Show simple item record

dc.contributor.advisorOğuz, Ayşe
dc.contributor.authorÖztay, Füsun
dc.date.accessioned2020-12-07T15:55:54Z
dc.date.available2020-12-07T15:55:54Z
dc.date.submitted1996
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/160186
dc.description.abstractV. ÖZET DE?İŞİK ORTAM ŞARTLARININ KURBA?A AKCİ?ER DOKUSUNA ETKİLERİ Bu çalışmada, her iki eşeyden toplam 29 adet ergin Rana ridibunda (Anura - Amphibia ) kullanıldı. Kurbağalar ; I- Doğadan toplandıktan hemen sonra kesilenler, o II- Vücutlarının tamamı +4 C ' deki su içinde tutulanlar, III- Kuru ortamda tutulanlar, olarak gruplandırıldılar. Bireylerin Bouin ' de fikse edilen akciğerlerinden 5 um. kalın lığında seri parafin kesitler alınıp, Hematoksilin - Eosin, Aldehit Fuksin - Light Green, Periodik asit - Schiff boyalan ile boyandıktan sonra ışık mikroskobunda incelendiler. Kurbağaların akciğerleri kese şeklindedir. Akciğer duvarının iç yüzü, boylan ve kalınlıklan birbirinden farklı olan, birincil kıvrım, ikincil kıvrım, üçüncül kıvrım olarak adlandırılan 3 kıvrıma sahiptir. Akciğer, bu kıvrımlarla, büyüklükleri akciğerin periferinden merkezine doğru artan, irili ufaklı hava odacıklanna ayrılmıştır. Akciğer iç yüzünü döşeyen solunum epitelinde, solunum hücreleri, goblet hücreleri, silli hücreler, bazal hücreler ve nöroendokrin hücreler olmak üzere 5 farklı tip hücre bulunur. Solunum epiteli, bu farklı hücrelerin dağılımları bakımından yerel farklılıklar gösterir. Epitel, birincil kıvrımların baş bölgesinde, silli hücrelerin, goblet hücrelerinin, bazal hücrelerin ve nöroendokrin hücrelerin yer aldığı psödostratifiye epitel, akciğerin geri kalan kısımlarında ise solunum hücrelerinin, goblet hücrelerinin ve nöroendokrin hüc relerinin yer aldığı, tek tabakalı epitel halindedir. Silli hücreler, akciğerin merkezi lümenine yakın olan bölgelerinde sayıca fazladırlar. Bununla beraber, silli hücreler ve solunum hücreleri arasında tek ya da gruplar halinde bulunabilen goblet hücreleri de merkezi lümen etrafında ve genelde akciğerin üst yansında sayıca fazladırlar. Yine tek ya da grup halinde bulunabilen ve konumlarına göre lümen ile ilişkili olan ya da ol- 35mayan nöroendokrin hücrelerden tek olarak bulunanları, grup oluşturarak bulunanlardan sayıca daha fazladırlar. Bütün bu yapısal özellikler bakımından tüm deney gruplarındaki hayvanlarda fark gözlenmezken, ikinci ve üçüncü grubun deney hayvanlarının akciğerlerindeki hücreler ve diğer unsurlarda görülen sitolojik ve histolojik değişiklikler, hayvanların bulunduktan ortamlardan etkilendiklerini ortaya koymuştur. Amfibiler, solunum sistemleri hakkındaki literatür bilgilerine göre ; gelişimlerinin değişik evrelerinde ve yılın değişik zamanlarında, solungaç, deri, bukofaringiyal ve akciğer solunumunu farklı derecelerde kullanırlar. İkinci grup deney hayvanları akciğerleri ile solunum yapmadıklarından ve akciğerlerini meydana getiren yapılarda görülen değişikliklerden kış uykusuna yatmışlardır. Üçüncü grup deney hayvanları ise, kurak ortam karşısında akciğerlerini solunum işlevi için kullanmışlardır. Ancak, bu hayvanlarda ölümün artması, hayvanların solunumu için akciğerlerin tek başlarına yeterli olmadıklarını, bukofaringiyal alanın ve özellikle derinin de görev yapmasının gerekliliğini ve kuraklığın ölüm nedeni olabileceği sonucunu ortaya çıkarmıştır. SUMMARY THE EFFECTS OF DIFFERENT ENVIRONMENTAL CONDITIONS ON THE LUNG TISSUE OF FROG In this study a total of 29 adult liana ridibunda ( Anura-Amphibia ) from both sexes have been used. The frogs have been classified into three groups : I- Those that have been dissected immediately after having been picked up from natural habitat ; II- Those that have been totally submerged in water of H 4 C ; III- Those that have been kept in dry environmental condition. A serial paraffin sections of 5 (.im. thickness 36
