Show simple item record

dc.contributor.advisorDemir, Gülşen
dc.contributor.authorTaş Doğdu, Tuğçe
dc.date.accessioned2020-12-06T15:59:45Z
dc.date.available2020-12-06T15:59:45Z
dc.date.submitted2019
dc.date.issued2019-10-17
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/105740
dc.description.abstractDuygular ve zekâ, eğitim tarihinde uzun süredir aynı amaç uğruna farklı yönlerde kendilerine yol bulmuşlardır. Ancak içinde bulunduğumuz yüzyılın başında, duygular teorisyenler, eğitimciler ve okul yöneticileri için algısal olarak görünür hale gelmiştir. Kendimizin ve başkalarının eylemlerini anlamlandırma, çıkarım yapma, yönetme ve onlara tepki verme potansiyelimizi oluşturan duygusal zekâ ile ilgili çalışmalar, İngiliz Dili Eğitimi alanında daha az uygulanması bakımından göz ardı edilmiş bir konu olarak güncelliğini korumaktadır.Bu niceliksel araştırmanın amacı İngilizceyi yabancı dil olarak öğrenen öğrencilerin duygusal zekâ düzeyleriyle, sınıfta ana dillerini kullanma eğilimleri arasında anlamlı bir ilişki bulmaktır. Duygusal zekâ ölçeğinin bileşenleri içsel zekâ, kişiler arası zekâ, uyum yeteneği, stres yönetimi ve genel ruh halini ölçerken, ana dil kullanımı anketinin alt bölümleri öğrencilerin ders süresince ana dillerini ne oranda kullandıklarını ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Ana dil kullanımı anketinde dört beceri, ikili etkinlikler veya grup çalışmaları, dönüt alma/verme, yönergeleri anlamanın zorluğu ve öğretmen ile öğrencilerin Türkçeyi kullanma oranları hakkında sorular mevcuttur. Ayrıca, Duygusal Zekâ kavramıyla öğrencilerin ana dil kullanma eğilimlerinin kıyaslanmasında, öğrencilerin İngilizce öğrenim geçmişleri, dil seviyeleri, cinsiyetleri, İngilizceye maruz kalma oranları ve eğitim geçmişleri gibi değişkenler de incelenmiş ve analiz edilmiştir. Çok sayıda araştırma göz önüne alındığında, Duygusal Zekâ ve İngilizce dil sınıflarında ana dil kullanma eğilimi kavramlarının evrik bir ilişki taşımaları bakımdan birbirlerine doğrudan bağlantılı olduğu çıkarılabilir. Bu nedenle, bu çalışmanın Duygusal Zekâ (EI) kavramı üzerine temel alınmasının sebebi olarak, duyguların hayatımızın merkezinde var olduğu ve öğrencilerin kişiliklerini ve dolayısıyla da akademik başarılarını belirlemede anahtar oldukları fikri gösterilebilir.Bu çalışmanın evrenini, 2018-2019 akademik yılında Ankara'daki iki vakıf üniversitesinin hazırlık sınıflarında İngilizce eğitimi gören 18 yaşının üzerinde, 89'u kız, 90'ı erkek olmak üzere, rastgele seçilmiş toplam 179 katılımcı oluşturmaktadır. Araştırma, öğrencilerin ders saatinin 35-40 dakikalık bir bölümünde bir kerede gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada kullanılan iki anketten biri, Reuven Bar-on (1997) tarafından geliştirilen Bar-On-EQ-i'den uyarlanmıştır. Bu anketin Türkçe örneği Acar (2001) tarafından tadil ve tercüme edilmiş, geçerlik ve güvenirliği ölçülmüş, 133 yerine 88 sorudan oluşan bu yeni ölçeğin güvenirlik katsayısı .92 olarak bulunmuştur. Bunun yanı sıra, İngilizceyi yabancı dil olarak öğrenen öğrencilerin sınıfta anadil kullanımlarını ölçen, 18 çoktan seçmeli, bir açık uçlu sorudan oluşan anketin (Oflaz, 2009) güvenirliği .84 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar, geçerlik ve güvenirliğin doğru olduğunu göstermektedir. Katılımcıların esas konuya ilişkin olarak incelenebilecek bazı özelliklerini tanımlamak üzere araştırmacı tarafından geliştirilen kısa bir Kişisel Bilgi Formu da veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Veri analizi sırasında, değişkenler arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığının saptanması için Pearson ilişki çözümlemesi ve iki yollu anova analizi uygulanmıştır. Veri analizi sonucunda elde edilen bulgular, öğrencilerin yabancı dil sınıflarında anadil kullanma eğilimlerinin duygusal zekâ seviyelerine göre farklılık göstermesi bakımından negatif ilişki taşımaktadır. Sonuçlar basitçe göstermektedir ki, öğrencinin duygusal zekâ seviyesi düştükçe yabancı dil sınıfında ana dilini kullanma eğilimi artmaktadır. Sonuç olarak, bu çalışma öğrencilerin duygusal zekâ düzeylerinin hedef dilde etkili iletişim kurmaları bakımından akademik yaşantıları üzerinde etkisini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Yabancı Dil Öğrenimi, Duygusal Zeka, Ana dil Kullanımı, Sosyal Duygusal Zeka, Bar-On Duygusal Zeka Ölçeği, Entelektüel Zeka
