Oral antimikotiklerin köpek dermatomikoz tedavisinde denenmesi ve bu antimikotiklerin kan serum parametreleri üzerine etkileri

Abstract

8 F. ÖZET Bu çalışma, dermatomikozisli köpeklerin tedavisinde oral antimikotik ilaçların (griseofiılvin, ketokonazoî ve flukonazol) kullanım ve klinik üstünlüğü ile kan serum parametreleri üzerine olan etkilerini incelemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmanın materyalini 28'i erkek, 17'si dişi olmak üzere toplam 45 adet dermatomikozisli köpek oluşturmuştur. Kültür muayene sonucu; % 42,5 Microsporum canis, % 22 M.nanum, % 15,5 Candida albicans olduğu saptanmış ve % 20'sinde ise üreme olmadığı gözlenmiştir. Tedavi için griseofiılvin 15-20 mg/kg, ketokonazoî ve flukonazol ise 10 'mg/kg dozunda oral olarak verilmiştir. Tüm ilaçların kullanımlarının birinci haftasında kusma, lezyon yerinde kızarıklık, kıl dökülmesi, fazla yeme ve su içme gibi geçici yan etkiler görülmüşse de, genel olarak deneklerin ilaçlan iyi tolere ettikleri ve ortalama 30 ile 45 gün içinde klinik iyileşmenin şekillendiği gözlenmiştir. Griseofulvin denenen grupta tedavi öncesi serum İnorganik P, BUN, Albumin, AP, SGOT, SGPT, 5-GT, CPK ortalama değerleri ile tedavinin 15.-20. günlerindeki serum ortalama değerleri arasında; tedavi öncesi serum Na, K, C02, T.Protein, Albumin AP, SGOT, SGPT, 8-GT, CPK, a2 globulin ve 8 globulin ortalama değerleri Hq tedavi sonrası serum ortalama değerleri arasında ve tedavi sırasındaki serum Na, K, C02, Ca, İnorganik P, Glukoz, BUN, Kreatinin,59 T.Protein, Albumin ortalama değerleri ile tedavi sonrası serum ortalama değerleri arasında p<0.05 düzeyinde istatistiki farklılıklar bulunmuştur. Ketokonazol denenen grupta tedavi öncesi serum SGOT ortalama değeri ile tedavinin 15.-20. günlerindeki serum ortalama değeri arasında; tedavi öncesi serum K, Albumin, SGOT ve 8 globulin ortalama değerleri ile tedavi sonrası serum ortalama değerleri arasında ve tedavi sırasındaki serum K ortalama değeri ile tedavi sonrası serum ortalama değeri arasında p<0.05 düzeyinde istatistiki farklılıklar bulunmuştur. Flukonazol denenen grupta ise tedavi öncesi serum Ca, AP, SGPT, 8-GT ortalama değerleri ile tedavinin 15.-20. günlerindeki serum ortalama değerleri arasında; tedavi öncesi serum Ca, SGPT, 8-GT, a.2 globulin ve 8 globulin ortalama değerleri ile tedavi sonrası serum ortalama değerleri arasında ve tedavi sırasındaki serum AP, SGPT ortalama değerleri ile tedavi sonrası serum ortalama değerleri arasında p<0.05 düzeyinde istatistiki farklılıklar bulunmuştur. Griseofulvinin her ne kadar tedavi edici özelliği varsa da, kan serum parametreleri üzerinde yapmış olduğu değişikliklerden anlaşılacağı gibi hepatotoksik etkisinin yüksek olduğu dikkate alınarak tedavide kullanılmamasının uygun olacağı, Flukonazol'ün tedavi edici üstün özellikleri ve yan etkilerinin az olması nedeniyle gri softu vine göre tercih edilmesi gerektiği, ketokonazolün ise yan etkilerinin daha az olması ve fiyatının flukanazole nazaran daha hesaplı olması nedeniyle köpeklerin dermatomikozis tedavisinde daha kullanışlı olduğu söylenebilir. Ketokonazol ve flukonazol gibi yeni oral antimikotik ilaçların tedavi süresini kısaltmaları, kullanım kolaylığı ve kullananın psikolojik olarak kendini emin hissetmesi nedeniyle veteriner sahada kolayca kullanım ortamı bulacağı kanısındayız.

60 G. SUMMARY This study is conducted to investigate the effects of the oral anti-mycotic medicines (griseofulvin, ketoconazole and fluconazole), that are used for the dogs with dermatomycosis in treatment, their clinical superiority and their effects on the blood parameters. The sample group of this study consist of 28 male and 17 female dogs, in total 45 dogs with dermatomycosis. As a result of culture inspection, 42.5 % of Microsporum cams, 22 % of Mnanum, 15.5 % of Candida albicans was observed to be existing and in 20 % of the dogs, it was observed that no reproduction was taking place. For treatment, 15-20 mg/kg dose of griseofulvin, 10 mg/kg dose of ketoconazole and fluconazole have been given orally. Although during the first week that the medicines were being used, vomiting, hair loss, redness at the lesion area, over eating and over drinking of water have been observed as temporary side effects, it was observed that the subjects generally tolerated these medicines well and the clinical improvement began to take shape in a mean rage of30to45days. In the group in which griseofulvin was tested, statistical differences have been detected between the average values of serum inorganic P, BUN, Albumin, AP, SGOT, SGPT, 8-GT, CPK before the treatment and during the 15th -20th days of the treatment, between the average values of serum Na, K, C02,61 T.Protein, Albumin AP, SGOT, SGPT, 8-GT, CPK, a2 globulin ve 8 globulin before the treatment and after the treatment, and between the average values of serum Na, K, C02, Ca, inorganic P, Glucose, BUN, Creatinin, T.Protein, Albumin during the treatment and after the treatment at a level of p<0.05. In the group in which ketoconazole was tested, statistical differences have been detected between the average value of serum SGOT before the treatment and the value during the 1 5th- 20th days of the treatment; between the average values of serum K, Albumin, SGOT ve 8 globulin values before and after the treatment, and between the average value of serum K during the tretment and the value after the treatment at a level of p<0.05. Whereas in the group which was tested by fluconazole, statistical differences have been detectedbetween the average values of serum Ca, AP, SGPT, 8-GT before the treatment and the values during the 15th-20th days of the treatment; between the average values of serum Ca, SGPT, 8-GT, a2 globulin ve 8 globulin before the treatment and the values after the treatment, and between the average values of serum AP, SGPT during the treatment and the values after the treatment, at a level of p<0.05. Although griseofulvin has a restorative effect, as it could be reasoned out from the changes it had motivated on the blood serum parameters, its high hepatotoxic effect has to be taken into consideration before accepted for treatment. It can be confirmed that fluconazole has to be preferred over griseofulvin since it has superior restorative effects and since it has few side effects, and for ketoconazole, it can be stated that it would be more beneficial to be used in the treatment of the dogs with dermatomycosis since it has few side effects and since its price is more appropriate relevant to fluconazole.62 Since the new oral anti-mycotic medicines such as Ketoconazole and fluconazole condense the stage of treatment, and because of their facilities in practice and because people who use them feel confident, we suppose that these medicines will readily find their places in the platform of the veteran.