dc.description.abstractmayan nöroendokrin hücrelerden tek olarak bulunanları, grup oluşturarak bulunanlardan sayıca daha fazladırlar. Bütün bu yapısal özellikler bakımından tüm deney gruplarındaki hayvanlarda fark gözlenmezken, ikinci ve üçüncü grubun deney hayvanlarının akciğerlerindeki hücreler ve diğer unsurlarda görülen sitolojik ve histolojik değişiklikler, hayvanların bulunduktan ortamlardan etkilendiklerini ortaya koymuştur. Amfibiler, solunum sistemleri hakkındaki literatür bilgilerine göre ; gelişimlerinin değişik evrelerinde ve yılın değişik zamanlarında, solungaç, deri, bukofaringiyal ve akciğer solunumunu farklı derecelerde kullanırlar. İkinci grup deney hayvanları akciğerleri ile solunum yapmadıklarından ve akciğerlerini meydana getiren yapılarda görülen değişikliklerden kış uykusuna yatmışlardır. Üçüncü grup deney hayvanları ise, kurak ortam karşısında akciğerlerini solunum işlevi için kullanmışlardır. Ancak, bu hayvanlarda ölümün artması, hayvanların solunumu için akciğerlerin tek başlarına yeterli olmadıklarını, bukofaringiyal alanın ve özellikle derinin de görev yapmasının gerekliliğini ve kuraklığın ölüm nedeni olabileceği sonucunu ortaya çıkarmıştır. SUMMARY THE EFFECTS OF DIFFERENT ENVIRONMENTAL CONDITIONS ON THE LUNG TISSUE OF FROG In this study a total of 29 adult liana ridibunda ( Anura-Amphibia ) from both sexes have been used. The frogs have been classified into three groups : I- Those that have been dissected immediately after having been picked up from natural habitat ; II- Those that have been totally submerged in water of H 4 C ; III- Those that have been kept in dry environmental condition. A serial paraffin sections of 5 (.im. thickness 36taken from the lungs fixed in Bouin have been examined under light microscope after having been dyed by Haematoxylin - Eosin, Aldehyde Fucsin - Light Green, and Periodic Acid Schiff dyes. The lungs of frogs are in the shape of a sac. The inside surface of the walls of the lungs have three folds called the first order septa, the second order septa and the third order septa, each differing in length and thickness from the other. The lung is divided by these septa into large and small air chambers that grow from the peripherium of the lung towards its center. In the respiratory epithelium that lines the inner surface of the lungs there are S different cells, namely ; respiratory cells, goblet cells, ciliated cells, basal cells and neuroendocrine cells. The respiratory epithelium exhibits positional variations in terms of the distribution of these various cells. The epithelium is observed to be a pseudostratified epithelium at the dilated apical end of the first order septa where ciliated cells, goblet cells, basal cells and neuroendocrine cells are situated ; on the other hand, the epithelium is seen as a single layer in the remaining parts of the lung where respiratory cells, goblet cells and neuroendocrine cells are found. Ciliated cells are larger in number towards the central lumen of the lung. However, goblet cells that are present singly or in groups among the respiratory cells and ciliated cells are also large in number around the central lumen and generally in the upper half of the lung. Neuroendocrine cells which can exist singly or in groups and which can or cannot relate to the lumen in terms of their locality, are greater in number when they are present singly rather than when they are in groups. While no diversity has been observed among the experiment animals in conjunction with all these structural characteristics, cytological and histological changes apparent in the cells of the lungs and other elements of the second and third group experiment animals indicate that they are influenced by their habitat According to literature on their respiratory systems, the amphibians make use at varying rates of 37skin, boccapharyngeal and lung respiration at different times of the year and at different phases of their development. Second group experiment animals, due to not to respire by their lungs and the changes observed in the structures their lungs, have hibernated. Third group experiment animals, on the other hand, have used their lungs for respiration in a dry environment. However, the fact that death rate has increased in this group indicates that only lung respiration is not sufficient, that buccapharyngeal area and especially the skin must also function in respiration and that aridity may be a cause of death. 38en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectBiyolojitr_TR
dc.subjectBiologyen_US
dc.titleDeğişik ortam şartlarının kurbağa akciğer dokusuna etkileri
dc.typemasterThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentDiğer
dc.subject.ytmLung
dc.subject.ytmFrogs
dc.identifier.yokid56081
dc.publisher.instituteFen Bilimleri Enstitüsü
dc.publisher.universityİSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid56081
dc.description.pages36
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/embargoedAccess