dc.description.abstract | ÖZET Yaşadığımız çağ; bir küçük ses tanesinin gökyüzünün genişliğinde yankılandığı, `bütün uzaklıkların bir noktada birleştiği, iletişimin en kısa zaman parçaları içeri sine sığdırıldığı çağdır. Yirminci yüzyıl insanı, yüzyılın başlarında hayret uyandıran bir buluşa tanık olmuş, dünyanın canlılığını, hareketliliğini, sesliliğini küçük ve karmaşık bir kutu içinde evlerine misafir edebilme imkânı bulmuştur. İnsan, küçük bir hareketle, hoş bir sohbeti, zevkli bir müzik parçasını dinlemekle mutlu olurken, ses; mesafeleri katedip, uzaktaki insanlara ulaşmaktan gurur duy maktadır. Radyo; sesin bir noktadan, birçok uzak noktalara yayılmasını, dolayısıyla, haberin, bilginin, kültürün, uzaklara aktarılmasını sağlaması bakımından, insanın gelişmesine, genişlemesine, aydınlanmasına, bilgilenmesine, olgunlaşmasına vasıta olacak bir buluştur. Bu olağanüstü cazibe ve etkileyicilik, büyük kitlelerin ilgisiyle karşılaşmış, konuşmanın, dinlemenin, anlamanın, düşünmenin ve hareket etmenin değerini ortaya çıkarmıştır. Radyo; çağın bütün özellikleriyle kaynaşmış, zamanın bilgisiyle, zevkleriyle, kültürüyle donanmış, insan hayatının bir parçası olarak yaşam içindeki yerini almıştır. Radyonun çıkış noktası; insan sesinin uzaklara yayılması, radyoculuğun temeli de; insan hayatının araştırılması, incelenmesi, değerlendirilmesi ve işlenmesidir. Radyo, işlevlerini yerine getirirken ve faaliyetlerini sürdürürken; hayatı en iyi şekilde değerlendirecek, insan sesini en kaliteli şekilde işleyecek, sözü en anlaşılır şekilde aktaracak unsurlardan faydalanır. Radyo; mükemmel bir teknik donanım ve bilgili, kültürlü, üretken bir radyoculuk anlayışıyla insandan insana köprüler kurar.Radyoda temel unsur, insan sesidir. Ses, haberin, bilgilerin, olayların, düşüncelerin, duyguların taşıyıcısıdır. Radyodaki teknik güç, sesin bir noktadan çok uzak noktalara iletilmesini sağlar. Böylece insan, sese dönüştürdüğü bilgisini, duygusunu, düşüncesini ve yaşadıklarını başka insanlara iletme, aktarma imkânını elde eder. Radyo yayınının ana malzemesi olan ses, radyo stüdyolarında işlenerek dinlenmeye hazır hale gelir. Bir radyoevi, sesi işleyecek sistemlerle donatılmıştır. Sesin mesaja dönüşürken geçirdiği ilk aşama mikrofondur. Mikro fon, sesi elektrik enerjisine dönüştürdükten sonra katla yarak büyütür ve dinlenebilir hale getirir. Mikrofon, radyodaki teknik donanımın temel unsurudur. Radyo yayınları, dışarıdan yapılan canlı yayınlar veya ses kayıtları haricinde, stüdyoda gerçekleşir. Stüdyolar, radyo programlarının yayını için hazırlanmış özel odalardır. Sıradan bir odadan pek çok farkları olup, yayın araç ve gereçleriyle donatılmışlardır. Radyo yayını, stüdyodaki insanın mikrofona yönelttiği sesle başlar. Ses, devrelerden geçerek verici antene çıkar ve dinleyicinin kulağına ulaşarak devrini tamamlar. Radyo, dinleyici kulağına gönderdiği sese bir mesaj yükler. Mesajdaki konu, insan hayatının bir parçası dır. Radyo, insanla yaşar. Radyoculukta amaç; insanı bilgilendirici, aydınlatıcı, olgunlaştırıcı sesle hitabetmektir. Radyo, hedeflediği noktaya ulaşabilmek, amaç edindiği etkiyi sağlayabilmek ve insanı harekete geçirebilmek için, yapısına uygun, en gelişmiş tekniklerle insana seslenmek zorundadır. Radyo; en anlaşılabilir, en çekici, en dinamik, en etkili yayınla hedefini bulup, amacına ulaşabilir.Radyo kayıt imkânlarından yoksunken, sesin dinleyiciye