Postmenopozal osteoporozlu hastalarda kalsitonin ve alendronat tedavilerininetkinliklerinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Osteoporoz, düşük kemik kitlesi ve kemik dokusunun mikroyapısının bozulmasına bağlı olarak kemik kırılganlığının artması ile karakterize, multifaktöryel ve sık rastlanan bir iskelet sistemi hastalığıdır. Kırık gelişimine kadar hiçbir belirti vermemesi tanıyı geciktirmekte ve etkin tedavi olanağını azaltmaktadır. Osteoporoz, kırık riskini arttırarak büyük ölçüde ekonomik kayba, morbidite ve mortaliteye neden olmaktadır. Tedavinin asıl amacı kırık riskini azaltmaktır. Tedavide kullanılan HRT, bifosfonatlar, kalsitonin ve raloksifen FDA tarafından onaylanmıştır. Antirezorptif etki gösteren kalsitonin ve bifosfonatlar kemik döngüsünü azaltmakta ve hem lomber hem de kalça BMD değerlerinde artışa neden olmaktadır. Çalışmamıza Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine müracaat eden ve tedavisi planlanmış olan 57 hastayı dahil ettik. 21 hastadan oluşan birinci gruba 200 IU/gün nazal kalsitonin, 600 mg/gün elementer kalsiyum ve 400 IÜ/gün D3 vitamini, 20 hastadan oluşan ikinci gruba 10 mg/gün oral alendronat, 600 mg/gün elementer kalsiyum ve 400 IU/gün D3 vitamini ve üçüncü gruba ise 200 IU/gün nazal kalsitonin, 10 mg/gün oral alendronat, 600 mg/gün elementer kalsiyum ve 400 IU/gün D3 vitamini verilmişti. Hastaların başlangıç ve 6. aydaki tetkikleri dosyalarından incelendi.Kalsitonin kullanan grupta lomber vertebra BMD değerlerinde % 1,76 ve kalçada en fazla ward's üçgeninde (% 3,94) olmak üzere ölçüm yapılan tüm bölgelerde belirgin artış tespit ettik. Kemik döngüsünün biyokimyasal markerlarından kemik spesifik alkalen fosfatazda (KSALP) % 9,3, osteokalsinde (OC) % 11,6 azalma saptadık. Alendronat kullanan grupta lomber vertebra BMD değerlerinde % 6 ve kalçada en fazla ward's üçgeninde (%9,4) olmak üzere ölçüm yapılan tüm bölgelerde belirgin derecede artış tespit edilirken, kemik döngüsünün biyokimyasal markerlarından KSALP'de % 36,1, OC'de % 60 azalma saptadık. Kombine tedavi kullanan grupta ise lomber vertebra BMD değerlerinde %7,04 ve kalçada en fazla ward's üçgeninde (%11,9) olmak üzere ölçüm yapılan tüm bölgelerde belirgin derecelerde artış saptarken, kemik döngüsünün biyokimyasal markerlarından KSALP'de % 42,2, OC'de % 62,5 azalma tespit ettik. Sonuç olarak kombine tedavi kullanan grupta bu ilaçların yalnız başına kullanılmasına oranla daha fazla BMD artışı ve kemik dönüsünün biyokimyasal markerlarında azalma tespit ettik. Aynı zamanda VAS ile değerlendirilen spinal ağrıda daha fazla azalma saptadık. Kombine tedavi özellikle vertebral kırığı bulunan osteoporozlu hastalarda etkin bir tedavi seçeneği gibi gözükmektedir. Ancak etkinliği değerlendiren daha fazla sayıda hasta içeren ve uzun takip süreli prospektif çalışmalara gerek vardır. Osteoporosis is a multifactorial and common skeletal disease characterized by increased bone fragility due to low bone mass and deterioration of bone tissue microstructure. The total absence of symptoms until development of the fracture delays diagnosis and reduces the possibility of effective treatment. Osteoporosis increases the risk of fracture and causes great economic loss, morbidity, and mortality. The main goal of the treatment is to reduce the risk of fractures. Hormone replacement therapy (HRT), bisphosphonates, calcitonin, and raloxifene have been approved by the FDA for the treatment of osteoporosis. Calcitonin and bisphosphonates, which have antiresorptive effects, reduce bone turnover rate and lead to an increase in both lumbar and hip bone mineral density (BMD). We included 57 patients who applied to the Ankara Numune Training and Research Hospital and were scheduled to be treated. The first group included 21 patients who were treated with 200 IU/day nasal calcitonin, 600 mg/day elementary calcium, and 400 IU/day vitamin D3; the second group included 20 patients who were treated with 10 mg/day oral alendronate, 600 mg/day elemental calcium, and 400 IU/day D3; and the third group included 16 patients who were treated with 200 IU/day nasal calcitonin, 10 mg/day oral alendronate, 600 mg/day elementary calcium, and 400 IU/day vitamin D3. The patients' files were reviewed at the beginning and after six months. In the calcitonin-treated group, we found a significant increase in BMD of the lumbar spine (1.76%) and all regions of the hip up to Ward's triangle (3.94%). We found a 9.3% decrease in bone-specific alkaline phosphatase (KSALP) and an 11.6% decrease in osteocalcin (OC), which are the biochemical markers of bone turnover. In the alendronate-treated group, a significant increase was detected in the BMD of the lumbar vertebrae (6%) and all regions of the hip up to Ward's triangle (9.4%) with a decrease in KSALP (36.1%) and OC (60%) which are the biochemical markers of the bone cycle. Significant increase in BMD was observed for all the measured areas in the combined group, especially in the lumbar vertebra (7.04%) and all regions of the hip up to Ward's triangle (11.9%); and a decrease was observed in KSALP (42.2%) and OC (62.5%), which are biochemical markers of bone turnover. As a result, we found a higher increase in BMD and a decrease in bone turnover biochemical markers in the combined treatment group compared to monotherapy. We also found a greater reduction in spinal pain assessed by VAS. Combined therapy seems to be an effective treatment option, especially in patients with osteoporosis accompanied by vertebral fractures. However, long-term prospective studies involving more patients to evaluate efficacy are needed.
Collections