Show simple item record

dc.contributor.advisorÇınar, Ahmet
dc.contributor.authorÇimen, İsmail
dc.date.accessioned2020-12-07T15:41:10Z
dc.date.available2020-12-07T15:41:10Z
dc.date.submitted1994
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/159454
dc.description.abstract118 ÖZET İçel ilinde limon yetiştiriciliğinin en önemli sorunlarından birisi Uçkurutan hastalığının (Phoma tracheiphila (Petri) Kane et Ghik) yaptığı zarardır. Dayanıklı çeşitlerin meyve kalitelerinin aranan özellikte olmaması; yetiştiricileri, şu ana kadar hastalığa karşı etkin bir kimyasal mücadele yöntemi bulunamayan duyarlı limon çeşitlerine yöneltmiştir. Hastalık etmeninin biyolojisine bağımlı olarak yıl içerisinde yapılacak kültürel işlemlerin değiştirilerek yerine getirilmesi tek alternatif gibi görünmektedir. Bu durumun üreticiler tarafından yeterince benimsenmemesinden dolayı yeni araştırmaların yapılmasına gerek duyulmaktadır. Bu çalışmada, limon ağacına gelişme engelleyicilerinin uygulanmasıyla morfolojik değişikliğin meydana getirilmesiyle, hastalığa karşı mekanik engel oluşumu sağlayacak en uygun verilme şekli ve dozlarının tesbiti yanında; doğru bir mücadele yönteminin belirlenmesi için, hastalık epidemiyolojisinde inokulum kaynağı ve infeksiyon zamanının belirlenmesine yer verilmiştir. Çalışma 1990-1994 yıllan arasında Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü arazisi seraları ve laboratuvarlarında yürütülmüştür. Bitkisel mateyal olarak turunç üzerine aşılı Kütdiken limonu ele alınmış, kimyasal materyal olarak ise ksilem iletim demetiyle taşınan sistemik etkili paclobutrazol (PP333, Guitar, C-j s^C^oyun litresinde 250g aktif madde taşıyan konsantre süspansiyon ile içerisinde %3,5 Naftalen Asetik Asit Sodyum tozu ihtiva eden lokal engelleyici toz Fruitone-N'e yer verilmiştir. Bitki patalogları tarafından Uçkurutan hastalığının önlenmesi için, etmenin (P.tracheiphila)inaktif olduğu dönemde119 yapılması önerilen budama işleminin yapıldıktan sonra ağaçlara paclobutrazol uygulaması yapılmıştır. Arazide birbirini takip eden yıllarda iki denemenin yürütüldüğü çalışmada sözü edilen kimyasalın morfolojik ve fizyolojik gelişmelere etkisi araştırılırken, hastalık oluşması ve gelişmesi izlenmiştir. İlk denemede kontrolle birlikte altı olan paclobutrazol uygulaması sonrakinde ikiye indirilmiştir. İlk denemede budamadan sonra oluşan ilk sürgünlerde, en az sürgün ve boğum arası uzunluğu yapraktan bir hafta aralıklarla iki seferde 2x600 ppm doz verilen uygulama şeklinde elde edilmiştir. Bu etki, ikinci sürgün döneminde kaybolurken, yapraktan 200ppm'lik ilavenin yapıldığı uygulama şeklinde devam etmiştir. Sonraki yılda her sürgün döneminde bu şekilde paclobutrazol ilavesinin (5x200ppm) yapıldığı uygulamada en az sürgün gelişmesi tesbit edilmiştir. İkinci denemede paclobutrazolun topraktan verilme şeklinin değiştirilmesiyle (ilk denemede toprağa püskürtme yerine P,K ve çiftlik gübresiyle 20cm derine verilmiş) yapılan toprak+yaprak kombinasyonuyla sürgün gelişmesi, kontrol ve önceki denemedeki aynı kombinasyona göre frenlenmiştir. Her iki denemede paclobutrazol uygulamalarıyla sürgün gelişmesinin frenlenmesi ve yatay dallanmanın teşvik edilmesiyle ağaçlarda bodurluk sağlanmıştır. İkinci denemede bu etki tam olarak görülürken, birinci denemede en az volüm toprak ve yapraktan sürekli ilavenin yapıldığı uygulama şeklinde ortaya çıkmştır. Her iki denemede paclobutrazol uygulamasıyla sürgün ve boğum arası uzunluğunun kısalmasına bağımlı olarak, bu sürgünlerde meydana gelen yaprakların boyları kısalırken kalınlıkları artmıştır. Sonuç olarak yaprak kalınlığı/ yaprak boyu120 oranı artmıştır. Bu etkinin tam olarak görüldüğü ilk sürgünlerde (ilk deneme) yapılan yaprak analizlerinde Zn, Mn ve Fe düzeylerinde artış tesbit edilmiştir. Paclobutrazol'un gövde kalınlaşmasına etkisi araştırılmış ve yapılan ölçümlerde deneme sonundaki gövde çapının deneme başlangıcındaki çap oranında azalma tesbit edilmiştir. Bu etki en fazla kimyasalın topraktan verilmesi ve alınabildiği ölçüde artmıştır. Paclobutrazolun verime etkisi araştırılmış ele alınan değerlendirme kriterlerinde; ağaç başına (Kg/ağaç) ve gövde kesitine verimde (g/cm2) belirgin bir artış sağlanamamıştır. Ancak son yılda (1993) hacim başına (Kg/m3) verim ele alındığında, ilk denemede paclobutrazolun yapraktan ilavesinin devam ettiği uygulama şeklinde %22, ikinci denemede ise toprak+ yaprak kombinasyonunda %25 verim artışı tesbit edilmiştir. Gövde ve gövde ile yan dalların birleştiği bölgeden çıkan istenmeyen sürgünlerin (obur dal) oluşumu ve gelişmesine birinci denemede paclobutrazolun etkisi görülmemiştir. İkinci denemede ise adı geçen kimyasalın yanında lokal engelleyici NAA Na tuzuna da yer verilmiştir. Lokal engelleyicinin %0.75 dozunun uygulanmasından sonra geçen yaklaşık 1 8 ay süre içerisinde bu obur dalların üç kez kesilip değerlendirildiklerinde, her iki engelleyicinin kombinasyonuyla istenmeyen sürgünlerin oluşumu ve gelişimi %25 oranında engellenmiştir. Paclobutrazolun uçkurutan hastalığına etkisini tesbit için sera, arazi ve labaratuvar çalışmalarına yer verilmiştir. Serada önce metal kaplardaki Kütdiken limonlarına paclobutrazolun toprak ve yaprak uygulamaları yapılmış daha sonra P.tracheiphila'nın gövde ve yapraktan yapay inokulasyonlarına yer121 verilmiştir. Değerlendirmeler sonunda sözü edilen kimyasalın toprak uygulamasıyla yapraktan inokulasyon yapıldığında %71,6 oranında hastalık şiddeti engellenmiştir. Serada yapılan ikinci bir denemede bu oran %43olarak tesbit edilmiştir. Önce serada P.tracheiphila'dan temiz bir yaşlı Kütdiken limonları aynı etmenle yoğun olarak bulaşık aynı çeşit ağaçlar altında altı ay doğal infeksiyona terk edilmişler, daha sonra hastalığın en iyi gelişebileceği kontrollü serada (18-24^ ve %80-90 nisbi nem) simptom gözlenmiştir. Yapay inokulasyondaki değerlendirmeye (0-4 skalası) göre hastalık şiddetinde %52.6, hastalığa yakalanma oranında ise %34.8 azalma sağlanmıştır. Arazide paclobutrazol'un Kütdiken limonunda morfolojik ve fizyoloji gelişmesine etkisini tesbit amacıyla kurulan denemelerde aynı zamanda uçkurutan hastalığı oluşumu ve şiddetide gözlenmiştir. Birinci denemede dört yıl sonraki gözlemlerde, yapraktan sürekli paclobutrazol verilme şekliyle hastalık şiddetinde %46.8, hastalık yüzdesinde ise %38.0 oranında engelleme sağlanmıştır. İkinci denemede sadece aynı kimyasalın toprak+ yaprak kombinasyonu şeklinde yapılan uygulamasıyla üç yıl sonra sağladığı engelleme oranları