ulaşmasını sağlayan yayın şekli canlı yayındı. Canlı yayın, aynı zaman İçerisinde gerçekleşen konuşma ve dinleme eylemlerinden dolayı ilginç bir özelliğe sahiptir. Stüdyoda konuşan insan aynı anda radyo dinleyicisine seslenir. Sesin duraklaması, gecikmesi, saklanması sözkonusu değildir. Bir canlı yayın sırasında, zamanı durdurmak veya yayını başa alıp tekrar etmek mümkün değildir. Zamana karşı yapılan bu dikkatli, gerilimli, temkinli yarış, canlı yayının en büyük riskini ve aynı zamanda canlılık özelliğini teşkil eder. Canlı yayın bir yandan, hayatın, insanın canlılığını yansıtırken, diğer yandan, yayın sırasında yapılacak bir hatanın, düzeltilmesi imkânsız bir aksamanın korkusunu da yaşatır. Zaman, yeni buluşları kucağında taşırken, radyo da kendini gelişen tekniklerle yenilemiş, geliştirmiş ve olgunlaştırmıştır. Sesin bazı cisimler üzerine tesbit edilmesini mümkün kılan teknik, canlı yayının risklerini büyük ölçüde gidermiş, radyoda daha kaliteli ve kolay hazırlana bil en programların üretilmesini sağlamıştır. Radyoda kullanılan ses kayıt tekniklerinden ilki, mekanik kayıt esasına dayanan plâk kaydıdır. Bu sistemde, stüdyodan gelen ses, iğne vasıtasıyla özel zeminler üzerine tesbit edilmiştir. Plâk kayıt tekniği, canlı yayınlar sırasında önlenmesi ve düzeltilmesi mümkün olmayan hata ve aksaklıkların bir ölçüde giderilmesi imkânını doğurmuştur. Ayrıca, kaydedilen programın muhafaza edilmesi ve istenilen zaman tekrar dinlenilmesini de mümkün kılmıştır. Radyoda, birçok temsil programı ve bazı müzik programları plâğa kaydedilmiştir. Ancak uygulanmasındaki zorluklar nedeniyle bu sistem fazla kullanılmamıştır.insan düşüncesi yeni boyutlara ulaşırken, radyo da faaliyetinin niteliklerini ve gerekliliğini, insanın büyü yen düşüncesiyle uyumlaştırmak çabasındadır. Daha kaliteli, daha etkileyici, daha olgun programlar üretmek için, yeni sistemler geliştirmek ve yapısına katmak zorunluluğunu hissetmiştir. Radyo yayınları son aşamada, bant kayıt sisteminin mükemmelliğiyle en gelişmiş şeklini almıştır. İlk örnekleri, İkinci Dünya Savaşı sıralarında Almanlar tarafından kullanılan bant kayıt tekniği, magnetik kayıt temelinden hareketle çalışır. Bant sistemi, sesin, kolay işlenebilir bir madde üzerine tesbit edilmesi nedeniyle birçok kolaylığı ve im kânı da beraberinde getirmiştir. Bir programı, radyo personeline, programa katılacak konuklara uygun bir saatte kaydetmek ve istenilen bir vakitte yayınlamak bant kayıt tekniğiyle mümkün olmuştur. Kaydın durdurulup bandan geri ye alınması, hata veya aksamaların düzeltilmesi de bant kayıt sisteminin sağladığı imkânlardandır* Bant sistemi, bant üzerine kaydedilmiş sesin uzun süre muhafaza edilmesi ve programların arşivlenmesi imkânını getirmiştir. Böylece radyolar, zengin bir program kaynağı oluşturma imkânını da bulmuşlardır. Montaj işleminin bant üzerinde uygulanabilmesi, gerçek anlamda radyo prodüksiyonlarının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bütün bu imkân ve kolaylıklarıyla birlikte bant sistemi, radyocuyu kolaya, ucuza, niteliksiz yapımlara doğru iten bir özellik de taşımaktadır. Radyo, gelişip büyüyebilmek için kendisini yeni sistemlerle donatırken, çekici, etkili ve kaliteli yayınlara ulaşabilmek için bütün imkânlardan yararlanmak zorun dadır. Bant kayıt sisteminin mükemmelliğiyle birlikte, canlı yayının canlılığı da kaliteli bir radyo programı için gereklidir. | |