Fetal gelişim kısıtlılığı olan gebelerde kan bor düzeyi araştırılması

Abstract

Amaç: İntrauterin gelişme geriliği (İUGG) maternal, fetal, plasental ve çevresel pek çoknedene bağlı ortaya çıkabilmektedir. Son dönemlerde, lityum, çinko ve bor gibi çeşitlimetaloitlere maruziyet ve İUGG arasındaki ilişki çeşitli çalışmalarda araştırılmıştır.Ancak maternal serum bor düzeyleri ile ilgili oldukça çelişkili sonuçlar bulunmaktadır.Bu çalışmada maternal bor düzeyleri ile İUGG arasındaki ilişkinin değerlendirilmesiamaçlanmıştır. Yöntem: Bu çalışma, Şubat 2019 tarihinden sonra KSÜ Tıp Fakültesi (KSÜTF) KadınHastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı obstetri polikliniğine başvuran 18-50 yaş arası,tekil gebeliği bulunan ardışık 100 hasta üzerinde gerçekleştirildi. Fetal gelişim kısıtlılığıtanısı, tahmini ağırlığı gestasyonel yaşa göre 10. persentilin altında olan fetüs varlığıolarak kabul edildi. Çalışma sürecinde İUGG tespit edilen hastalar; çalışma grubu (Grup1, n=50) olarak kabul edilirken, aynı süre içerisinde gebelik polikliniğine başvuran, tekilgebeliği olan ve çalışmaya dahil edilme kriterlerini sağlayan gebelik komplikasyonlarıveya fetal distress bulguları olmayan ve çalışmaya katılmayı kabül eden normotansifgebe kadınlar ise kontrol grubu (n=50) olarak seçildi. Hastalar anne yaşı (yıl), vücutkitle indeksi (kg/m2), fetal değerlendirme esnasındaki tahmini fetal ağırlık (EFW),persentil değerleri tespit edilerek kayıt altına alındı. Gönüllülerden alınan kan örnekleri3500 rpm de 10 dakika santrifüj edildikten sonra eppendorf tüplerinde -80 C'desaklandı ve maternal serum bor konsantrasyonları ICP-OES (Perkin Elmer Optima 2100 DV) cihazı kullanılarak ölçüldü. Elde edilen verilerin istatistiksel değerlendirmesi SPSS22.0 for Windows paket programı kullanılarak yapıldı. Gruplar arası (hasta-kontrol)verilerin karşılaştırılmasında Mann Whitney U ve ANOVA testleri kullanıldı.İstatistiksel anlamlılık için P degeri 0.05'in altında ise anlamlı kabul edildi.Bulgular: Çalışmaya alınan hastaların yaş ortalaması Intra Uterin Gelişme Geriliği(İUGG) grubunda 29.46±3.38/ yıl ve kontrol grubundaki sağlıklı gebelerde 29.39±5.79/yıl saptanmıştır. Demografik özellikleri açısından gruplar karşılaştırıldığında, anne yaşı,gravida, parite, gebelik haftası, Vücut Kitle İndeksi ve doğum şekli açısından benzerolup, gruplar arasında anlamlı fark izlenmemiştir (tüm p>0.05). Çalışmamızda tahminifetal ağırlıkların (EFW) karşılaştırılmasında İUGG grubunda sonuçlar anlamlı orandadüşük saptanmıştır. Çalışma ve kontrol grupları maternal serum bor düzeyleri açısındankarşılaştırıldığında, İUGG grubunda yer alan hastalarda maternal serumda ölçülen bordeğerleri, kontrol grubunda ölçülen bor değerlerine göre statstksel olarak anlamlı veyüksek tespt edld (p<0.001).Sonuçlar: Çalışmamızda, maternal serum bor düzeyinin İUGG tanısı almış olangebelerde maternal serumda artmış olduğu saptandı. Bilindiği gibi bor gıdalar veşişelenmiş içme suları da dahil dünyadaki diğer pek çok alanda, yüksekkonsantrasyonlarda bulunabilmektedir. Ayrıca yapılan çalışmalarda borun annesütünden de alınabildiği ve bebeklerde de gelişme geriliğine katkısını sürdürdüğügörülmüştür. Bu durum halk sağlığı açısından önemli sonuçlar doğurabilir. Ancak halenbu konuyla ilgili daha kapsamlı ve geniş çalışmalara ihtiyaç vardır.Anahtar kelimeler: Maternal bor, intra-uterin gelişme geriliği, gebelik.

Objective: Intrauterine growth restriction (IUGR) may present with many maternal,fetal, placental and environmental reasons. Recently, associations between exposure tovarious metalloids such as lithium, zinc and boron and IUGR have been investigated inseveral studies. However, there are highly contradictory results about maternal serumboron levels. The objective of this study was to evaluate the association betweenmaternal boron levels and IUGR.Methods: This study was conducted with 100 consecutive patients aged between 18-50years with single pregnancy, who presented to the obstetrics outpatient clinic of theKSU Medical Faculty (KSUMF), Department of Obstetrics and Gynecology afterFebruary 2019. The diagnosis of fetal growth restriction was defined as the presence ofa fetus with an estimated weight under 10th percentile according to gestational age.During the study period, patients with IUGR detected were assigned to the study group(Group 1, n=50), while normotensive pregnant women who presented to the obstetricsoutpatient clinic during the same period, met the inclusion criteria, had no pregnancycomplications or fetal distress symptoms, and accepted participation were selected asthe control group (Group 2, n=50). Patients' maternal age (years), body mass index(Kg/m2), estimated fetal weight during fetal evaluation (EFW), and percentile valueswere determined and recorded. Blood samples collected from the volunteers were centrifuged at 3500 rpm for 10 minutes, and stored in eppendorf tubes at -80oC until theanalysis. Maternal serum boron concentrations were measured using ICP-OES (PerkinElmer Optima 2100 DV) device. Statistical analysis of the obtained data was performedusing SPSS 22.0 for Windows package statistical software. Data were comparedbetween the groups (patient-control) using Mann-Whitney U and ANOVA tests. p<0.05values were considered statistically significant.Results: The mean age of the patients included in the study was found as 29.46±3.38years in intrauterine growth restriction (IUGR) group, and 29.39±5.79 years in thehealthy pregnant women in the control group. When the groups were compared in termsof the demographic characteristics; maternal age, gravida, parity, gestational week, bodymass index and method of delivery were similar between the groups with no statisticallysignificant difference (for all p>0.05). The estimated fetal weight (EFW) wassignificantly lower in IUGR group. When study and control groups were compared interms of maternal serum boron levels; boron values measured in maternal serum werestatistically significantly higher in IUGR group compared to the control group(p<0.001).Conclusion: In our study, boron levels were increased in maternal serum of pregnantwomen diagnosed with IUGR. As is known, boron may present at high concentrationsin many areas worldwide including food and bottled drinking water. In addition, studieshave shown that boron can be intaken from breast milk and contribute to growthretardation in infants. This may pose significant implications for public health.However, further more comprehensive studies are still needed on this issue.Keywords: maternal boron, intrauterine growth restriction, pregnancy