Show simple item record

dc.contributor.advisorBedir, Mürteza
dc.contributor.authorMidilli, Muharrem
dc.date.accessioned2020-12-08T07:05:48Z
dc.date.available2020-12-08T07:05:48Z
dc.date.submitted2017
dc.date.issued2018-09-26
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/164748
dc.description.abstractİslam hukukunda Şari tarafından belirlenmiş cezalar tamamen veya kısmen bütün insanların yararı için uygulanmaktadır. Kamu otoritesi toplum yararını amaçlayan tazir/siyaset yaptırımları vazedebilmektedir. Pek çok Hanefi hukukçu kamu otoritesinin doğrudan kendi takdiri ile vazettiği cezaları siyaset olarak isimlendirmekte ve hukukun standart hükümlerinin dışında tutmaktadır. Onlar siyasi otoriteyi bütün insanların menfaatlerini gözetme konusunda Şariin vekili kabul etmektedirler. Osmanlı sultanlarının zıllullah sıfatı ile üstlendikleri nizam-ı alemi temin etme misyonu bu anlayışla yakından ilgilidir. Klasik Osmanlı ceza kanunu bu misyonun kurumsal bir tezahürü gibi görünmektedir.Klasik Osmanlı döneminde ceza kanunlarının çıkarılmasının iki temel nedeni bulunmaktadır. Bunlardan birincisi para cezalarına standart bir uygulama kazandırmaktır. Osmanlı hukuk sisteminde para cezası vergi manası bulunan örfi bir yaptırımdır. Şeri hukukun ilgili hükümlerinin dışında sultanların salt kendi takdiri ile vazedilmektedir. Bu nedenle Hanefi ceza geleneğindeki siyaset anlayışının bir yansıması olarak görülmelidir. Osmanlı kanun yapıcıları para cezasının şeriat veya kanun gereği ölüm ya da uzuv kesme gibi ağır bir ceza uygulanmadığında tatbik edilmesini istemektedirler. Ceza kanunlarının diğer sevk nedeni had ve kısas dışı ağır müeyyideleri standart hale getirmektir. Kamu otoritesinin doğrudan kendi takdiri ile vazettiği bu müeyyideler mahiyetleri ve/veya uygulandıkları suçlar bakımından standart hukuki çözümlemelere aykırı gibi görünmektedir. Bu nedenle onlar da Hanefi ceza geleneğindeki siyaset anlayışı bağlamında değerlendirilmelidir. Nitekim Osmanlı kanun yapıcıları bu anlayışı takip ettiklerini göstermek için kanunnamelerde sıklıkla siyaset terimini zikretmekte ve bazen Hanefi siyaset adaletinin en yaygın şekli olan tekerrür/itiyat formülünü kullanmaktadırlar.
dc.description.abstractPenalties determined by the Lawgiver (Shari) in Islamic law are applied in whole or in part to the benefit of all people. The public authority (imam) is able to impose discretionary chastisements (tazir) and administrative punishments (siyasa) for the benefit of the society. Many Hanafi jurists call penalties imposed by the public authority at his sole discretion as siyasa and keep them out of the standard provisions of the sharia law. They accept the public authority as shari's proxy to protect the benefit of all people. The mission of maintaining law and order (nizam-ı alem), which the Ottoman sultans undertake with the title of zıllullah, is closely related to this understanding. The classical Ottoman criminal qanun appears to be an institutional manifestation of this conception.There are two basic reasons for enacting criminal laws in the Ottoman classical period. The first one is to give a standard practice to fines. In the Ottoman legal system, the fine is a customary sanction with a sense of tax. It is legislated by the sultans at their sole discretion apart from the relevant provisions of the sharia law. Therefore, it should be seen as a reflection of the the siyasa concept in the Hanafi tradition of punishment. The Ottoman lawmakers demand that the fines would be inflicted when a severe punishment such as death or amputation is not implemented by the sharia or qanun. The other reason for enacting classical criminal laws is to standardize severe penalties expressed by salb u siyasa term. These penalties enacted by public authority at his sole discretion seem to be contrary to standard legal solutions in terms of their natures and/or the crimes they are subjected to. For these reasons, they should be considered within the scope of the Hanafi siyasa concept as well. Thus, Ottoman lawgivers frequently mention the term siyasa in the classical qanun books and they sometimes use the habitual crime formula that is the most common form of the Hanafi siyasa justice to demonstrate that they follow this concept.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectDintr_TR
dc.subjectReligionen_US
dc.subjectHukuktr_TR
dc.subjectLawen_US
dc.titleOsmanlı bağlamında şeriat-kanun ayrımının Hanefi Kamu Hukuk fikri açısından değerlendirilmesi: Ceza Hukuku örneği
dc.title.alternativeEvaluation of the sharia-kanun distinction in Ottoman context in terms of the idea of Hanafi Public Law: Criminal Law sample
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-09-26
dc.contributor.departmentTemel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
dc.subject.ytmIslamic Law
dc.subject.ytmOttoman Law
dc.subject.ytmSharia
dc.subject.ytmLaws
dc.subject.ytmPublic Law
dc.subject.ytmCriminal Law
dc.subject.ytmPunishment
dc.subject.ytmHanifies
dc.identifier.yokid10165580
dc.publisher.instituteSosyal Bilimler Enstitüsü
dc.publisher.universityİSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid482184
dc.description.pages443
dc.publisher.disciplineİslam Hukuku Bilim Dalı


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess