Psikosomatik ve psikonevrotik belirti gösteren çocuklarda aile yapı özellikleri

Abstract

ÖZET Bu araştırmanın amacı, psikosomatik ve psikonevroz gibi 2 farklı klinik tablonun oluşumunda anne yapısına özgü spesifik bir etkenin mevcut olup olmadığını araştırmaktır. Bu amaca yönelik olarak psikosomatik belirti gösteren 50 çocuk ve anneleri, psikonevrotik belirti gösteren 50 çocuk ve anneleri ile karşılaştırılmışlardır. Temel obje niteliğindeki annenin şahsiyet özelliklerinin bu iki farklı hastalık tablosunun oluşumundaki etkinlik derecelerini araştırırken zekâ faktörünü elimine etmek üzere anne ve çocuklara yaş ve kültür düzeylerine uygun zekâ testleri uygulanmıştır. Şahsiyet testleri olarak Rorschach projektif şahsiyet testi, Cornell-Index sual varakası ve Louisa Düss Psikanalitik hikâyeler testi kullanılmıştır. Çalışmada; psikosomatik çocukların annelerinin psikonevrotik çocukların annelerine kıyasla Rorschach testinde, duygusal yönden daha mesafeli ve duygularını ifadede yetersiz oldukları ve Kuvvetli Nevrotik Ruhsal Yapı tarzında daha ciddi psikiyatrik bozukluklar gösterdikleri saptanmıştır. Çalışmanın çocuklara yönelik kısmında ise Rorschach testi uygulanan psikosomatik ve psikonevrotik çocuklar arasında kişilik özelliklerinde istatistiksel olarak anlamlı birfarklılık bulunamamıştır. Bu durum çocuk yapısında ortaya çıkabilecek reaksiyoner patolojinin psişik yapısında elemanter olarak yer alabilmesi için daha uzun süre geçmesi ve kişilik yapısının daha gelişmiş olması gerekliliğini düşündürebilir. Louise Düss testi uygulanan çocuklarda; `anneye yönelik agressif hisler` ve `anneden beklenen ilgi-şefkati bula mama` şeklinde sadece anne ile ilişkilerindeki olumsuz etki leşimi yansıtan bulgulara psikosomatik çocuklarda, psikonevrotik çocuklara kıyasla daha fazla rastlanmış ve bu fark istatistiki değerlendirmede anlamlı bulunmuştur. Yaş düzeylerine göre çocuklara uygulanan bu iki ayrı testten elde edilen sonuçları ve annelerin Rorschach sonuçlarını, bu iki farklı hastalık tablolarının oluşumunda odak noktasını çocuklardan` çok annelerin teşkil ettiğini kanıtlar nitelikte bulgular olarak düşünebiliriz. Sonuç olarak, psikosomatik rahatsızlıkda semptomun; çocuğun özellikle anneden beklediği ilgi ve şefkati bulamamasının, anne-çocuk ilişkisinde yarattığı emosyonel boşluğu dol duran bir yol olduğu ve bir yandan verbalizasyonu bloke edilmiş affeksiyonun organ dili ile boşaltılmaya çalışılmasının diğer yandan da ruhsal bozukluklara sahip emosyonel ifade güçlüğü içinde olan anne ile özdeşleşme zorunluluğunun ortaya çıkardığı komplike bir tablo görüşünün güç kazandığını söyleyebiliriz.

67 - SUMMARY The aim of this study is to investigate whether there is a specific factor unique to the mother's formation in the development of two different clinical pictures such as psychosomatic and psychoneurotic pictures. For this purpose, attempts have been made to compare 50 children who presented psychosomatic symptoms and their mothers with 50 children who presented psychoneurotic signs and their mothers. While investigating to what extent the personality characteristics of a mother, which is essentially the basic object, can be effective in the development of these two different pictures of disease, intelligence tests, which are adequate to the age and culture of the subjects have been applied on mothers and their children, taking care to eliminate intelligence factor. Rorschach projective personality test, Cornell-Index questionnaire and Louisa Düss psychoanalytic stories test have been adopted as personality tests. In this study, it has been determined that the mothers of psychosomatic children were more distant emotionally and were insufficient to express their feelings in Rorschach test compared to the mothers of pscyhoneurot ic children and that- 68 - they manifested more serrious psychiatric disturbances in the type of Strong Neurotic Emotional Structure. As for the part of the study directed to children no statistically significant difference has been observed in the personality characteristics of psychosomatic and psycho neurotic children on whom Rorschach test has been applied. This may suggest that longer time should elapse and that personality structure should be more developed so that reactionary pathology which may arise in a child's formation may elementarily take place in the formation of psyche. In these children on whom Louisa Diiss test has been applied; such findings which only reflect the negative interaction in the relations with mother as `aggressive feelings directed to mother` and `not being satisfied with concern-grace expected from the mother` have been more frequently encountered in psychosomatic children, and this difference was found to be significant in the statistical assessment. We may consider the results obtained from these two tests which were applied on children according to their age levels and Rorschach results obtained from mothers to be findings which prove that mothers rather than children constitute the focus in the development of these two different pictures of disease. We may conclude that in psychosomatic disturbances, the symptom is a pathway which is substituted for the emotional dissatisfaction which the failure of the child to find the concern and grace he particularly expected from his mother created in the relations between mother and child, and that it is more strongly advocated that there appears to be a complicated picture which is created by the attempt to release- 69 - with the organ tongue the affection with blocked verbalization on the one hand and the necessity to be identical with the emotionally disturbed mother who has difficulty in expressing herself on the other hand.