sandığının hiçbir fonksiyonu kalmamıştır. Türkiye'de, 1984 yılı sonu itibariyle toplam 5.528.800 aktif sigortalının 76.000 kadarı özel sigorta sandıklarından bulunmaktadır. Sandıklarda 30.000` kişi de emekli, dul ve yetim aylığı almaktadır.Bağımlı aile fertleri sayısı ise 141.000 kadardır. Sandıkların temel gayeleri, 506 sayılı kanunda yazılı olan yardımlardan az olmamak şartıyla, vakıf senetlerinde yazılı esaslar dahilinde üyelerin ve emeklilerin iş kazalarıyla meslek hastalıkları, hastalık, analık, malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde kendilerine ve hak sahiplerine aylık bağlamak veya toptan ödeme yapmak ve bunlara sağlık yardımları saklamaktır. Özel sigorta sandıkları birer sosyal sigorta kuruluşu olarak sakladıkları haklar yanında, emekli ikramiyesi, konut kredisi ve ikraz yardımı da yapmaktadır. 25 sandıktan 14'ü konut kredisi, 8' i ikraz yardımı ve 13'ü de emekli ikramiyesi vermektedir. 9 Leh ve aleyhlerinde birçok tartışmaya neden olan özel sigorta sandıklarının sorunlarını tesbit için yaptığımız araştırmanın sonuçlarına kısaca şu şekilde sıralayabiliriz: -Özel sigorta sandıklarında farklı sosyal sigorta normları uygulanmaktadır. -Özel sigorta sandıkları kapsamına giren bazı sandıklar için sosyal güvenlik; lüks olurken, bazıları için temel hakların bile karşılanamadığı bir duruma gelmiştir. -Özel sigorta sandığı bulunan kuruluşlardan 6 tanesinde munzam sandıklar vardır. Bu sandıklar asli sosyal güvenlik sandıklarına göre daha fazla haklar vermektedir. Bu durumda yani munzam sandık kurmak mümkünken özel sigorta sandıklarının oluşu anlamını kaybetmiştir. -Sandıkların karşılaştığı en büyük sorunlardan birisi denetim yetersizliğidir. Sandıklar; kendi organlarınca iç denetime, Medeni Kanun hükümlerine göre Vakıflar Genel Müdürlüğünün denetimine ve 506 sayılı yasanın geçici 20. maddesine göre de Sosyal Güvenlik, Maliye ve Ticaret Bakanlıklarının ortak denetimine tabidir. Üç bakanlığın denetimi mali konularla sınırlıdır. Yasa, bu denetim sonucunda ne gibi müeyyidenin uygulanacağına yer vermemiştir. Bu da denetim açısından ciddi bir eksiklik teşkil etmektedir. -Özel sigorta sandıkları pek çok idari sorunla karşı karşıyadır. Sandık organları zamanında oluşturulamamakta ya da bankaların veya sigorta şirketlerinin kararlarıyla hareket etmektedir. -1884 yılı sonu itibariyle 466.9 milyar TL olan sosyal güvenlik fonlarının 10.5 milyarlık bölümü özel sigorta sandıkları tarafından kullanılmaktadır. Sandıklar, bu meblağın büyük bir bölümünü hisse senedi olarak, kullanmaktadırlar. Bunların dışında bankalardaki mevduatlarınınne kadar olduğu kesin belli olmamakla beraber paralarının % 80 e yakın bir bölümünü bankalarda daimi mevduat olarak tutulmaktadır. Fonlar, her sandıkta farklı işletilmektedir. -Özel sigorta sandıklarından SSK üstünde haklar sağlayanlar, az dır. Esasen, emekli maaşlarının yüksek bir kesiminden yararlananlarda küçük bir gruptur. -Birçok özel sigorta sandığının üst düzeydeki yetkilisi sandıklarının yakın bir gelecekte emekli maaşı ödeyemez hatta sağlık yardımı yapamaz duruma geleceğini söylemiştir. Bugün, birkaç sandığın sağlık yardımı bile yapamadığı vaki olunca bu fikir kuvvet kazanmaktadır. Bu durumda özel sigorta sandıklarının uzun süreli devam edeceği söylenemez. -Öte yandan baskı grubu oluşturarak özel sigorta sandıklarıyla ilgili olarak lehlerinde düzenleme yapılmasını sağlayan birkaç büyük banka sandığıdır. Bunların dışındaki sandıklar, özel sigorta bile olamazlar. Kısaca: en uygun çözüm yolu, 1982 Anayasasının sosyal güvenlik hakkını sağlayan teşkilatları kurma görevini münhasıran Devlete veren hükmü (madde-60).gereğince aktüaryal hesaplarının esas alınarak Sosyal Sigortalar Kurumuna devredilmesidir.
dc.description.abstracten_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectÇalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileritr_TR
dc.subjectLabour Economics and Industrial Relationsen_US
dc.titleTürkiye`de özel sigorta sandıkları işleyişi ve sorunları
dc.typemasterThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentÇalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Anabilim Dalı
dc.identifier.yokid179616
dc.publisher.instituteSosyal Bilimler Enstitüsü
dc.publisher.universityİSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid160685
dc.description.pages110
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/embargoedAccess