dc.description.abstractEmotions and intelligence have had different paths for the sake of the same purpose in the educational history for a long time. However, since the beginning of this century, emotions have become perceptibly visible by the theorists, educators, and school managements. Emotional intelligence which has a potential to identify, deduce, administrate and react what you and others do has still been a hot and an undervalued topic due to its being less practised in an ELT world. The main aim of this quantitative research is to find out a reasonable correlation of the relationship between the learners' level of emotional intelligence and their tendency to use their mother tongue in an EFL (English as a Foreign Language) classroom. While the components of emotional intelligence consist of intrapersonal, interpersonal, adaptability, stress management and general mood scales, the subsections of the use of L1 questionnaire include the extent to which the learners speak their mother tongue during the lessons. Also, the latter one includes the use of language, four skills, pair and group work activities, giving/taking feedback and difficulty in understanding instruction together with the amount of mother tongue use in classes by the teachers and the learners. Furthermore, the different variables of this study such as learners' background of English language, levels, gender, level of exposure to English language and school background were also comparatively examined and analyzed by comparing with the main topic of Emotional Intelligence (EQ) and the extent to which the Learners' Use Their Mother Tongue in an EFL Classroom questionnaire. Considering a vast number of researches, it can be claimed that the concepts of Emotional Intelligence and using mother tongue in an EFL class are directly connected in terms of having an inverse relationship. Hence, the valid ground of the idea of why this study centers upon the concept of emotional intelligence (EI) is that emotions are in the centre of our lives and have a key role in the personality of learners which in turn influence their academic achievement thoroughly. That's why doing a correlational study makes sense in this context and contributes to the field.The universe of the study consists of 179 adult participants, randomly selected 89 girls and 90 boys above 18, who have been studying English as a foreign language in preparatory education of two private universities in Ankara in the academic year of 2018-2019. The research was conducted at one time during the lesson hour of the learners in 35-40 minute-period. One of the two questionnaires administered in this study is an adapted form of Bar-On EQ-i formed by Reuven Bar-on (1997). The reliability and validity of the Turkish version of this questionnaire were measured, modified and translated into Turkish by (Acar, 2001). The reliability co-efficient of the new version of this instrument having 88 questions instead of 133 items was identified as .92. Besides, the reliability co-efficient of the Learners' Use of L1 in an EFL classroom questionnaire (Oflaz, 2009) having 18 multiple choice questions and one follow-up open-ended question was identified as .84. These results showed their reliability and validity as valid. A short Personal Information Form, designated by the researcher to define some certain characteristics of participants that can be relevant to the main topic, was additionally applied as a data collection tool. For the performance of data analysis, Pearson correlation analysis, and two-way factor analysis (Two-Way Anova) were applied to see if there are any meaningful differences between the variables. In consequence of the data analysis, the results have a negative correlation in that the learners' tendency to speak their mother tongue in a foreign language classroom differed on account of the emotional intelligence level of the learners. The results simply show that the lower emotional intelligence a learner has, the more the learner tends to speak his/her mother tongue in an EFL classroom. Accordingly, this research may be deemed as evidence demonstrating the influence of learners' EI on their academic life in terms of having active communication in the target language. Key Words: Foreign Language Learning, Emotional Intelligence, Use of L1, Social Emotional Intelligence, Bar-On EQ-i, Intelligence Quotienten_US
dc.languageEnglish
dc.language.isoen
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectEğitim ve Öğretimtr_TR
dc.subjectEducation and Trainingen_US
dc.titleA correlational study examining the relationship between efl learners` tendency to use their mother tongue in an efl classroom and their emotional intelligence
dc.title.alternativeYabancı dil olarak ingilizce öğretilen bir sınıfta öğrencilerin kendi anadillerini kullanma eğilimleri ile duygusal zeka seviyeleri arasındaki ilişkiyi inceleyen bir korelasyon çalışması
dc.typemasterThesis
dc.date.updated2019-10-17
dc.contributor.departmentİngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı
dc.identifier.yokid10262867
dc.publisher.instituteSosyal Bilimler Enstitüsü
dc.publisher.universityUFUK ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid569675
dc.description.pages172
dc.publisher.disciplineİngiliz Dili Eğitimi Bilim Dalı


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess