Show simple item record

dc.contributor.advisorKarlıdağ, Rifat
dc.contributor.authorSezer, H. Özlem
dc.date.accessioned2020-12-07T11:21:44Z
dc.date.available2020-12-07T11:21:44Z
dc.date.submitted2004
dc.date.issued2018-08-06
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/138623
dc.description.abstract7. ÖZET KORONER BYPASS CERRAHİSİ GEÇİREN HASTALARDA DELİRYUM RİSK FAKTÖRLERİ VE DELİRYUM GELİŞİMİNİN NİTRİK OKSİT DÜZEYLERİYLE İLİŞKİSİ Amaç: Deliryum, birçoğunun altında ölümle sonlanma olasılığı olan bir neden yatmasına rağmen halen etiyopatogenezi tam olarak açıklanamamış bir bozukluktur. Bu prospektif çalışmada deliryum gelişimi için risk faktörleri ve deliryum gelişiminin NO düzeyleri ile ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: Çalışmaya by-pass ameliyatı olacak olan 50 koroner kalp hastası katılmıştır. Hastalarla ameliyat öncesinde klinik psikiyatrik görüşmeler yapılmış, Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği (HDDÖ), Hamilton Anksiyete Ölçeği (HAÖ), Kısa Kognitif Muayene Ölçeği (KKMÖ), Durumluk ve sürekli kaygı envanteri (STAI-I, STAI-II) ve Deliryum Derecelendirme ölçeği (DDÖ) ile psikometrik olarak değerlendirilmişlerdir. Hastaların ameliyattan önce kan NO düzeyi ve diğer kan tetkikleri (CBC ve biyokimya) yapılmıştır. Deliryum gelişmeyenlerden ameliyat sonrası 5. gün, deliryum gelişenlerden ise deliryum tanısının konulduğu gün ve klinik olarak deliryum belirtileri düzeldikten sonra (ortalama 5. gün) yine NO düzeyi ve diğer kan tetkikleri yapılmıştır. Hastalar deliryum gelişenler (deliryum grubu) ve deliryum gelişmeyenler (nondeliryum grup) olarak iki gruba ayrılmıştır. Gruplar ameliyat öncesi, ameliyat sonrası dönemlerdeki NO düzeyi ve diğer kan değerleri bakımından karşılaştırılmıştır. Bulgular: Araştırmaya 37 erkek, 13 kadın olmak üzere toplam 50 hasta katılmıştır. Hastaların yaşları en küçük 37, en büyük 77 olmak üzere yaş ortalaması 59.8±10.6'dır. Çalışmaya katılan hastaların 12'sinde ameliyat 41sonrası dönemde deliryum saptanmıştır. Deliryum görülme sıklığı %24 olarak bulunmuştur. Deliryum olgularının 11 'inde (%91.7) ameliyat sonrası birinci günde deliryum tablosu ortaya çıkmıştır. Deliryum grubunda ortalama yaş 63.3±10.4, nondeliryum grupta ise 58.5±10.8 olup fark istatistiksel olarak anlamlı değildir. Sosyodemografik veriler, HDDÖ, HAÖ, STAI-I ve STAI-II ölçek puanları bakımından gruplar arası farklılık istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Ameliyat öncesi KKMÖ ve ameliyat sonrası KKMÖ puanları bakımından gruplar arası fark istatistiksel açıdan anlamlı olup, deliryum grubunun KKMÖ puanı daha düşüktür. Ameliyat öncesi dönem NO düzeyleri bakımından gruplar arası fark istatistiksel açıdan anlamlı değilken, ameliyat sonrası NO düzeyleri bakımından gruplar arası farklılık istatiksel açıdan anlamlıydı. Deliryum grubunda NO düzeyleri daha yüksekti. Ameliyat sırasındaki Kross Klemp süresi ve uygulanan Kardiyopleji miktarı bakımından da gruplar arası fark istatistiksel açıdan önemli bulunmuştur. Deliryum grubunda kross klemp süresi daha uzun, uygulanan kardiyopleji miktarı ise daha fazladır. Sonuç: Deliryumun, hastanın morbidite ve mortalitesi yanında hastanede kalma süresi ve tedavi masraflarını da arttıran bir durum olduğunu bilmemiz etiyopatogenezini açıklamaya yönelik yapılan çalışmaların değerini daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. Çalışmamız deliryum ve NO ilişkisini inceleyen ilk çalışma olması açısından önemlidir. Bu çalışma, koroner bypass ameliyatı olan hastalarda deliryumun %24 sıklıkta görüldüğünü, deliryum tablosunun ameliyat sonrası özellikle ilk günde ortaya çıktığını, ameliyat öncesi KKMÖ puanı düşük, ameliyat sırasında kros klemp süresi uzun ve verilen kardiyopleji miktarı fazla olan hastalarda deliryumun daha sık ortaya çıktığını, deliryum gelişen hastalarda ameliyat sonrası NO düzeyinin daha fazla yükseldiğini göstermektedir. 42