sırasıyla %39.2 ve %21.8 olmuştur. Paclobutrazolun P.tracheiphila'nın yapay ve doğal infeksiy onlar mı azaltmadaki etki mekanizmasındaki ilk akla gelen durum, Kütdiken limonunda oluşturduğu mekanik engel olduğu düşünülmüştür. Bunun için Hastalığa duyarlı aynı limon çeşidinin kontrol ve paclobutrazolun yapraktan sürekli uygulanmış şekli, daha önce tolerant (Molla Memed, Finike Yuvarlak ve Antalya Yuvarlak) ve yarı tolerant (Kıbrıs ve Interdonato) olarak bulunan limon çeşitleriyle karşılaştırılmalardır. Karşılaştırma kriteri olarak bir yıllık toplam sürgün uzunluğu ile ortalama boğum arası uzunluğu122 olmuştur. Değerlendirmeler sonunda ele alınan kriterlerin artışıyla hastalığa duyarlılık sıralamasında doğrusal yönde bir ilişki tesbit edilmiştir. Sözü edilen paclobutrazolun uuygulamasındaki ölçüm değerleri tolerant çeşitlerde elde edilen ölçümlere yakın çıkmıştır. Paclobutrazolun Kütdiken limonunda oluşturduğu Mekanik engelin P.tracheiphila tarafından asılsa bile, arkasından aynı kimyasalın bitki dokusundaki residüsünün etmene fngustatik etki yaparak miseliyal gelişmesini yavaşlattığı kanısına varılmıştır. Bunun için Paclobutrazolun PDA ortamındaki değişik dozlarında P.tracheiphila'nm miselyal gelişmesi izlenmiştir. Çalışma sonunda 6ppm ve daha yukarı dozların ED50'nin üzerinde olduğu bulunmuştur. P.tracheiphila'nm miselyal diskleri PDA ortamına tekrar inokule edildiklerinde paclobutrazolun fungustatik etkisinin olduğu ortaya çıkarılmıştır. P.tracheiphila'nm doğal infeksiyon süresinin saptanması için her ay 30 adet tüpte bir yaşlı kütdiken limon fidanları aynı etmenle yoğun olarak bulaşık aynı çeşit ağaçlar altında tutulmuşlardır. Daha sonra fidanlar kontrollü seraya (18-24°C ve %80-90 nisbi nem) taşınarak simptom oluşumu gözlenmiştir. 33 ay süren çalışmada, uçkurutan hastalığı Ekim- Mayıs ayları arasında görülmüştür. En fazla hastalık yüzdesi Aralık- Mart arasındaki dönemde ortaya çıkmıştır. P.tracheiphila'nm doğal infeksiyonlarının tesbiti yapılan fidanlardan alınan kalemlerde aynı zamanda in vitro'da fialospor oluşumu gözlenmiştir. İn vitro'da yapılan çalışmada doğal infeksiyonun görüldüğü aylarda aynı zamanda fialosporun oluşumu da tesbit edilmiştir. Ekim-Mart döneminde fialospor oluşum yüzdesi doğal infeksiyon oluşumuna yakın olurken, Nisan ve Mayıs aylarında daha yüksek çıkmıştır.123 Araziden alınan piknit örneklerinde invitro koşullarda pikniospor çimlenmesi gözlenmiştir. Bir yıl süren çalışmada Temmuz ve Ağustos aylarında çimlenme görülmemiştir. Eylül-Haziran periyodunda Ekim ve Nisan ayları hariç diğer aylarda çimlenme görülmüştür. En yüksek çimlenme oranı Ocak, Şubat, Mart ve Mayıs aylarında tesbit edilmiştir. Çalışmalar sonucunda hastalığın biyolojisine bağımlı olarak budamanın Ağustos-Eylül aylarında yapılmasına karar verilmiştir. Budamadan sonra hem hastalıktan kaynaklanan zararın azaltılması hem de verim artışının sağlayabilecek en uygun paclobutrazol uygulama şeklinin `toprak+ yaprak` kombinasyonu olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca istenmeyen sürgünlerin lokal engelleyicilerle önlenebileceği tesbit edilmiştir. Her iki kimyasalın verilme zamanlarıyla dozlarının geliştirilmesine yer verilecek çalışmaların gerekliliği ortaya çıkmıştır.
dc.description.abstract124 SUMMARY One of the most important problems of lemon growing in İçel province is the demage mal secco (Phoma tracheiphila (Petri) Kane et Ghik). The fruit quality of tolerant varieties is low therefore, growers have been tended to grow sensitive variety of lemon and so far, effective method of chemical protection have not been found against the disease. It appears that the only alternative is to change cultural practices in a year that depends on biology of the disease agent. New investigations are reguired on this subject for the situation above mentioned haven't been considered well by growers. In this study, the most suitable application form and dose of growth inhibitors were aimed to detect whether they would be used to be mechanical preventation against the disease through the morphological change of lemon tree; also, for developing a suitable preventation method to the disease the inoculum source and infection time were defined. This study was carried out on the field, in the green house and at the laboratory of Alata Horticulture Research Institute in İçel. Kütdiken lemons on sour orange was used as plant materials, chemical materials used in the study were paclobutrazol and Fruitone-N that paclobutrazol (PP333, Cultar, C15H20CLN3O) is transport by with effective sistematicaly and has 250g active matter consantre suspance in a liter, other chemical like powder consisted of a rate of 3,5% Naftalen Acetic Acid Na Salt which is called as a local inhibitor. Paclobutrazol was applied after pruning a period when P. tracheiphila was inactive, that time is suggested by plant pathologists to have good protection agginst Mai secco. The125 infection of disease and its incidence were then followed by this chemical application as to the determine the effect of morfological and Physiological developments for two experiments at the field consecutive years. The applications of paclobutrazol at the last experiment was reduced to two which was six at the first one. The last shoot lenght and internode lenght were found with foliar application which 2x600ppm dose had been given twice at a week interval the first flush while this effect wasn't ceased at the second flush, it was followed by another application by which supplemental dose of 200ppm applied through leaves. The least shoot growth was detected by this application that plus of paclobutrazol (5x200ppm) dose either of flush period in a last year. The shoot growth was inhibeted with joined application form changed (it was given the depth of 20cm with P, K and farm manure instead of spreading them to the soil as in the first experiment) according to control and same application of the first experiment. The trees were dwarfed after shoot growth had been inhibeted and stimulated to lateral branching by application of paclobutrazol with both experiments. The smallest canopy volume was found with constantly application of plus foliar and soil the first experiment while this effect was fully seen in the second experiment. In both experiments through application of paclobutrazol depended on reducing shoot and internode lenght that while consist of lenght of leaves on this shoot were decreasing, their thickness increased. The increasing levels of Zn, Mn and Fe were detected at the first flush (first experiment) that this effect had been perfectly seen.126 To effect trunk growth of paclobutrazol was probed and at mode of measuring reducing of ration trunk cross section at the end of experiment was detected according to begining of experiment. The most of this influence increased trough giving of chemical to soil and measure of transportation of its. The effect of paclobutrazol on the yield was investigeted that taken up estimating of criterion; yield per tree (Kg/tree) and yield per cross sectional area of trunk (g/cm2) were not increased significantly. But taken up yield per canopy volum (Kg/m3) was increased by 22% by foliar application with plus at the first experiment, however this increase was detected to by 25% by joined application of soil and foliage at the second experiment. At the first experiment the effect of paclobutrazol on occurence of undesired sprouts and on their growth disappeared. However, local inhibitor that NAANa salt with above mentioned chemical took place at the second experiment. After a dose of 0,75% of local inhibitor was applied when these undesired sprouts were cut there in about 18-moths- period 25% of occurent and growth of sprouts were inhibeted by both inhibitors. The effect of paclobutrazol on mal secco was investigated through the greenhouse, field and laboratory studies. Soil and foliar application of paclobutrazol to Kütdiken lemon in container was made at the greenhouse and then artifically inoculation of P.tracheiphila was taken place trunk and foliage. After estimating through soil application of above mentioned chemical disease incidence was inhibited by 71,6% when inoculation of foliar was made. This ration was detected by 43% at the second experiment in the greenhouse. One year-old Kütdiken lemon seedlings were treated with127 soil application of paclobutrazol that had been grown free of P.tracheiphila and then replaced under the heavily same infected agent with same variety of trees for six months exposed to natural infection and then symptom was observed controlled greenhouse (18-24°C and 80%-90% relative humidity) where disease can be grow. According the estimating of artifically inoculation (0-4 scale) disease incidence were reduced by 52,5% however proportion of infected seedlings were reduced by 34,8%. The formulation of mal secco disease and its incidence were observed in the field that effect of paclobutrazol on morphological and physiological growth of Kütdiken lemon was aimed. After four- year observation at the first experiment application of paclobutrazol with constantly having suplement foliar the disease incidence and infected trees were inhibited by 46,8% and 38,0% respectively. Only takenplace application of combined soil and foliar of same chemical at the second experiment inhibition proportion were by 39,2% and 21,8%, respectively. The first reminded situation as to reducing of artifically and natural infection of P.tracheiphila by paclobutrazol that there was a mechanical obstacle on the Kütdiken lemon. Therefore, the sensitive lemon variety and constantly having suplement foliar of paclobutrazol of its were compared with tolerant (Molla Memed, Finike Yuvarlak and Antalya Yuvarlak) and semi tolerant lemon varieties (Kıbrıs and Interdonato) that they had been carried out ago. Sum of shoot lenght and averge internode lenght in a year to criterion comparison were taken place. After estimating a linear relation was detected taken on increasing of criterion and range of sensitivity to disease. The volues of measuring of above mentioned128 application of paclobutrazol were found nearby volues measuring of tolerant varieties. Though formed mechanical handicap of paclobutrozol on the Kütdiken lemon was exceeded by P.tracheiphila reducing mycelial grouwth of agent was supposed to effect of fungistatic by remainder of paclobutrazol in plant tissues. This consideration was also confirmed by in vitro study. Therefore myselial growth of P.tracheiphila was followed on the different doses of poclobutrazol with medium. The result of trial, 6ppm and more doses of paclobutrazol was found more than ED50. The fungistatic effect of paclobutrazol was carried out when mycelial discs of P.tracheiphila were inoculated to PDA medium. 30-one-year-old Kütdiken lemons in container were exposed to establish for period of natural infection of P.tracheiphila under severely infected same agent with same trees for every month. And then seedlings were transferred to controlled greenhouse (18-24°C and 80%-90% relative humidity) an formation of symptom was observed. The followed study for 33 months, mal seeco disease appeared for a period of October- may. The most proportion of infected seedlings were found for a period of December- March. Same time formation of phialospore was observed on given bud from seedlings in vitro that detected natural infection of P.tracheiphila. A made of trial in vitro, formation of phialospore was established same time wich natural infection appeared months. While proportionof formation of phialospore in October- March period was found more natural infection in April and May. Germination of pycnidiospore in vitro was observed on the given representative of pycnidia from field. There was no129 germinatidn in July and August. However germination appeared in September, une period except October and April. The highhest germination was detected in January, February, March and May. Results from studies indicated that pruning should be done in August and September that depended on biology of disease. After prunning, the most appropriate treatment of paclobutrazol was established with combining soil and foliar applications for reducing detrimantel effct of the disease. Morever, it was determined that the growth of undesired sprouts could be inhibited by the local use of growth reterdant. It was bougth to light that the timing and the dosage of the two chemicals should be detailed in further studies.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectZiraattr_TR
dc.subjectAgricultureen_US
dc.titleİçel ilinde uçkurutan hastalık epidemiyolojisinde inokulum kaynağı, infeksiyon zamanı ve gelişme engelleyicilerin önemi üzerinde araştırmalar
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentDiğer
dc.subject.ytmPlant protection
dc.subject.ytmMal secco disease
dc.subject.ytmMersin
dc.subject.ytmPlant diseases
dc.identifier.yokid38757
dc.publisher.instituteFen Bilimleri Enstitüsü
dc.publisher.universityÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid38757
dc.description.pages140
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/embargoedAccess