Tekalif-i Harbiye ve Tekalif-i Milliye örneklerinde savaş dönemleri mali politikaları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZETTekalif-i Harbiye ve Tekalif-i Milliye Uygulamaları savaşları finanse etmekiçin kaynaklara yönelme çabasının beraberinde getirdiği zorunluluklardır.Tarih boyunca özellikle, Osmanlı Tarihinde bu tür örneklere sıkçarastlanmaktadır. Osmanlı Devleti'nin 19. yüz yıldan itibaren ardı ardına savaşlaragirmesi sebebiyle bu türden vergilendirme yoluna zorunlu olarak gidilmiştir.Osmanlı halkı,1910 yılından 1923 yılına kadar neredeyse kesintisiz birşekilde yoğun ve ciddi savaşlar yaşamış, bu kadar uzun süren mücadelelerin finanseedilmesinde sorunlar yaşanmıştır.Bu nedenlerle, dış ticaret gelirlerinin azaldığı ve yıllık üretimin büyükbölümünün askeri ihtiyaçlara ayrıldığı, savaş dönemlerinde dış yardım bulunamadığıya da yeterli derecede olmadığı zamanlarda halka yöneliş ve çeşitli savaş vergilerikonularak gelir elde etme ihtiyacı doğmuştur. Bütün bunların sonucunda da ?Tekalif-i Örfiye, ? Tekalif-i Harbiye? ve ?Tekalifi Milliye? gibi vergilendirmeusulleri uygulanmak durumunda kalınmıştır.Son dönemlerde, Osmanlı Devleti tarımsal üretime dayalı ve çeşitlinedenlerden dolayı sanayileşememiş bir görünüm arz ediyordu. Mali yapının gelirlerkalemi çoğunlukla ülkenin bu yapısına uygun şekilde tarım ve hayvancılığa dayalıvergilerle ayakta duruyor, giderler arasında en önemli kalemleri dış borçlar ve savaşgiderleri oluşturuyordu.Osmanlı Devleti birçok konuda dışa bağımlı bir tür yarı sömürge durumundabulunmaktaydı. Bir yandan kapitülasyonlar, diğer yandan dış borçlanma, OsmanlıDevleti'nin mali ve ekonomik yapısını içerisinden çıkılması zor bir durumaitmiştir.1854 yılında yine bir savaşı ( Kırım Savaşı ) finanse etmek için Avrupalıdevletlerden alınan ilk dış borcun ardından - yeterince üretime dönük yatırımlaryapılamadığından- 1875'te moratoryum ilan edilmesi, akabinde 1881 yılındaİstanbul'da Düyunu-u Umumiye İdaresi'nin kurulması, bu içerisinden çıkılması güçdurumu temsil eden önemli belirtiler olarak karşımıza çıkmaktadır. ÖzellikleOsmanlı Devleti için çok önemli stratejik öneme haiz Balkan topraklarının eldençıkmasıyla kaybedilen vergi gelirleri de devletin maliyesini derinden etkilemiştir.Osmanlı Devleti, yılların birikimi olarak oluşmuş olan genel durumuyla, I. DünyaSavaşı'na girileceği dönemde, ne savaşı finanse edebilecek, ne de savaşmalzemelerini üretebilecek durumdaydı. Bu nedenle devlet, çözümü yine dışborçlanmada ve bu borçlar karşılığında emisyon hacmini arttırmakta görüyordu.Osmanlı Lirası'ndaki değer kaybı, halkın refah düzeyine olumsuz etki ederken, gelirarttırıcı vergi kanunları ve yeni çıkarılan vergi yasaları, halkın gittikçe daha kötüekonomik şartlar altında yaşamasına neden oluyordu.Osmanlı hükümetleri halkın yıllardır içerinde bulunduğu kötü ekonomikdurumu bildiklerinden, iç kaynaklara yüklenmekten ziyade, ağırlığı dış borçlanmayaveriyor, bunun sonucunda, her durumda ülke ve halk daha yoksul ve dışa bağımlı birduruma itiliyordu. Halk ise içerisinde bulunduğu bütün olumsuz ve zor koşullararağmen, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeğe gayret ediyor, I. DünyaSavaşı'nın ardından gerek Kuvay-ı Milliye'nin, gerekse Türkiye Büyük MilletMeclisi'yle birlikte yürüttüğü bağımsızlık mücadelesinin mali yönünün anakaynağını teşkil ediyordu.Ulusal Kurtuluş Mücadelesi'nin özellikle halktan sağlanan için kaynaklarlafinanse edilmiş olmasını göz önünde bulunduracak olursak, Anadolu insanınınözverisinin ne denli büyük olduğu ve bağımsızlığın tamamen Türk Milleti'nin ürünüolduğu gözler önüne serilmektedir.İşte, önce I. Dünya Savaşı sırasında uygulanan Tekalif-i Harbiye (HarpVergisi) ve sonrasında Milli Mücadele döneminde yürürlüğe konan Tekalif-i MilliyeEmirleri (Ulusal Yükümlülük), iç kaynaklara yönelmenin iki önemli örneğinioluşturmaktadır. Görüldüğü üzere gerek Tekalif-i Milliye Emirlerine, gerekse buemirlerin uygulanması büyük oranda Osmanlı Devleti'nin önceki dönemlerindeyaşamış olduğu deneyimlerden hareketle hazırlanmış ve gerekli düzeltmelerinyapılmasıyla mükemmel hale getiriliştir.Dönemin koşulları içerisinde yapılan savaşlardan dolayı ortaya çıkan vebüyük oranını askeri harcamaların oluşturduğu giderleri karşılamak ve ordununihtiyaçlarını gidermek amacıyla yürütülen, olağanüstü vergi niteliği taşıyan buuygulamalar Türk Milleti'nin geçmişinde yapmış olduğu varlık - yoklukmücadelesinde çok kıymetli bir yer işgal etmektedir. Özellikle Sakarya Savaşı öncesiuygulanan, Tekalif-i Milliye Emirleri ile Türk Ordusu donatılmış ve çok kısa birsürede Yunan kuvvetlerini geri püskürtülecek güce kavuşturulmuştur.Tekalif-i Harbiye ve Tekalif-i Milliye uygulamaları, savaşlarda başarılıolmanın en önemli etkenlerden birinin, lojistik hizmetler olduğunu göstermeleribakımından anlamlıdır.Aynı zamanda gerek Tekalif-i Harbiye gerek Tekalif-i Milliye uygulamaları,savaş dönemi mali politikaları içerisinde en etkili ve en az maliyete sahip olmalarıaçısında oldukça dikkate değer mali politikalardır. ABSTRACTTekalif-i Harbiye (Orders of Military Offers) and Tekalif-i Milliye (Order ofNational Offers) were put into practice because they became deadly necessary withthe fact that domestic sources were needed for financing wars.It is possible to see such examples in the in the history-especially in thehistory of the Ottoman Empire. Because the Ottoman Empire entered warsrepeatedly as of 19th century, it had to apply a such kind of taxation system. Thesociety of the Ottoman Empire experienced wars almost continuously from 1910 to1923. Therefore, financing wars for such a long time caused some problems.For these reasons, putting such taxation systems and taking financial helpfrom society became a must when incomes of foreign trade decreased, when themajority of annual productions were used for military necessities and there was notenough or no foreign aid at all. Therefore, the state had to apply such taxationsystems as Tekalif-i Örfiye (Customary Personal Tax Offer), Tekalif-i Harbiye andTekalifi Milliye.Because of the agricultural production and some other reasons, the OttomanEmpire had not an advanced industry in its last term. So, the finance of the statelargely depended on the taxes from agriculture and animal husbandry. As forexpenses, foreign debts and expenses on wars were the largest expenses.The Ottoman Empire was dependent on the Western world in many respects.And it was, in a way, a semiautonomous state. On one hand capitulations, on theother hand, foreign debts ruined the financial and economical structure of theOttoman Empire.The Ottoman Empire firstly got into dept when it borrowed loan fromEuropean countries for financing a war (Crimean War) in 1854. After that -because investments were not done for the production - moratorium was declared in1875. Then , in 1881, Duyun-u Umumiye İdaresi ( Depts Administration) waspublished in İstanbul. All these are the examples showing how the economy of theOttoman Empire was ruined. When the Balkan provinces, which had a great strategicimportance for the state were lost, the economy was also negatively affected by theloss of taxes those provinces used to pay. Because of that common conditionsustained for a long time, the Ottoman Empire could neither finance the war normanufacture weapons when it entered the World War I. Therefore, the stateborrowed more loans from the western countries and increased issuing money inreturn. The Ottoman Lira?s going down in value affected the society welfarenegatively. What is more, the tax laws which increased the income tax and the newtaxation caused society to live in a worse economic condition. As the government ofthe Ottoman Empire knew well about the situation in which the society had beenliving for a long time, they took loan from western countries instead of taking moneyfrom domestic sources. But, due to this method, both state and society became poorerand more dependent to the western countries. In spite of all this negative and difficultsituations, the society tried to do their duty successfully. The society financed theIndependence War, which was opened by Kuvay-ı Milliye and the Turkish GreatNational Assembly in co-operation.Seeing how the Turkish society exerted itself to finance the TurkishIndependence War, we have to accept how the Turkish society was devoted and self-sacrificing and that the independence was gained by the aid of their help.Tekalif-i Harbiye, which was put into practice during the World War I. andTekalif-i Milliye which was put into practice during the Independence War are thebest example showing how the wars were financed by the society. As it is seen, bothpreparing rules of Tekalif-i Milliye and putting the rules into practice were inspiredby the experiences in the last ottoman term. They were perfected by revision andreorganization.This application which was a kind of extraordinary tax and which was put intopractice for meeting the military expenses especially emerged during and expenses ofthe army shows a very important characteristic of the Turkish society?s strugglingagainst the poverty.Because the Turkish Army was equipped thanks to the incomes received bymeans of applying Tekalif-i Milliye orders before the Sakarya War, it became sostrong that it beated the Greek forces in a short time.Tekalif-i Harbiye And Tekalif-i Milliye were important because they werethe best examples showing that one of the most important factor for winning the warwas logistics services. Moreover, Tekalif-i Harbiye and Tekalif-i Milliye were veryimportant because they were the most effective and had the least cost among thefinancial policies during the war term.
Collections