dc.description.abstract | Juvenil Diabetes Mellitus olgularında hasta ve ailesi ne uygulanan eğitimin, hastalığın kontrolü üzerinde etkinli ği konusundaki çalışmamız, eğitimin ve düzenli kontrolün hastalığın gidişinde etken olup olmadığını araştırmak ve tedavi de eğitimin önemini vurgulamak amacı ile planlanmıştır. Araştırma grubunu, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Büyüme Gelişme ye Endokrinoloji Polikliniğinde izlenen hastalardan, 4-16 yaş arasındaki 18 diyabetik çocuk ve aileleri oluşturdu. Olgular, 4-5 kişilik gruplara ayrılarak, 15 gün aralar ile yapılan yaklaşık 2-2,5 saat süren 5 derslik bir eğitim programı ile 3 ay eğitildi. Eğitim programı diyabetin fizyo- patolojisi, belirtileri, insülin ve özellikleri, beslenme, hastalığın seyri ve kontrolü konusundaki bilgileri içeriyordu. Hasta ve ailelerin eğitimle geliştirdikleri bilgi düzeyi, program bittikten sonraki 1 ay içinde anket ile saptandı ve eğitimden önceki yanıtlarla kıyaslandı, 5 bölümde incelenen ve toplam 37 soruya alınan doğru yanıtlarda ortalama % 37 artış saptandı. Bulunan fark istatistik olarak da anlam lı idi (x2: 31.8; p < 0.001). Buna göre, % 77.7'si düşük sosyo-kül türel düzeydeki olgularımıza verilen yoğun eğitimin bilgi düzeyini arttırmada etkili olduğu belirlendi. Eğitimin öğrenmede sağladığı yararın, günlük yaşantı larında davranış değişikliklerine ve metabolik düzenlerine etkisini araştırmak üzere, hastalar 9-12 ay süre ile izlendi. 2-3 ay aralarla yapılan kontrollerde, hastaların 24 saatlik idrar volümleri, 24 saatlik idrarda g/şeker miktarı ve 24 saatlik idrarda ketonüri incelendi. Bu değerler eğitim öncesi değerlerle kıyaslandı. Buna göre;. 24 saatlik idrar völümü giderek azaldı. Fark 3. kontrolde istatistik olarak anlamlı bulundu (t:2.28; p<0.02).. 24 saatlik idrarla çıkarılan g/şeker miktarı kontrol ler arttıkça azaldı. Eğitimden önce aşırı glikozürisi olan hastalarımız, 2. ve 3. kontrollerde orta derecedeki kontrol değerlerine ulaştı. Bu azalma istatistik olarak anlamlı idi (t:2.43; p < 0.02, t:3.01; p < 0.01).. Açlık kan şekeri ortalaması, eğitimden sonraki 2. ve 3. kontrolde 200 mg/dl'nin altında bulundu. Açlık kan şeke rinde görülen azalma son kontrolde anlamlı bulundu (t:1..98; p < 0.05).. Tokluk kan şekeri ortalaması ise, eğitimden sonraki 3 kontrolde de 250 mg/dl'nin altında idi. Eğitim öncesine gö re tokluk kan şekerinde görülen düşme istatistik olarak an lamlı idi (t:4.52; p < 0.001, t:3.43; p < 0.001, t:4.63; p < 0.001).. 24 saatlik idrar asetonu, eğitimden önce hastaların % 38.8'inde ++ veya eser iken, eğitimden sonraki kontrollerde azaldı ve 3. kontrolde tüm hastaların idrarlarında keton ne gatif bulundu (p:0.02). Elde edilen bu veriler ile, eğitim yaptığımız hasta ve ailelerin bilgi düzeylerinde görülen gelişmenin, hastaların metabolik düzenlerine de yansıdığı belirlendi. Hastalardan izlendikleri süre içinde evdeki yaşamları ile ilgili bilgiler alındı. Buna göre hastalarımız sık hipo glisemi ve hiperglisemi belirtileri göstermedikleri, uygun dozda insülin yapmaya ve idrar testlerine özen gösterdikleri, beslenme kurallarına daha olumlu yaklaşımda bulundukları ve hastalıkla ilgili daha sağlıklı anamnezle kontrole geldikleri belirlendi. Bu da eğitimle, diyabetiklerin günlük yaşamların da olumlu davranış geliştirildiğini gösterdi. Ayrıca, hastalarımızın büyüme ve gelişmelerinin diya betten ne kadar1 etkilendiğini araştırmak üzere, hastalık baş langıcından 3. kontrole kadar olan değişik dönemlerde bazı büyüme parametreleri incelendi» Hastalık yaşı ortalaması 2.47 ± 2.2 yıl olan hastala rımızın, hastalık başlangıcında da boy yaşlarının kemik yaşın dan ve kronolojik yaştan geri olduğu görüldü. Bu sonuç olgu ların düşük sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin çocukları ol malarına bağlandı. Ancak hastalık ilerledikçe, hem püberte öncesi hem de püberte yaş gruplarındaki hastalarımızda boy büyüme hızının baskılandığı ve kemik yaşının kronolojik yaşa göre geri olduğu belirlendi. Kemik yaşında görülen gerilik, hastalık yaşı uzun olan püberte dönemindeki hastalarda daha belirgin idi. Hastalık başlangıcında hastaların hiçbiri 3. persen- til altında değildi. Ancak, eğitim öncesi 10. persentil al tında ve fazla tartılı olan hastaların tartı değerleri, eği timden sonra ara persentillere kaydı. Bunun eğitimin beslen me alışkanlıkları ve metabolik düzene olan olumlu etkisi ile ilişkili olduğu sonucuna varıldı. | |