dc.description.abstract8.SUMMARY Risk factors and relationship between Nitric oxide and delirium in patients with in coronary bypass operation Aim: Etiopathogenesis of delirium still remains to be unclear, although some of underlying factors may causes death in most of the patients. We aimed to investigate risk factors and relationship between NO levels and delirium prospectively. Material and Method: We included 50 patients with coronary illnesses who will undergo by-pass operation. Patients were interwieved semistructurally, subsequently assessed psychometrically via HAM-D, HAM-A, MMSE and STAI Ml and DDI in preoperation period. Blood NO and full biochemical, hemogram were taken preoperationally. NO and other blood parameters were repeated in the fifth post operational day in patients in whom delirium has not been developed; in the diagnose day of delirium and after symtoms of delirium have been improved (meanly 5 days). Patients were divided into two groups as delirium group and nondelirium group. We compared the two groups according to NO levels and other blood parameters. Results: 37 male and 1 3 female, 50 patients totally were accepted to our study. The mean age of the patients was 59.8±10.6 (between 37-77 year age). 12 of the patients had delirium diagnose. Incidence of delirium was established to be %24. Delirium was improved in the first post operation day in 11 (%91.7) of the 12 delirium patients. The difference between the ages of the group was 43not statistically significant. There were no statistically significances between two groups among sociodemoghraphic data, HAM-D; HAM-A; STAI l-ll scores. MMSE scores were significantly lower in delirium group than nondelirium group pre and post operationally. While there was no significant difference among blood NO levels preoperational^ between two groups, the NO levels were statistically important post operationally between two groups. There were statistically significancies between two groups among Cross Clemp duration in intraoperation and amount of Cardioplegia. Cross Clemp duration was longer and the amount of Cardioplegia was more in delirium group than in nondelirium group. Conclusion: Acknowledging the cost effects of delirium beside its morbidity and mortality the values of ethiopathogenetic studies in delirium would be more important. Our study is important since it is first study that investigated the relationship between NO and delirium. Our study reveals that delirium incidence is %24 in coronary by pass operation, delirium developes especially in the first post operation day; delirium incidence is more frequent in patients with lower MMSE scores preoperational^, in patients to whom longer Cross Clemp duration and excess cardioplegia were administered, and blood NO levels becomes higher in patients who developed delirium. 44en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectPsikiyatritr_TR
dc.subjectPsychiatryen_US
dc.titleKoroner by pass cerrahisi geçiren hastalarda deliryum risk faktörleri ve deliryum gelişiminin nitrik oksit düzeyleriyle ilişkisi
dc.title.alternativeRisk factors and relationship between nitric oxide and delirium in patients with in coronary by pass operation
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2018-08-06
dc.contributor.departmentPsikiyatri Anabilim Dalı
dc.identifier.yokid152705
dc.publisher.instituteTıp Fakültesi
dc.publisher.universityİNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ
dc.type.submedicineThesis
dc.identifier.thesisid142161
dc.description.pages62
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/embargoedAccess