İdrîs-i Bidlîsî Heşt Behişt Orhan Gazi Dönemi (Tahlil ve tercüme)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İstanbul'un fethiyle birlikte imparatorluğa evrilen Osmanlı Devleti'nin bu gelişmeye paralel olarak tarih yazım tarzı değişime uğramıştır. 16. yüzyıldan itibaren İran tarih ve edebiyatının etkisi altında sanatkârane bir dille eserler kaleme alınmıştır. Babasından büyük bir imparatorluk devralan II. Bayezid, bir cihan padişahı imgesi yaratmak için Timur'un azametinin sergilendiği eserlerin inşa tarzında hanedan tarihleri yazdırmak istemiştir. Akkoyunlu sarayında Sultan Yakub'a hizmet etmiş olan İdrîs-i Bidlîsî, bölgedeki siyasi çalkantılar sebebiyle Osmanlı Devleti'ne iltica edince Osmanlı hanedanının tarihini kaleme aldığı Heşt Behişt'in Cüveynî, Vassaf ve Yezdî'nin tarih kitaplarına eşdeğer olmasını hedeflemiştir. Bir geç Timurî tarih yazım geleneğinin takipçisi olan Bidlîsî, Timurî tarih yazımı pratiklerini eserine başarılı bir şekilde uygulamıştır. Heşt Behişt bir mukaddime, eserin ana bölümlerini teşkil eden sekiz ketibe ve bir hatimeden oluşmaktadır. Sekiz ketibenin her biri, bir Osmanlı sultanının dönemini konu almaktadır. Eserin dili Farsça olup söz sanatları ustalıkla kullanılmıştır. Edebî nesirle inşa edilip metinde akıcılık ve ahenk sağlanmıştır. Bu çalışmada Heşt Behişt'in Orhan Gazi dönemini ihtiva eden ikinci ketibenin tercümesi takdim edilmiştir. Öncelikle Bidlîsî ve Heşt Behişt tanıtılıp eserin Osmanlı tarih yazımına katkısından kısaca bahsedilmiştir. I. Mahmud döneminde Abdülbaki Sadi'nin çevirdiği Terceme-i Heşt Behişt ile Heşt Behişt'in ikinci ketibesi mukayese edilerek Abdülbaki Sadi'nin eseri değerlendirilmiştir. Bidlîsî'nin eseri yazarken yararlandığı ve eserinin tesir ettiği kaynaklar Orhan Gazi dönemi hadiseleri üzerinden karşılaştırma yapılarak incelenmiştir. Tezin son bölümünde Heşt Behişt'in ikinci ketibesi, Bidlîsî'nin üslubundan ödün verilmeden kullandığı her kelime mümkün olduğunca çevrilerek metnin ahengi korunmaya çalışılıp tercüme edilmiştir. With the conquest of Istanbul, the Ottoman State, which evolved into an empire, has changed its history writing style in parallel with this development. From the 16th century onwards, under the influence of Iranian history and literature, works were written in an artful language. Bayezid II, who inherited a great empire from his father, wanted to written dynastic histories in the style of the construction of works in which Timur's grandeur was exhibited to create the image of the world sultan. Idrīs-i Bidlīsī, who served Sultan Yakub in the Akkoyunlu Palace, aimed to make Hasht Bahesht, in which he wrote the history of the Ottoman dynasty, equivalent to the history books of Cuveynī, Vassaf and Yezdī when he defected to the Ottoman State due to political turmoil in the region. Bidlīsī, who was a follower of a late Timurid history writing tradition, successfully applied Timurid historiography practices to his work. Hasht Bahesht consists of a preliminary, eight chapters which constitute the main parts of the work and a epilogue. Each of the eight chapters is about the period of an Ottoman sultan. The language of the work is Persian and was used the rhetoric skillfully. It was built with literary prose and provided fluency and harmony in the text.In this study, the translation of the second chapter containing the period of Orhan Ghazi of Hasht Bahesht was presented. First of all, Bidlīsī and Hasht Bahesht were introduced and the contribution of the work to Ottoman historiography was briefly mentioned. The second chapters of Terceme-i Hasht Bahesht, translated by Abdulbaki Sadi during the reign of Mahmud I, and Hasht Bahesht was compared and the work of Abdülbaki Sadi was evaluated. The sources used by Bidlīsī in writing his work and influenced by his work have been examined by comparing the events of Orhan Ghazi period. In the last part of the thesis, the second chapter of Hasht Bahest was translated as much as possible by translating every word that was used without comprimising the style of Bidlīsī and the translation of the text was tried to be preserved.
Collections