2019 yılında Ankara Batı Adliyesi'nde görülmekte olan çocuk cinselistismarı dosyalarının `ifade geçerlilik analizi` yöntemine göre değerlendirilmesi

Abstract

Çocuk istismarı türleri arasında saptanması en zor olan istismar türü çocuğun cinsel istismarıdır ve saptanmasının zorluğu yanında delillerin toplanmasında, failin yakalanmasında ve yargılanarak cezalandırılmasında da güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Olguların bir kısmı olayın üzerinden biyolojik kanıtların elde edilebileceği süreden daha uzun bir zaman sonra yasal mercilere intikal etmektedir. Bu nedenle cinsel istismar iddiası olan çocukların muayenesinde var olması beklenen anogenital bulgulara sıklıkla rastlanılmamaktadır.Sanığın suçunu çoğu kere inkâr etmesi de yargılamada bir zorluk olarak ortaya çıkmakta ve sanığın cezalandırılması için hüküm tesisini güçleştirmektedir. Bunun yanı sıra çoğu olguda cinsel istismarı doğrudan gören bir görgü şahidi de yoktur.Yargılama çoğu kez şüphelinin beyanlarının çelişkisine ve çocuğun beyanlarına dayanmaktadır.Çalışmamızda Ankara Batı Adliyesi 1. ve 2. Ağır Ceza Mahkemelerinde, 2019 Şubat ve Nisan ayları arasında çocuk cinsel istismarı nedeniyle duruşması sürdürülmekte olan 30 olguya ait 28 dava dosyası incelendiğinde, genital muayene hakkında rapor düzenlenen 10 olgudan (%33,3) 3'ünde (%10) cinsel istismara yönelik genital muayene bulgusu tespit edildiği, 30 olgunun %63,4'ünde dava dosyasında beyan delil haricinde delil bulunmadığı, 28 şüphelinin 27'sinin (%96,4) işlediği iddia olunan suçu kabul etmediği ve %83,3 oranında görgü tanığı olmadığı tespit edilmiştir.İncelediğimiz dosyalarda yargılamanın ve hükmün çocuğun ÇİM'de ve AGO'da alınan ifadeleri üzerinde kurulduğunu gördük.Dosyalarda görüntü CD'si olan ÇİM'de alınan ifadelerin %64,7'sinde, AGO'da alınan ifadelerin %72,7'sinde ifade içeriğini etkileyebilecek nitelikte yönlendirici soruların sorulduğu saptanmıştır.Ceza muhakemesinin temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkartılmasında delillerin hukuka uygun elde edilmesi gerektiği gerçeği göz önüne alındığında delil olarak kullanılacak küçüğün beyanlarının yönlendirici sorular sorulmadan alınmasının lüzumu aşikar hale gelmektedir. Bu amaçla görüşmeci yarı yapılandırılmış görüşme tekniklerine sadakatle bağlanmalıdır.Önerimiz `Her temas bir iz bırakır` ilkesine uygun bir şekilde yaşanılan olayın özelliklerinin ve olayın failinin tutum ve davranışlarının çocuk üzerindeki etkilerinin yine çocuk tarafından sözel ifadesinin adeta bir parmak izi gibi delil olarak kullanıldığı bu ifadenin tarafsız bir bilirkişi eliyle İfade Geçerlilik Analizi yönteminin aşamaları olan Dosya Analizi, ifadenin Kriter Bazlı İfade Analizi'ne göre puanlanması ve Geçerlilik Kontrol Listesi'ne göre standardize edilerek raporlanmasıdır.

Among the types of child abuse, the most difficult to be determined type of abuse is child sexual abuse, and besides the difficulty of detection, there are difficulties in collecting evidence, capturing and prosecuting and punishing the perpetrator. Some of the cases are submitted to the legal authorities more than a long time after the biological evidence can be obtained. Therefore, the anogenital findings that are expected to exist in the examination of the children who has a sexual abuse claim are not frequently encountered. The fact that the defendant often denies the crime also presents as a difficulty in the trial and makes it difficult for the defendant to be punished. In addition, in most cases, there is no witness who directly sees sexual abuse.In our study which is conducted in Ankara Western Courthouse 1st and 2nd High Criminal Courts. 28 case files from 30 cases were investigated in between February and April 2019 for child sexual abuse and it has been detected that, 3 of the 30 cases (10%) had genital examination findings for sexual abuse, 63,4% of the 30 cases did not have evidence except statement evidence on their files, 27 of the 28 suspects (96,4%) pleaded not suspect to the alleged crime, and 63,4% of the 30 cases did not have evidence except statement evidence on their files, and in the ratio of 83,3% there were no witnesses.In the files that we analyzed, the results showed that the judgment and verdict had been based on the expression of the child in Juvenile Court Administration (JCA) and Juidicial Interview Room (JIR).It is detected that 64,7% of the expressions received in Juvenile Court Administration which has an image CD in the files and 72,7% of the expressions received in Juidicial İnterview Room were asked by leading questions that could affect the content of the expression.Given the fact that the evidence should be obtained in accordance with the law in the uncovering of material truth, which is the main purpose of criminal procedure, it becomes clear that the representations of the juvenile to be used as evidence should be obtained without asking the leading questions. For this purpose, the interviewer must be loyal to the semi-structured interview techniques.In accordance with the principle of `Every contact leaves a trace`, the characteristics of the event and the effects of the behavior of the perpetrator on the child's attitude and behavior are used as evidence such as a fingerprint. Therefore, it is suggested that the File Analysis, which is the stages of the Statement Validity Analysis method, should be scored according to the Criteria Based Content Analysis and standardized and reported according to the Validity Checklist by an impartial expert hand.