Yetişkin bireylerde obezite önyargısı ile yaşam kalitesi ve beslenme durumları arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma, yetişkin bireylerde obezite önyargısı oranının ne ölçüde olduğu ve kişilerin yaşam kalitesi ve beslenme durumlarının önyargıları ile olan ilişkisini değerlendirmek amacıyla planlanıp yürütülmüştür. Araştırma, Ankara Çankaya İlçesi mahallerinde oturan 19-64 yaş aralığında olan yetişkin bireylerden gelişigüzel seçilen ve çalışmayı kabul eden 64'ü erkek (%32.5), 135'i kadın (%67.5) kadın 199 gönüllü bireyler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Veriler; bireylerin özelliklerine ilişkin bir genel anket, obezite önyargı ölçeği, yaşam kalitesi ölçeği, 24 saatilik besin tüketimi anketi ve fiziksel aktivite saptama anketi uygulanarak toplanmıştır. Araştırmaya katılan bireylere uygulanan obezite GAMS-27 önyargı ölçeği (OÖÖ) sonuçlarına göre; önyargılı, önyargıya eğilimli ve önyargısız olma oranları sırasıyla %50.8, %44.7 ve %4.5'tir. OÖÖ düzeyi açısından, erkekler ve kadınlar ile yaş ve eğitim durumu arasında önemli bir farklılık bulunamamıştır. Veriler, bireylerin obezite hakkındaki tutum sonuçları ile karşılaştırıldığında, kendilerini önyargılı olarak tanımlayanların ve obez olmanın bir insanın yaşayabileceği en kötü şey olduğunu belirtenlerin, OÖÖ değerlendirilmesi sonuçlarına göre anlamlı olarak (p<0.05) daha önyargılı oldukları belirlenmiştir. Bireylere uygulanan yaşam kalitesi ölçeğinden alınan sonuçlara göre, genel ortalama puan 3.61±0.52'dir. Toplam 8 adet olan yaşam kalitesi değişkenlerinde, en yüksek ortalama 3.91±0.78 ile insanlarla ilişkilerinden hoşnut olma, en düşük ortalama 3.27±0.79 ile yaşam kalitesi değişkenidir. Sekiz değişkene göre yapılan değerlendirmede erkeklerin günlük enerjiye sahip olma ve günlük aktivitelerini sürdürme becerileri puanlarında kadınlardan, kadınların da ihtiyaçlarını karşılayacak paraya sahip olma puanları erkeklerden anlamlı olarak daha yüksektir. Yaşam kalitesi ile eğitim durumu arasında bir farklılık bulunmamaktadır. Yaşam kalitesi ile yaş ilişkisi değerlendirildiğinde, yaşları 41 ve üzerinde olanlarda yaşam kalitesi anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. Yaşam kalitesi puanları; düzenli fiziksel aktivite yapanlarda, ağırlıklarını normal olarak tanımlayanlarda, kendilerini şişman buldukları bir dönem ve aile ve/veya yakın çevrelerinde şişman bulunmayanlarda anlamlı olarak daha yüksektir. Tüm bireylerin besin tüketimine göre; enerji, protein, yağ, karbonhidrat değerleri alınması gereken değerlerin altındadır. Vitamin ve mineral alımları açısından kadınlar ve erkekler arasında çinko dışında önemli bir farklılık bulunmamıştır. Diyetle alınması gereken demir gereksinimi kadınlarda daha yüksek olduğundan tüketilen değerlerde erkekler günlük gereksinimlerinin %84.5'ini karşılarken, kadınlar %47.3'ünü karşılamaktadır. Günülük alınması önerilen değerlere göre (TÜBER-2015) karşılama yüzdesi açısından en düşük değer (%21) folik asittir. Araştırmadan elde edilen verilerle, obezite önyargısı ile yaşam kalitesi ve beslenme durumu arasındaki ilişki değerlendirilmiş arada önemli bir ilişki bulunamamıştır. Ancak, obezite önyargısının yükseldiği günümüz dünyasında, daha geniş kapsamlı olarak gerçekleştirilecek bu tür araştırmalar, obezite sorunu olan kişilerin tedavisi ve eğitimleri için geliştirilecek programlara kuşkusuz önemli katkılar sağlayacaktır. This study was planned to evaluate the rate of obesity prejudice and the relationship between the people's quality of life and nutritional status. The study is conducted on a total of 199 randomly selected adults, 64 males (32.5%) and 135 females (67.5%). The study is carried out in Ankara Çankaya district who accepted to join the study within the age of 19-64. Data were collected by a questionnaire determining the characteristics of the individuals, obesity prejudice scale, life quality scale, 24 hour food consumption and physical activity determining questionnaires. According to the results of the obesity prejudice scale (OPS) applied to the participants, 50.8% measured as prejudiced and 44.7% were prone to prejudice. Proportion of the participants who were evaluated as not prejudiced were only 4.5%. There was no significant difference in OPS level between males and females, and no significant difference was found between OPS and age, and educational status. However, when the data were compared with the attitude of the individuals about obesity, it was found that there were statistically important relation between the person defining themselves as prejudiced and that being obese is the worst thing a person can experience (p<0.05). According to the results obtained from the quality of life scale, the overall average score is 3.61±0.52 Among the 8 variables of the scale the lowest result is 3.27±0.79. from variable asking the participants quality of life and the highest is 3.91±0.78 asking the participants' satisfaction with their relation with people. While there is no difference between men and women for these two variables, there is a significant difference between variables asking the participants having necessary energy or not, being satisfied with the ability of maintaining the activities of life and having enough money to meet their needs. Men are more satisfied with their daily energy, and with the ability to maintain the life activities than women, on the other hand women are more feeling comfort with the amount of money to meet their needs than man. There is no significant difference between quality of life and gender and education level, however the life quality was significantly higher in those over 41 years old (p<0.05). Life quality is also found to be significantly higher among the participants doing regular physical activity and those describing themselves as normal in terms of weight, and those not having any period in which they find themselves obese and those not having any obese individuals among their family or friends. According to the food consumption records of the participants; energy, macronutrients, vitamin and mineral values are lower than the recommended dietary amounts for both men and women. As recommended daily iron amount is higher in women than men, the amount meets 84.5% of men's daily needs while women meet only 47.3%. The lowest value (21%) is noted in folic acid. The results of the study showed that there was no significant relationship between obesity prejudice and the participants life quality and nutritional status. However, in today's world where obesity prejudice is rising, researches to be realized more broadly will undoubtedly add important contribution to the programs to be developed for the treatment and training of the people with obesity problems.Anahtar Kelimeler: Obezite önyargısı, obezite, yaşam kalitesi, beslenme durumu.
Collections